Adem Türkay


Kuru Dava İle Yol Yürünmez


Sabah kalkınca telefona düşen mesajlara baktım. GİB patenli, tebligat gönderilmiş, neyin tebligatı diye baktım, ödenmeyen MTV vergisine aitmiş.(24-Ocak Ayına)
Vay be dedim, devlet çok zor durumda ki, bana mesaj atıyor, geçmişte bir değil iki yıl ödenmeyen vergi borçları için bile tebligat gelmezdi. Adeta ülkemiz insanları devlet babanın mazhariyetine denk gelirdi. Mesela gecekondu konusu, işgal edilen, yağmalanan devlet arazileri için verilen berat ve aflar sonucunda kaç milyon insan zengin oldu. Geçelim SKK borçları, trafik cezaları, kaç defa affa uğradı bilen varmadır! ! Devletin kasasından yararlanmayan kaç kişi vardır. Bizim gibi üç-beş kişiden başka. Sayıca çok azdır. Ömür boyu devletten geçinmeyi marifet sayan milyonlar var bu ülke’de.
Gecikme faizi almasına karşın ‘borç’ hatırlatması, ne diyelim bizim heybeye de düşe düşe bu düşmüş. Allah beterinden saklasın demek ki, önemli bir hata yapmış olsam ocağımı batırır, el âleme rezil rüsva ederdi.
Eee zaman değişince, hükümlerden değişirmiş, ekonomiyi darboğazdan kurtarsın diye önce tasfiye edilmiş, bir köşede affını bekleyen vekil mi, değil mi, bilmiyorum, bakan yapıldı ki hayli başarısız bir bakan bey olarak tarihe geçer sanıyorum. 
Aradan geçen bunca zaman içinde maalesef Cumhurbaşkanın aksine faizleri artırmakla işe başladı, faizler,%50 oldu, ancak TL’ye olan güven artmadı. Aksine dolar-altın her gün artış rekorları kırmaya devam ediyor.
Osmanlı devrinde de benzer mali zorluklara düşer, Selçuklular devrinde 33 yıl amansız bir kıtlık dönemi yaşanır. Nedense tarihin şaşalı, abartılı ve haşmetli dönemleri sunulur kuşaklara! Geçmişin, açlık, yokluk, kıtlık, boş yere akıtılan kanları, hakan veya imparatorların bencil ve keyfi uygulamaları gizlenmek istenir. Neden, Tarih ters yüz edilerek sunulur millete.
Kişisel oldu biraz, ama tarihte ibret diye sunduğumuz iki de birde CE HA PE diye başa kakınç olan uygulamaların benzerlerini çok yakın zamanda şahitlik edeceğiz. Neden bu hale geldik, buna sebep neydi. Kuru bir inat mıydı? Yoksa bir murat mıydı? Çok yönlü bir faktör değil elbette, ama biri var ki, en önemli sebep olarak görünüyor.
O da, Papaz Rabinson muydu ne karnı ağrıyan varsa onun yüzünden yaşandı, adam tutuklandı, kıyamet koptu, hatırlarız, Trump taraf oldu, Erdoğan  “bu fakir burada oldukça papaz efendi gidemez” diye meydanlarda gürledi ya, MHP’de aynı sesler ayyuka çıkmıştı ya, işte o.   Sonuç’ta ABD istediğini aldı, olan Türkiye’ye oldu.  Çok ağır bir ekonomik maliyete mal oldu.
Uluslararası ilişkiler sanıldığı gibi, nezaket kurallarıyla yürümüyor, kurusıkı, blöfle yürümediği de bilinir. Yine maalesef bizleri mahcup eden mektup olayı, DolandTrump mektup yazmıştı, öğüt verir gibiydi, halktan saklanmıştı, artık yalancının mumu yatsıya kalmıyor, çok hızlı dönüyor dünya, dünya eski dünya değil fark edenler için.
Oysaki milletin menfaatleri ön plana alınmalıydı. Her şeyin başı millet’tir, millet olmazsa devlet olmaz, devlet olmazsa, kargaşa olur.  Tersi oldu, bir baktık ki bir gece’de dolar,3 liradan 6 liraya, fırlamış, alın siz papaz efendi maliyeti, bin tane papaz, bin tane Fetoş olsun, bin tane imam olsun, millete değişilmemeliydi. Bir şekilde çözülmeliydi, devlet yönetmek aile yönetmeye benzemiyor ki, öteleyesin.
Ne oldu şimdi kaç yıl oldu, işin içinden çıkılamadı. Zaman geçti, sular aktı, yeniden başa döndük. AB, ABD ve Birleşik Krallığın kapısını çalıyoruz. Katar, Rusya, Çin, Suddi Arabistan, Azerbaycan, diğerlerini saymayalım. Oldu mu şimdi çözüldü mü sorun, hazine doldu mu, hayır, halk zengin mi, hayır, devlet güçlü mü, öyle diyorlar, içerde çok güçlü mü, evet, dışarıda, No comment.
Yazıya şahsi başladık, tarihe gittik, dış ilişkilere nazire yaptık, yine tarihten bir çözüm diyelim.
Sanıyorum, padişah Sultan Abdülaziz  devri olsa gerekir, vaka bu ya imparatorluk dardadır, borç istediği devletler sırt dönmüştür, para yok.  Hazine tamtakır, durum şahanelerine, arz edilir, çok vahim bir tablo, üzülür sultan ve emir verir, ne kadar şahsi mücevheratı varsa Osmanlı darphanesine gönderilir ve çil çil altın haline dönüşür. Devlete can suyu olur,birazcık nefes alınır.
Buyurun size pratik çözüm. Hep duyarız kimine inanır, kimine inanmayız, çok parası olanlar varmış.  İçlerinde eski başbakan, bakan, sanayici, iş insanı, tarikat, vakıf, belediye başkanları, dün açıkladı bir aday ki olmayan yok mübarekte,76 daire, vay anam vay, büyük laf’ta etmez mi, “Mülk Allah’ındır”  diye efelenmez mi, bu zatın geçmişi Keçiören grubuyla başlar, ne hikmetse, Keçiören’den sürekli acı anılar hatırlanır. Her neyse deyip, geçelim, yine devam, teklif geçerli, buyurun Bahçeli dâhil, iktidar bileşenleri, tam zamanı maliye sos veriyor, önden buyurun evvela barış ve savaş’ta, lider ve kahramanlar önden giderlermiş. Bağışlayın, servet, altın ve dolarlarınızı biz de ardınızdan gelelim. Sorun çözülsün. Bizi yönetenlerde rahat uyusun, bizlerde rahat uyuyalım. Kuru Dava İle, kuru lafla , ne gemi yürür ve ne de yol yürünür.Ne desiniz! 

Kalın sağlıcakla.

YAZARLAR