
Taksi şoförü.
Fotoğraf sanatçısı.
Babasından aldığı mesleği sürdüren bir güzel yürekli insandır Şevket Şahintaş.
Gündüzleri taksi şoförü olarak çalışıyorken göremediklerini, gece vardiyasına geçince farkediyor ve bir başka dünyayla karşılaşıyor…
2004 Kışıdır. Geceleyin taksidedir, çalışmaktadır. Soğuk bir kış gecesinde üşüyerek sokakta uyumaya çalışan insanları görür ve bu duruma çok üzülür. Bu insanlar için ne yapabilirim diye düşünür. Onların sesini ilgililere nasıl duyurabilirim der ve aklına, bu insanların fotoğraflarını çekip paylaşmak, göstermek fikri doğar. Böylece pantolon cebinde taşıyabileceği bir küçük fotoğraf makinası alır. Onunla ilk fotoğraflarını çekmeye başlar…(Daha sonra profesyonellerin çektiği bir fotoğraf makinası edinir).
Geceleri altı yıl boyunca fotoğraflarını çektikleri insanlar; İstanbul’da, sokaklarda yatmak zorunda kalan evsiz barksız garibanlar, yoksullar, tinerci-balici çocuklar, gece yaşamlarını kazanmaya çalışan hayat kadınları, travestiler, kâğıt toplayıcıları gibi zor koşulların insanları olurlar.
Bütün duyarlığıyla, yürek sızısıyla, geceleri fotoğrafladığı bu insanların fotoğraflarını, fotoğraf sitelerinde paylaşıp geniş kitlelere ulaştırınca, çok büyük bir etki yaratır ve dikkatleri üzerine çeker…
İlk olarak ODTÜ Mezunları Derneği’nin, fotoğraf gösterimi ve söyleşi davetiyle, sanat çevresinde görünür olur, çektiği fotoğraflar büyük ses getirir, basında ve tv kanallarında geniş yer bulur. Fotoğraflarıyla ve kendine has kişiliğiyle apayrı bir fark yaratır. Boğaziçi Üniversitesi başta olmak üzere, İstanbul dışındaki başka şehirlerde, bir çok kurumun davetlisi olarak, fotoğraf gösterimi ve söyleşilerde bulunur. Yurtdışı yabancı kanalların da ilgisini çeker, tanıtımı yapılır.
Duyarlı bir yürektir Şevket Şahintaş. Geceleri sabaha kadar, kâğıt toplayıp yaşamını sürdürmeye çalışan emekçi insanlara, ağaçların daha az kesilmesine katkı verdikleri için sonsuz saygı duyar.
“Gecenin Öteki Yüzü” adını verdiği Kişisel Fotoğraf Sergisi’yle büyük bir ses getirmiş, İstanbul gecelerinin farklı ve karanlık yüzünü gözler önüne serdiği, fotoğrafladığı insanların sesi olmaya çalışmıştır.
Bu değerli insan, göstermek istediklerini, fotoğraflayarak belgeleyip ortaya koymakla yetinmemiş, “Sokağın Çocukları” adlı belgesel filmler yaparak, onların kendi ağızlarından yaşamlarının duyulmasını, hikayelerinin fark edilmesini, sessiz çığlıklarının sesi olmaya çalışmıştır.
Çektiği siyah-beyaz fotoğraflarla, yaptığı belgesellerle, toplumun görmezlikten geldiği, üzerinde düşünmek istemediği bir dünyayı gözler önüne sererek, toplumsal duyarlılığı artırarak, sokakta yaşayan insanlarımızın acısını hissetmemize, onlara yardım etmeye bizleri davet eder…
Sevgili Şevket, çektiği fotoğraflardaki insanların iniltilerini, ne yazık ki fotoğraf karelerinde göremeyeceğimizin üzüntüsünü dile getirir her söyleşisinde…
Benim de aynı zamanda yakınım-akrabam olan sevgili Şevket, elinden geldiğince o sokak insanlarına maddi manevi katkıda bulunur, bazılarına giysiler alır, onlara kendince, gücünün yettiğince kucak açar.
Şevket Şahintaş’ın hayatını anlatan, yönetmenliğini Erdem Murat Çeliker’in yaptığı “Herkes Uyurken” adlı belgesel, Antalya Altın Portakal Film Festivali’nde
En iyi belgesel ödülünü alır. Bu başarılarına rağmen, asıl amacının sokak insanlarının ve özellikle de sokak çocuklarının hayatını değiştirmek istediğini söyler…
Şevket Şahintaş:
1966 Yılında İstanbul’da Hisarüstü’nde doğdu. 1988 Yılından beri taksi şoförlüğü yapıyor. Altı yılı aşkın bir süredir çektiği ve “Gecenin Öteki Yüzü” ismini verdiği fotoğrafları, hem Türkiye’de hem de dünyada büyük ilgi gördü. Saint Petersburg’ta “Çağdaş Türk Fotoğrafçıları” adlı etkinlikte Türkiye’yi temsil etti. Fotoğrafları Üniversite arşivlerine girdi. Ünlü fotoğrafçı Ara Güler ve Şevket Şahintaş ile yapılan röportaj, fotoğrafa bakış açıları ele alınarak İngiltere’de London College of Communication Üniversitesi’nde mastır tezi olarak yayınlandı. Türkiye’de bir çok gazete ve dergilerde röportajları ve fotoğrafları yayınlandı. CNN İnternational, Der Spiegel Online’da röportajları, Zoom Europa Arte ve Deutsche Welle kanallarında kendisi hakkında yapılmış kısa belgeselleri yayınlandı.
İsmail Bakar ile yaptığı bir söyleşisinde, kendisine yöneltilen “son cümleleri” sorusu üzerine;
“…Güzel bir memlekette yaşıyoruz, her tarafını görmedim ama çok güzel bir ülkede yaşıyoruz. Çok güzel insanlarımız var, hak ettiğimiz gibi yönetilen bir ülkede, yani daha iyi bir demokrasisi olan, daha iyi insan haklarına sahip bir ülkede yaşamak istiyoruz…” diye yanıtlar.
Akrabası olmaktan gurur duyduğum Şevket kardeşimle ne kadar övünsem az…