Bir Memleket Doktoru: Dr. Kürşat Ergün
Bazı insanlar vardır; unvanlarıyla değil, bıraktıkları izlerle anılırlar. Kiminin abisi, kiminin kardeşi, kiminin arkadaşı, kiminin yeğeni… Ama her şeyden önce bu memleketin çocuğu. Dr. Kürşat Ergün, işte tam da bu tanımın karşılığı olan isimlerden biri.
Yıllarını Sağlık Bakanlığı’na bağlı bir sağlık ocağında, imkânların sınırlı ama vicdanın geniş olduğu bir anlayışla geçirdi. Kapıdan giren her hastayı sadece bir vaka olarak değil, bir insan olarak gördü. Beyaz önlüğün ağırlığını makam için değil, sorumluluk için taşıdı.
Sonrasında siyasete adım attı. Bir siyasi partinin il başkanı olarak görev aldı. Ancak onu farklı kılan, siyaseti bir koltuk yarışı olarak değil, hizmetin başka bir biçimi olarak görmesiydi. Samimi, candan ve ulaşılabilir duruşu; toplumla arasına mesafe koymayan tavrı, kısa sürede dikkat çekti. Makamlar değişti ama Kürşat Ergün’ün insanlığı değişmedi.
Bugün ülke genelinde özel hastanelerle ilgili birçok olumsuzluk konuşulurken, Sivas Medicana Hastanesi Acil Servisi’nde bambaşka bir tabloyla karşılaşıyoruz. Yerinde, hızlı ve doğru teşhisleriyle Sivaslı vatandaşların gönlünde adeta taht kurmuş bir hekimden söz ediyoruz. Acilin karmaşasında soğukkanlılığı, hastanın gözündeki korkuyu gören dikkati ve mesleki tecrübesiyle güven veren bir isim.
Dr. Kürşat Ergün’ü özel kılan şey yalnızca iyi bir doktor olması değil; aynı zamanda iyi bir insan olmasıdır. Zira bu topraklar, mesleğini vicdanıyla yapan insanları hiçbir zaman unutmaz.
Bugün Sivas’ta bir acil serviste umut olan, dün bir sağlık ocağında şifa dağıtan, önceki gün siyasette sorumluluk alan bu isim; bize şunu hatırlatıyor: Nerede olursanız olun, eğer insan kalabiliyorsanız, gerçek hizmet oradadır.
Ve bazı insanlar, makamdan bağımsız olarak, hep “bizden biri” olarak kalır.