Kültürel birikim, millet ve devlet olmanın temel ilkelerindendir. Kavram, geniş anlamıyla toplumsal değerleri karşılar. Medeniyetin oluş süreci, kültüre bağlıdır ve şehirlerin dinamiğini oluşturur.
Sivas, arkeolojik geçmişiyle, tarihî kimliğiyle ve doğasıyla kültür kentidir. Maalesef yerel yöneticiler, Sivas’ın bu zenginliğini iyi değerlendiremediler.
Eğrilce, Sıçancık, nevruz kutlamaları ve cuma ziyaretlerinin oluşturduğu yerel kültür, tekkönünün betonlaşmasıyla tarihten silindi. Bir de Mısmılırmak kelimesi yerine Aksu ismini koyarak Sivaslının hafızasından temizlik, akan su tasarımını yok ettiler.
Bizim yaşımızdakiler bilir ki Tekkönü tanışma, kaynaşma, eğlenme ve sosyal dayanışma yeriydi. Her köşesinden kaynak suları çıkan Mısmılırmağın suyu, soğuk çermiğin suyu ile beslenirdi.
Irmağın etrafını çeviren bahçelerde yetişen salatalıklar, patatesler, fasulyeler ve diğer sebzelerin tadına doyum olmazdı.
Sivas, ilginç sivil mimarlık örneklerine sahipti. Bahçeli konaklar yanında neredeyse 400-500 yıllık bacasında futbol topu oynadığımız evler vardı. Sivas’ın kadim ailelerimden Caniklioğlularının evlerinin damı öyleydi. Leyleği gördüğümüz gün, Caniklioğlularının evlerinin damında baca pilavı yapar, pilavı yerken birtakım tekerlemeleri bağırarak bir ağızdan söylerdik
Eski İmam Hatip lisesinin bulunduğu mekânda yan yana dizilen konaklar dere kenarında bir tablo oluştururdu.
Çayırağzındaki Selçuk Dede Türbesi gizemiyle bir konağın arka bahçesinde dururdu ve saklambaç oynadığımız türbede tarihi solurduk. Unutulmuş, kaybolmuş türbe Sayın Doğan Ürgüp döneminde bir sohbetimiz üzerine araştırıldı ve Vakıflardaki kayıtları çıkarıldı. Gösterdiğim yerin Selçuk Dede Türbesi olduğu teyit edildi
Emekli akademisyen bezeme (minyatür, tezhip, hat) sanatçısı Sayın Olcay Kıncay Ahi Emir Ahmet’in türbesinin minyatürünü çizecek. Caddede bulunan Arap Şeyhin evinin fotoğrafını bulamamış. Torunu Sayın Ragıp Gürer ve Sivas’ın kültürüyle ilgilenen değerli arkadaşlarımı ve ilgili resmi kurumları aradım. O caddenin fotoğrafını bulamadık.
O muhteşem evle birlikte dervişlerin yerel gelenekleri de kayboldu.
Belediye Kanunu ve iç yönetmelikler yaşadığı dönemin ekonomik ve kültürel özelliklerini yansıtan her türlü kültür varlığının korunmasını emreder. Bu bina yıkılırken mutlaka resmi çekilmiştir. Ama sistemli bir arşiv yoksa fotoğrafı bulmak da zordur.
Sayın Âdem Uzun’unun Sivas’ı ve Sivaslıyı tanıyan bir ekiple çalıştığını tahmin ediyorum. Son aylarda sosyal basında yaptığı çalışmaları ve hedeflerini anlatması taşrada yaşayan fakat Sivas’la bağı kopmayan bizleri sevindiriyor. Kültür meselelerinde de aynı titizliği göstereceğini şimdiye kadar yaptığı çalışmalar gösteriyor.
Bir ilde müze çoğalıyorsa oranın kültürel zenginliğinin müzeleştiği görülür. Önemli olan her türlü değeri yerinde koruma altına almak, yaşatarak nesillere aktarmaktır.