Gülper Yılmaz

Tarih: 28.09.2025 22:35

STRATEJİK ALGI VE YATIRIM

Facebook Twitter Linked-in

ABD’nin kapitokrasi (parası olan yönetir, gerisi pisliktir) bağlamında  küresel liderliğini derinleştirmek maksadıyla;  Evanjelik - Anglo Sakson ideolojinin iyi polis - kötü polis oyunlamasıyla, ABD ve yakın coğrafyasını emniyete alarak; ÇHC - Rusya Federasyonunu kışkırtarak müttefiklerini vesayet savaşlarına teşvik ettiği hatta zorladığı bir döneme girmiş bulunuyoruz. ABD stratejisini “ekonomik savaş” çerçevesinde meşrulaştırırken doğrudan müdahaleler için zemin hazırlamaktadır. Bunun için küresel ölçekte ABD mallarına uygulanan gümrük vergilerini sıfırlamak, rakiplerinin üretim mekanizmalarını tahrip etmek gerekiyor.

ABD ekonomik hedeflerine ulaşabilmek için RAND - CHATHAM HOUSE gibi düşünce kuruluşlarının üzerinde yıllarca çalıştığı seçenekleri birer birer hayata geçiriyor. Bu kapsamda;

- Nüfus konusunda herhangi bir sıkıntısı olmadığı halde halen ABD’den on kat daha fazla robot kullanan ÇHC deneyimini teknoloji tekeliyle ABD’de hayata geçiriyor,
- ABD’nin borçlarını ödeyebilmesi ve stratejik endüstri tesislerinin bir an önce ABD’de faaliyete geçmesi için doların değerini düşürme, enflasyon, kripto paralar gibi araçları kullanmayı deniyor,
- İngiltere ve Japonya gibi müttefiklerinin faiz artırması, dolar kurunu yükseltmesini istiyor.

Ancak tüm bu tedbirler ABD’nin ekonomisine istediği rahatlığı sağlayamıyor. Onun için savaş, sıcak çatışmalar daha kısa vadeli ve sağlam bir çözüm gibi görünüyor.

BM Genel Kurulunda Filistin Devletini tanıyan İngiltere, Kanada, Avustralya, Portekiz İsrail’le birlikte danışıklı dövüşlerine devam ediyorlar. AB’nin savaş suçlusu kabul ettiği Netanyahu’ya karşı Filistin Devletini tanımaması, ÇHC, İran, Türkiye, Rusya Federasyonu yanında nüfus çoğunluğu Müslüman olan ülkelerin Filistin devletine sıcak bakmaması Yahudi Lobisinin küresel hakimiyetini teyit etmektedir. Yani Evanjelik - Anglo Sakson stratejisi çerçevesinde İsrail - İngiltere rol paylaşımıyla Medeniyetler Savaşı fiili olarak derinleşmektedir.

ABD’nin küresel rakipleriyle çıkarılacak bölgesel savaşlar ve tüm sıcak çatışmalarda Türk, Latin, Hispanik ve kendini Müslüman kimliği ile tanımlayanların top yemi olarak kullanılması garantilenmiştir. Yani yaşamak için bireyler ve devletler ya Evanjelik veya Anglo Sakson beyaz ırk savunucusu olmaya zorlanıyor.

Küresel değişimlerden zarar görmemek adına Türkiye’nin öncelikle üretimden vazgeçtiğini, liyakat, laiklik, hukuk ve adalet kavramlarını bir kenara bırakarak ABD, İngiltere, Rusya Federasyonu odaklı tavizkar bir yolda ilerlediğini görüyoruz. Hükümetin ABD’ye doğrudan yakınlaşma denemeleri ekonomiyi batağa sürüklerken muhalefetin sadece “mağduriyet” üzerinden İngiltere vesayetinde iktidara talip olduğunu gözlemliyoruz. Yani vatandaşlarımızın her türlü seçenekte fakirlik, yoksulluk, adaletsizlik ve hukuksuzluğa yol vereceği ahlak dışı bir iklimde yaşıyoruz.

Artık pratikte Atatürk, Türk Milleti, Türkiye Halkı, Kürtler, din ve ahlak gibi kavramları ulusal bir değer olarak görmüyoruz. Çünkü İngiliz markalı Atatürkçülük solculuk, alevilikle sınırlıdır. Kürtler artık İsrail üzerinden ABD’nin vesayet gücüdür. TBMM’nin dışında tesis edilen komisyona göre Cumhuriyetimizin kuruluşunda birleşen Türkiye Halkı artık bir ulus değil halklar olarak ayrışmıştır. Artık Lozan Anlaşması ve Cumhuriyet mezara gömülürken Sevr Anlaşmasını hayata geçirmenin yollarını açmak için yeni bir anayasa elzemdir.

Yukarıdaki tablo içerisinde finansal piyasalarda teknoloji, sanayi sektörlerinin liderliğinde borsaların yükseldiği, ABD’nin stratejileri kapsamında değeri düşen dolara karşı altın ve gümüşün değer kazandığı bir ortam sözkonusudur. Gayrimenkul yatırımlarının önünü de faizler kesebilir. ABD’nin el attığı ve temelde ABD teknolojisine bağımlı kripto paralar konusunda kısa vadeli öngörü çerçevesinde söylenebilecek herşey havada kalabilir. Yani bütün yatırım araçlarında yüksek dalgalanma ve bunun getireceği riskleri bireysel inceleme ve risk alabilme kapasitemizle değerlendirmek zorundayız.
 


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —