Alparslan Ayral


SAYIN İÇİŞLERİ BAKANIMIZ VE SAYIN ADALET BAKANIMIZ DOLANDIRILMAKTAN DOLANDIRILMAYA TEŞEBBÜSLERDEN BUNALDIK


Moral değerleri, vatandaşın devlete karşı güven duymalarının garantisidir. 
  Siyasi erkin devamı, buna bağlıdır. 
  Millî dayanıklılığın temel harcı vatandaşın devletine duyduğu inançtır. Hatta bu kavram millet olmanın kurucu unsurlarındandır.
   Dolandırıcıların alenen suç işlemeleri ya da suça teşebbüs etmeleri, vatandaşın moral gücünü yaralamakta, zayıflatmaktadır. 
 Yasalarımızda dolandırıcılığın yasaklanmasına ve her gün bunlarla mücadele edilmesine rağmen vatandaş hâlâ kandırılmakta, vakti çalınmakta, öfkelendirilmekte, korkutulmakta, endişelendirilmekte ve çeşitli yöntemlerle mağdur edilmektedir. 
    Yapılan resmî ikazları, uyarıları, bilgilendirilmeleri neden göstererek kandırılmasaydın, inanmasaydın, ikna edilmeseydin, telefonunu açmasaydın gibi ithamlarla vatandaşı saflıkla, aptallıkla, tedbirsizlikle suçlamalar da etik değildir. 
    Kaldı ki ceza hukuku profesörünün, hatta geçmişte başbakanın bile kandırıldığı, dolandırıldığı bilinen gerçektir. 
    Vatandaşın ana kucağı, adalettir. Korkutulduğunda, yanıltıldığında, parası elinden alındığında veya alınmak istendiğinde başka koruma yok adaletten başka. 
   Savcılık, genellikle dolandırıcılıkla ilgili şikâyet dilekçelerine;  (…) Cumhuriyet Başsavcılığımız tarafından takibi gerekli suç ve suç unsuru bulunmadığı anlaşılmakla; kamu adına kovuşturma yapılmasına yer olmadığına karar vermektedir ”şeklinde cevap vermektedir. 
   Ceza yasamızda suç yolu, belli aşamalardan oluşur. Bu yol, suç düşüncesi ile başlar, hazırlık safhası, icrası ve neticelenmesi ile son bulur. 
  Türk Ceza Yasasını 35 maddesi bununla ilgilidir. Kanunî tipikliğin gerektirdiği unsurlar tam gerçekleşmemiş olsa dahi, suça teşebbüs, ceza sorumluluğunu doğurmaktadır.
   Savcıların takipsizlik kararı ile yasanın çeliştiği noktaları belirtmem için birkaç maddi gerçekten hareket etmem gerekecektir.
    03.04.2024 tarihinde Yapı Kredi Bankasından cep telefonuma “kayıtlarımızdaki telefonunuz silinmiştir. Telefon numarası güncel ve kullanımınızda ise en yakın şubemize başvurmanızı rica ederiz ”mesajı geldi. 
   Genel merkezlerini arayarak yetkili birine ulaşmak istedim. Doğukan ismindeki yetkili telefon numaramın ATM’den silinmek istendiğini, bu işlemi de dolandırıcıların yapabileceğini, savcılık talep ettiği takdirde gerekli bilgileri vereceğini söyledi.
   Dolandırıcılığın tehlikeli boyutuna dikkatleri çekmek istiyorum.
   ATM’den cep telefonumu sildirerek kendilerinin telefonunu yazdırmak istiyorlar ve bunu yaparken de benim T.C. Kimlik numaramı kullanıyorlar. Aynı yıl içinde 22 Mart 2024 tarihinde 0536 058 70 69 no’lu telefondan kendisinin komiser olduğunu söyleyen kimse kimliğimin iki kadının eline geçtiğini söyleyerek dolandırmak istedi. Her iki dolandırılma teşebbüsünde savcılığa şikâyette bulundum. Savcılık şikâyetlerime takipsizlik kararı verdi.
  Şimdi; 17.12. 2025 tarihinde saat 13.38’de komiser olduğunu söyleyen kişi 0 543 436 55 74 no’lu telefonundan beni arayarak üzerindeki fotoğrafı bana ait olmayan; ancak kimlik bilgileri bana ait olan nüfus kimlik kartını WhataApp’ ’tan bana göndererek dolandırılmak istendiğimi söyledi. 
   Bu kimse, üzerime kayıtlı dairemin ve ev adresimi hangi bankadan yakın zamanda işlem yaptığımı, eşimin adını söyleyerek beni ikna etmeye çalıştı. 
   Bu üç dolandırma teşebbüsünde de doğrudan icrai hareket bulunmaktadır. Dolandırıcılık sucu kastıyla hareket edilmiş; ancak sonucun meydana gelmesi failin iradesi dışındaki sebeplerden dolayı gerçekleşmemiştir. Bu durumda TCK mad 35/2 göre dolandırıcıya ceza verilmesi gerekir. 
   Vatandaşın merak ettiği konu şudur:
   SOMUT OLAYLARDA AÇIKÇA DOLANDIRICININ ARADIĞI TELEFON NUMARASI, ARADIĞI TARİH, SAAT BELLİ OLMASINA RAĞMEN BU KİMSELER NEDEN TESPİT EDİLEMİYOR? 
   İlgili yasa açıkça basit ve nitelikli dolandırıcılık suçunun teşebbüs aşamasında kalmasının mümkün olduğunu belirtmektedir. 
   Fail, fiiline elverişli hareketlerle kötü bir irade ile başlıyor, elinde olmayan nedenlerden dolayı neticeye gidemiyor. Fakat ceza sorumluluğunu genişletiyor. Burada mağduru korkutarak,   tipik hareketle bağlantı içinde olan zarar tehlikesi ortaya çıkıyor.
  Her somut olayın özeline göre dolandırılma eyleminde hileden, mal sahibinin rızası olmadan mal varlıklarını tespit etmeden, bilişim sistemlerini kullanmadan, kendisini kamu görevlisi olarak tanıtmasından, tehditten, kişilerin huzur ve sükûnunu bozmadan, kişisel verileri hukuka aykırı olarak elde etmeden söz edilebilir.
   Dolandırıcılık suçunda sadece suça teşebbüs değil TCK.157,154,142,158.106,123.136. maddeleri somut olaya bağlı olarak değerlendirilebilir.

YAZARLAR