Tekkeönünün bir parçası olan bahçemizin geçmişteki görüntüsünü Facabook ’tan izleyen arkadaşlarım Tekkönünü anlatmamı istediler.
Mustafa Birinci, Rahmetli Kadir Üredi Hayat Ağacı dergisinde burayı anlattılar. Sivaslı olup da Tekkönünde anısı olmayan yoktur desem abartmamış olurum.
Tekkönünde piknik yapan herkesin tekkeönü izlenimleri farklıdır ve unutulmaz anılarla doludur. Bu bakımdan tekkeönü anlatılmakla bitmez.
Tekekönü; Soğuk Çermik’ten Kızılırmak’a kadar olan bölgeye hayat veren Mısmılırmak’ın Sivaslılara güler yüz gösterdiği, onların mutlu olmasını sağladığı verimli topraklara sahip, Hz. Muhammet’in bayraktarı Abdulvahabigazi’den dolayı da efsanelerle anılan ve birçok bilim adamının sohbet yeri olarak tercih edildiği yukarı tekkenin önündeki birkaç kilometrelik benzeri yerine konulamayacak yemyeşil alandı.
Yetiştirilen sebze ve meyve çeşitliliği yönünden Sivas merkezinde buraya denk bir tarım alanı olmadığı gibi kepenek suyundan daha sağlıklı ve iyi olduğu söylenen gözeler de buradan çıkardı. Bu suların bir kısmı Sanat Okulu Öğretmeni Mahmut Bey’in ve Şükrü Cemek’in bahçelerine pöhreklerle getirilmişti.
Mahallemizdeki Ünzüle Pınarının suyunun geldiği noktalara binalar yapılınca pınarın suyu kesildiğinde Mısmılırmak’ın göze suyu buraya bağlanmıştı.
Irmak kenarına yapılan evlerden sonra hiç evlenmemiş mahallemizden bir hanımın çeyizliklerini satarak yaptırdığı Ünzüle pınarı da kurumuştur.
Mısmılırmağın suyu Kızılçaköy’ün dağlarından doğar, Soğuk Çermik’in ve geçtiği güzergâhtaki derelerin sularıyla beslenerek Kızılırmak’a akardı. Bu suyun şifalı olduğuna inanılırdı.
Sivas’a hayat veren hiçbir ırmağın suyu Mısmılırmak’ın suyu kadar temiz, balıkları da buranın balıkları kadar lezzetli değildi.
Balıkçılar, sabah ezanında gelerek çağlayan da torlarıyla balık tutarlardı. İsmini hatırlayamadığım Çayırağızlı balıkçının balıkları ilk önce Hacısait’te alıcı bulurdu.
Mısmılırmak bir bereket cennetiydi. Irmağın içinden çıkartılan kumlar at arabalarıyla, kamyonlarla taşınırdı. Irmak kenarındaki bahçelerde yetişen havuç, pancar, salatalık, domates, yer elması, fasulye, kabak gibi sebzeler manava gitmeden tarlada alıcı bulurdu.
Temiz su anlamına gelen Mısmılırmak büyüklerimiz tarafından saf su diye de anılırdı. Bu saflık ve temizlik sıfatı halk arasında öyle yerleşmişti ki örnek ahlâklı insanlar için Mısmılırmak’ı kastederek ırmak gibi saf biri derlerdi