Geçen yıl demişim ki; “……. biz kamu çalışanlarına Resmî Tatil olan bugünde özel sektör çalışanlarının tamamı işlerinin başında idi, onlar emekçi değil mi? onlar işçi değil mi?
Gönül isterdi ki; Sermayenin, İktidarın, Kapitalizmin ve Sendika Ağalarının ayakları altında ezilen, kazanılmış haklarının edilmesine ses çıkaramayan! bu federasyonlar tatil yapan üyelerini alarak Organize Sanayi bölgesinde emekçilerle, işçilerle, çıraklarla, kalfalarla bu bayramı! kutlasın.
Dünyanın her yerinde üyelerinin haklarının savunma noktasında şucu, bucu – ondan, bundan diye ayrım yapmaksızın iktidarların karşısında olan, emeğin ve emekçinin temsilcisi sendikalar bizde, “sarı sendika” kimliğine bürünmüş durumda”
Velhasıl bugünde değişen bir şey yok;
* Haftada yedi gün, günde 14 saat çalışıp 8 saat üzerinden maaş alan kasiyer Hülya, tezgahtar Nebahat sizin de “1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü”nüz kutlu olsun…
* 14.500 Tl emekli maaşı 15 bin lira olan ev kirasına yetmediği için emekliliği mezara saklayıp, çalışmaya devam eden soğuk demirci Fikri usta, senin de “1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü”n kutlu olsun…
* Daha 15 yaşında 2 bin lira haftalığa sigortasız, yarı aç yarı tok 5 kardeşine ekmek götüren Cemil, senin de “1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü”n kutlu olsun…
* 7200 günü tamamlayıp Bağ-Kur’unu dondurup 65 yaşında emekli olmayı bekleyen Bıçakçı Hakan, senin de “1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü”n kutlu olsun…
* 1 Mayıs kutlamaları için alana gelenlerin ayakkabılarına fırça atan İsmail, senin de “1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü”n kutlu olsun…
Ülkemde insan manzaraları Kamu’nun tatil edilip, Sendika ağalarının meydanlarda boş teneke misali esip gürlediği, emekçilerin halen çalıştığı bu gün, bu vakit kimseler bana 1 Mayıs Emek ve Dayanışma Günü diye masal anlatmasın…
Emeğin siyaseti olmaz, ideolojisi, dini, milliyeti olmaz… Emek çalışanın alnının teri ve bu terin karşılığını alması ve bu karşılıkla insanca, muhannete muhtaç olmadan yaşaması değil midir? Ve yine diyorum ki; “… tüm emekçiler birleşmeden, örgütlenmeden hiçbir hak elde edemezler.
1 Mayıs’ın; klasik sloganların içine sıkıştırılmış, terör sempatizanlarına yaslanmış ideolojik söylemlerin kıskancında, modernize edilememiş, 19. yüzyıl’da kalmış 1 Mayıs görüntüsünden bir an önce kurtarılması dileklerimle, YAŞASIN 1 MAYIS…”
Adım gibi eminim gelecek senede bir sonraki yıllarda da değişen hiçbir şey olmayacak, biz çalıp biz oynayacağız…
o_karahan@hotmail.com