Sezai Kara


RONALDO


2024 Avrupa Futbol Şampiyonası.
Portekiz-Slovenya grup eleme maçı.
Doksan dakikası golsüz beraberlik ile sonuçlanıyor.
Son yarım saatlik uzatmalar oynanıyor.
Uzatmalarda Portekiz penaltı atışı kazanıyor.

 


 

Topun başına,dünyanın en büyük futbolcusu ve efsane oyuncusu Cristiano Ronaldo geçiyor. O her zamanki duruşuyla,yüzündeki kendisine has ifadesiyle ve konsantrasyonuyla penaltı noktasındaki 
topa vuruyor ve kalecinin kurtarışıyla penaltıyı kaçırıyor…başta Ronaldo olmak üzere Portekizli oyuncular büyük üzüntü yaşıyorlar. Ronaldo gözyaşlarına boğuluyor. Duygularına hakim olamıyor ve ağlıyor. Kanımca ağlamak iyi yürekli insanlara has bir şeydir. Portekizli bütün oyuncular Ronaldo’nun etrafını sarıp O’na moral vermeye çalışıyorlar.
Uzatmalarda da  gol olmayınca turu geçme durumu penaltılara kalıyor.
Ben uzun yıllar futbol oynamış,kritik maçların içinde yer almış,penaltı atışları yapmış birisi olarak,eleme maçında son anlarda penaltı kaçıran bir futbolcunun,böylesi bir durumda moral olarak iyi olamayacağı düşüncesiyle,penaltı atışlarında ilk değil de son penaltıyı kullanabilir diye düşünmüştüm.
Ama öyle olmadı.Ronaldo topu penaltı noktasına götürdü ilk penaltıyı kendisi atmak istedi…ve topa gelip vurdu,bu sefer diğer köşeyi  seçti,kalecinin hamlesine rağmen topu ağlarla buluşturup golünü attı.
Kendisini coşkuyla alkışlayan seyircilerine gitti, bir futbolcu gibi değil de sanki sahnelerdeki opera sanatçılarına yaraşır bir tavır içinde,iki elini karşılıklı birleştirip göğsüne-yürek hizasına getirip hafif de başını öne eğip mutlulukla selamladı.
Arkasından kalecileri,Slovak oyuncuların bütün penaltı atışlarını kurtardı ve bu moralle Portekizli oyuncular da penaltıları gole çevirince,turu geçen taraf Portekiz Milli Takımı oldu.
Slovenya maçında kaçırdığı penaltı hakkında konuşan Ronaldo,

“ Gördüğünüz gibi maçın son anlarında penaltıyı kaçırdım ama ilk penaltıyı atan ben olmak istedim; ağlayıp üzüldüğüm anlarım aklıma geldi ve bir anda sen Ronaldo’sun,sen böyle yaparsan arkadaşların da panik yapar,güçlü ve kararlı bir şekilde topun başına geç ve at ki herkesin güveni iyice kendine gelsin dedim. Hayatta gerektiği zaman sorumluluğu  üstlenmelisiniz. Korkamazsınız,bana göre buna hakkınız bile yok! Ben hiçbir zaman olaylarla doğrudan yüzleşmekten korkmadım. Bazen doğru yapıyorum, bazen doğru yapamıyorum ama vazgeçmek mi?!
Bu benden asla duyamayacağınız bir şey!..”
Yukarıdaki sözlerden bu adamın büyüklüğünü ve aynı zamanda büyük bir lider kişiliğine sahip olduğunu görüyorum.
Üzerindeki çok büyük baskıya rağmen,bütün riskleri göze alarak,içe dönüp kendisini toparlayarak o topun başına gitmek her futbolcunun harcı değildir. İzlerken ben bile yerimde nefesimi tuttum,tüm kalbimle gol atmasını istedim…
Bendeki Ronaldo sevgisi oğlum Görkem’in,Ronaldo adının ilk duyulduğu yıllarda O’na hayranlığı ile ve beni etkilemesiyle başladı. O gün bugündür,O’nu sevgiyle izlemeye devam ediyoruz…
Ronaldo sadece üst düzey,üstün yetenekli bir futbolcu değildir. Bir o kadar da insan bir kişiliktir. Dünyamıza yabancı,dünyada olan biten kötülüklere karşı duyarsız bir kişilik değildir. Bu sebeple bazı ülkelerin lobilerinin hedefinde olan bir adamdır O aynı zamanda…
Bir büyük vefa örneğidir Ronaldo.Yoksul çocukluk günlerinde kendisine iyilik yapanları asla unutmamış,gidip arayıp sorup bulmuş ve gereken duyarlılığı fazlasıyla göstermiştir.Beni şu durum çok etkilemiştir; Genç takımlarda oynadığı yıllarda,futbol kulübüne-futbol sahalarına yakın yerde sandviç,tost yapılan bir yer vardır.Ronaldo acıkınca zaman zaman oraya gider.Yoksul bir çocuk olduğu için parası her zaman olmaz.Orada çalışan bir kadın Ronaldo’nun bu durumunu fark eder ve O’na parasını almadan sandviç-tostlar ikram eder…Ronaldo, dünya Ronaldo’su olunca gider o mekana ve kendine kucak açan,orada çalışan kadını bulamaz, ama ne ederse eder sonunda O’nu bulur ve Ronaldo’luğunu yapar büyük bir maddi katkı sunar…Yine yıllar önce öğrendiğim beni çok etkileyen yaşanmış bir anısını alıntılayarak aktarmak isterim:…Ronaldo’dan öğrenelim;
Albert Fantrau ile 18 Yaş Altı Şampiyonası’nda oynuyorduk. Sporting Lizbon bizi izlemeye geldi ancak yalnızca birimize şans tanınacağını söyledi. Benim gidiş nedenim başkaydı ama bu yaşanan anımın da büyük etkisi olduğunu söyleyebilirim. Menajer bize “Sıradaki maçta kim daha fazla gol atarsa,benimle o gelecek,” dedi,
Maç başladı. İlk golü ben attım. Hemen ardından Fantrau ikinci golü attı. Üçüncü gol ise ikimizin de hayatını değiştirecek bir gol olacaktı. Kaleci ile karşı karşıya pozisyon yakalayan Fantrau’nun tam arkasındaydım. Kaleciyi de geçti, yuvarlasa gol olacak bir pozisyonda topu önüme bıraktı. Lizbon gidiş biletini bana hediye etmişti. Maçtan sonra soyunma odasında Albert’e “ Neden bunu yaptın?” dedim. Bana, “Sen benden daha iyisin,” dedi.
Bu hikayeyi bir gün röportajda gazetecilere anlattım. Hemen gidip Albert Fantrau’yu bulmuşlar. Fantrau hikayenin gerçekliğini doğrulamış ve şöyle demiş: “O dünyanın en büyük futbolcusu oldu, ben ise işsizim.” Gazeteciler Fauntrau’ya, “İşsiz olduğunuzu söylüyorsunuz. Peki bu muhteşem evi,spor arabayı ve ailenizin tüm ihtiyaçlarını karşılayacak kadar parayı nereden buldunuz?” demişler. “Cristiano Ronaldo benim gerçek dostumdur. O gerçek bir kahraman,” demiş. Bana göre asıl Fantrau gerçek bir dosttur.
…..
O’nun futboldaki başarıları,dünya çapında kazandığı ödüller değil yazımızın konusu.Onu her isteyen kolaylıkla öğrenebilir…
Beni ilgilendiren şeyse O’nun yaşam felsefesi ve örnek kişiliği…
Bütün sevdiğim,araştırdığım başarıya ulaşmış kişilerdeki benzer özellikler Ronaldo’da eksiksiz ve fazlasıyla var. Çok çalışkan ve çok disiplinli olmak ve yine kısaca kendi söylemiyle; “Kendinle yarışmak, başarmanı sağlar”.
Annesi aşçı,babası belediyede bahçıvanlık yapan ve üç çocuktan sonra beklenmeyen sürpriz bir doğumla,yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Ronaldo; geldiği yeri inkar etmeyen,çocukluğunu-çocukluk arkadaşlarını unutmayan iyi ruhlu bir insandır. O’nun yakaladığı başarıyı yakalayan-hatta kırkta birini yakalayanların megalomanlaştığı bir dünyada O; alçakgönüllülük,vefakarlık ve örnek bir insanlık abidesi olarak sahalarda yıldızlı ışıklar saçmaya devam ediyor…
İyi ki dünyamızda varsın Cristiano RONALDO.

YAZARLAR