Orhan Karahan

Tarih: 21.03.2024 22:19

ZAM YOKSA OY’DA YOK…

Facebook Twitter Linked-in

Kanun diyor ki; “Sendika: İşçilerin veya işverenlerin çalışma ilişkilerinde, ortak ekonomik ve sosyal hak ve menfaatlerini korumak ve geliştirmek için meydana getirdikleri tüzelkişiliğe sahip kuruluşlara denilir.”, yasaların çizdiği sendika kavramı bu. Benim anladığım ve dünyanın genelinde geçerli olan Sendika tanımı ise “A – B – C iktidarları fark etmeksizin, üyelerinin haklarını iktidarlara – hükümetlere karşı koruyan kollayan sivil toplum örgütleridir.” yani mazlumu zalime ezdirmemek, işçinin alnın teri soğumadan hakkını alması için mücadele etmek…

2019 Ağustos ayında % 15 zam pazarlığı ile işverenle masaya oturup % 8’e razı olan, sözde İşçileri temsil eden bir sendika genel başkanı, akşam eylem kararı alıp, gece sözleşmeye imza atan ve bunu mikrofonların açık olduğunu unutarak “Uzasa işi karıştıracağız en azından kapattım böyle” diye Sayın Bakana açılama yapma gereği duyan bir genel başkan. Bu örneği niye mi verdim perşembenin gelişi çarşambadan belli idi o yüzden

Gelelim bugüne enflasyon rakamları alıp başını gitmiş, Ocak 2024’te memura, emekliye, asgari ücretliye, toplumun her kesimine % 49 zam yapılmış ancak Kamu İşçisinin zaten sözleşme gereği alacağı enflasyon farkına lütuf gibi yaklaşık ekstra % 10 zam müjdesi verilerek % 32’de kalmıştı ve dün, işi karıştırmamak için uzatmadan kapatan “işçi temsilcilerinde” ses yok.

2024 yılı gelir vergisi tarifesinin ilk dilimi 110.000,00.-TL olarak belirlendi. Yeniden değerleme oranı 2000 yılından bugüne düzenli artış uygulansaydı, 2024 yılında gelir vergisi ilk dilimi 288.571,00.- TL olacaktı. Kamu işçileri bu ay % 20’lik vergi dilimine girdi, geçen aydan 5 puan fazla, İddia ediyorum ülkemizde en çok vergiyi ödeyen kesim istisnasız KAMU İŞÇİSİ’dir. Emin olun adaletli bir vergi sistemi ile ülkede bu kadar yoksulluk olacağını düşünmüyorum.

Rahmetli Erbakan Hocanın işçiye yaptığı zammı, son 20 yılda hükümet kaşıkla verip kepçeyle alarak tüketti. Sendikalarının yalnız bıraktığı Kamu işçileri aylardır, gerek sosyal medya mecralarında yaptıkları etkinliklerle, gerekse Ankara’da yaptıkları açıklamalarla, verilen zam oranının herkese olduğu gibi kendilerine de % 49 olması yönünde hükümete çağrı yapmaktalar. ZAM YOKSA OY’DA YOK… Hatırlatmakta fayda var, rahmetli Süleyman Demirel'in bir söylemi vardı: “Boş tencerenin yıkamayacağı iktidar yoktur.”

5510 sayılı yasanın yürürlüğe girmesi ile işçinin haklarının santim santim çalındığı bir sistemde, mevcut üyelerinin hakkını koruyamayan ancak kendi koltuğunu korumak adına taşeron işçi diye çığırtkanlık yapan sendikalar nerde, gören beri gelsin. Her ay açlık sınırı şu, yoksulluk sınırı bu diye açıklama yapmakla o işler olmuyor maalesef. Düşünün Cumhurbaşkanını bile seçebilen ben, Sendika başkanını seçemiyorum, delege seçiyorum, delegelerde başkanı seçiyor.

Velhasıl demem o ki; iktidar yanlısı bir sendika anlayışı sendikacılığın mantığına aykırı bir anlayıştır, böyle bir şeyin olması mümkün değildir, doğası gereği sendikalar hangi tip ve modelde iktidar olursa olsun üyelerinin haklarını koruma mücadelesinde onun karşısında, üyelerinin yanında yer almalıdırlar…

Görüşmek üzere, sağlıcakla kalın…
o_karahan@hotmail.com


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —