Teknolojik gelişmeler, toplumların değerlerini etkilemiştir.
Hızlı dönüşümün getirdiği sosyal bağlardaki kopukluk, iletişim eksikliği, bireyselleşme gibi küreselleşmenin yarattığı olumsuz yaşantı şekilleri, endişe verici boyuta ulaşmıştır.
Hayatın anlamını öğreten geleneklerimiz, kasıtlı olarak toplum mühendisliği yöntemleriyle kaba, gereksiz gibi gösterilmektedir.
Düzenleyici kurallar, giderek zayıflamaktadır.
Sosyal normlar, çeşitli törenler, yaşama şekilleri, geleneksel hayat becerileri kayboldukça insan yavrusu oradan oraya savrulmaktadır.
Belli yaşa gelmiş bireylerin geçmişe özlem duygularını, her fırsatta anlatmalarının temelinde bu dağınıklığın getirdiği bunalım bulunmaktadır.
Timur’dan sonra savaş görmemiş, bağrında çeşitli inanç ve kavimleri barındırmış Sivas; gelenek ve görenekleriyle giyim ve kuşamıyla çevresine yön vermiştir. Asırlara dayalı yerleşik kültür, her döneminde Sivas’ı yönetim merkezi yapmıştır.
Burada devletler kurulması, uzun yıllar eyalet olması Sivas’ın kültür birikimini zenginleştirmiştir.
Cumhuriyetin ilk dönemlerinde halkevi çalışmaları içinde halkbilimi ile ilgili kültürel canlılık görülse de zaman içinde bu araştırmalar zayıflamıştır.
Böyle bir dönemde bizi var eden, kimliğimizi ortaya koyan mahalli kültürümüz, Müjgân Üçer sayesinde kayıta alınmıştır
Güzel, iyi, doğru olan ortak alışkanlıklarımızı, yöntem ve kuralları Sivas ölçeğinde yazılı hale getiren Müjgân Üçer, değerlerimize bütüncül bakışı açısıyla bakmış ve değerlerin kaybolmasını önlemiştir.
Hangi eserine bakarsanız bakın Sivaslının kültürel kimliği açıkça görülmektedir.
Üçer’in yazıları yan yana getirildiğinde zengin birikimin şekillendiğini, taşların yerine oturduğunu görmek mümkündür.
Evlilik, kirvelik, hamam kültürü, sünnetçilik, lakaplar, mezar taşları gibi onlarca konu Üçer’in anlatımıyla kalıcılık kazanmıştır.
Törenlerimiz, geleneklerimiz, manilerimiz, etnografya ürünlerimizi Üçer’in yazılarında Sivas’ın sokaklarından çarşılarından pazarlarından, bahçelerinden doğmuş gibidir
Yazılanların bizzat yaşanması ve hayatın içinden gelmesi Üçer’in çalışmalarını değerli kılmaktadır.
Dünyanın neresinde olursanız olun Üçer’in yazılarını okuduğunuzda Sivas’ı derinden hissedersiniz.
Sivas’ın düğünleri, halayları, kına geceleri, soğuk kış gecelerinde çekilen tel helvaları hayalinizde canlanır. Sizleri Sivas’ın bir parçası haline getirir.
Üçer, eczacı olmasına rağmen sosyal bilimleri ilgilendiren içerikleri de akademik disiplin içinde ele almıştır. Yazılarında gözlem, gerçekliği araştırma, karşılaştırma sorgulama, genel kurallara ulaşma gibi birçok bilimsel yöntemleri kullanmıştır. Bu nedenle yazıları ve araştırmaları akademik literatürde yer almıştır.
Sivas’a dair anlattığı her şeyin tanıdığı, anladığı Sivaslının hayatından çıkması yazılarını evrensel normlara taşımaktadır.
Nesiller, insanî duygularla dolu geleneklerin geçmişte yaşandığını öğrendikçe bunlardan esinlenecek ve küreselleşmenin yozlaştırma musluklarını Müjgân Üçer’in yazıları ile tıkayacaktır.
Bizlerin kültür dünyasına etki eden Müjgân Ablamıza sağlık ve esenlik dolu nice yıllar dilerim.