Kemal Sarıkartal


YARALI 


Kangal,Pazarında yanımdan geçti, iki adım yürüdü. Durdu !
Döndü ! Baktı !
Göz göze geldik.
Sarı saçları akak olmuş üzerinde mavi giysisi, boynunda mavi fular, mavi gözleri ışıl ışıl. Güzelliğinden bir şey kaybetmemiş. 

Dedim; Merhaba !
Gönlümün kuytusuna yerleştin, tomurcuklanıp kök saldın. Kalbimin kavrulan toprağında yeşerdin,sonra yok oldun. Dinmeyen hasret, tükenmeyen umutlarla bekledim. 

Dedi; Sınıfımız karşı karşıyaydı,kalbim her teneffüste sana giderdi, önceleri göz göze gelirdik,konuşmaya cesaret edemezdim.
Sana bakarken gözlerim yorulduğunda saatler sancılı geçerdi, yarını zor ederdim. 
Koridorun başında beklerken, ilk gözyaşlarımda nisan yağmuruydun.

Dedim; İçimde bir şeyler olmuştu, içimde büyüdün, çok büyüdün, anıları götürdün .
Gidişin sessizdi. Ama hep korktum senin için, ayrılık başka, seni yitirmem başkaydı.. 

Dedi; Sitemkâr mektupların geldi. 
Sen gelmedin !
Oysa mektuplarını değil senin gelmeni istiyordum.

Dedim; O mektuplar duruyormu ?

Dedi ; Hayır yaktım, duman oluşunu izledim, sonrasında çok perişan oldum. 

Dedim ; Kırılgan duygular, yüreğine yüktür. 

Dedi ;  Kırılganım tabii, bulut gibi doluyum.

Dedim; Yıllar sonra bu ne rastlantı, bir bizmi varız, küçük bir ilçenin sokaklarında bu ne tesadüf.
 
Dedi; seninle yıllar sonra karşılaşınca içim yandı, tarumar oldum. Anılarıma gittim, içime hüzünler doldu.
Kırılmaya razıydım şu an parçalandım. Parçalarımı toplarken daha çok dağıldım. 
Senin bıraktığın yara yıllardır içimde !
Sen yaralarımı kanatmak içinmi geldin ? Yaralarımı kanatmak senin görevin mi ? 

Dedim; Saçlarını kısa kesmişsin, örgülü saçlarını sallayarak peşinden sürüklendiğim günleri hatırladım. 
Geceleri hüzünlenirdim, geceleri özlemek zordu, seni sakladım gecelerime,seni özleyince sol yanım acırdı. 

Dedi; Bozbulanık selde yüzer gibi oldum, selden çıktım, sırtımı fırtınalar sardı dağın ardına attı. 
Yalnız kaldım bu hayatta.
Kayıptın,seni daha çok bölük pörçük uykularımda,rüyalarımda bulurdum. Sen hep vurdun sana vurgun olan kadına, ne diyeyim yinede sağol. 

Dedim; Seni özlemenin ne kadar zor olduğunu anlatamam. Yaralarını kanattımsa yok say beni. Hiç buralara gelmemişim hiç görmemişsin gibi yok say ! 

Dedi; Yok sayamam seni,yaralarımı yeniden kanatmadan uzaklaş ! Bir daha seni görecek değilim sanki bir rüya gördüm. 

Dedim; Yinede olsun bu yürekte mektupta bitmez,aşkta, şiirde. Sen bu pazar yerindeki en güzel kadınsın. En duygulu şiirler senin için 
     
     Gittiğinde sabahtı 
     Yorgun bir akşam üzeri geldin
     Gittiğinde bahçeler  badem çiceğiydi
     Canıma çakır tikenleri batarken geldin.

Ve gözlerime bakarak konuştu

Dedi; Hasretliklerim, yaşayamadıklarım, sevdamdaki sürgünler türkülerde gizliydi. Seni özledikçe bir kaç hatıra ve Kangal köylerinde söylenen türkü dolanır dilime...

    Yine nazlı yardan bir mektup aldım 
    Zarfının üstünde puluda yoktur
    Okudum mektubu hâline yandım 
    İçinde selamı var adresi yoktur 
    Eğlen yolcum eğlen 
    Ağlen zalım ağlen...

Ayrılırken, ne hayırsız aşıkmışsın,halâ bir yanım yaralı dedi.

13 Haziran 2024-Kangal
   Pulsuz mektuplar 
     Tahta Bavulda.

YAZARLAR