Sezai Kara


Kemal Sunal


Hababam Sınıfı 
Kapıcılar Kralı
Salako
Kibar Feyzo
Zübük
Yoksul 
Düttürü Dünya 
Köyden İndim Şehire
Çöpçüler Kralı
Öğretmen
Gülen Adam 
Gol Kralı
Umudumuz Şaban
Postacı
Propaganda

Kemal Sunal’ın oynadığı 82 filmden bazılarıdır.

Yıllar önce bir sohbette Kemal Sunal adı geçince, içimizden bir büyüğümüz, bir arkadaşımız askerlikte O’nunla karşılaştığını ve bir süre aynı yerde askerlik yaptığını söyledi. Çok sevdiğim bir oyuncu olarak, nasıl bir insan olduğunu kendisine merakla sordum. Arkadaşımız da, O’nun filmlerde göründüğü gibi, hiç de komik, esprili, şakacı bir adam olmadığını, aksine çok ciddi, çok az konuşan ve aynı zamanda çok da alçakgönüllü bir insan olduğunu söyledi.

Kemal Sunal filmlerinin çoğunda canlandırdığı, yarattığı insan tipleri; Anadolu’nun saf, bozulmamış, temiz yürekli, fedakar, cefakar, paylaşımcı, merhametli, art niyetli olmayan, vicdanlı insan tipleridir…Sinemada canlandırdığı bu insan tipleri ya da karakterleri, gerçek yaşamındaki Kemal Sunal’a benzerler. Kemal Sunal, gerçek bir insandır, yani insana dair bütün olumlu özellikleri üzerinde taşıyan bir güzel insandır…
Kendimce üzerinde bir şeyler yazmaya çalıştığım, kaleme almaya çalıştığım insanlar; öncelikle hep güzel bir yüreğe sahip olduğunu gördüğüm, yaşamıyla, yaptıklarıyla, davranışlarıyla topluma örnek olan, değerli insanlardır…

Yazdıklarıyla, çizdikleriyle, oyunculuğuyla, sineması, tiyatrosu, yaptığı resimler ya da heykellerle, çeşitli sanatsal işlerle, şu ya da bu yolla tanınmış-ünlenmiş kişiler…bizim memleketimizde Milletvekilleri, Belediye Başkanları da çok bilinir, pek hayran olunur ve pek bir kıymetlidirler…Kısa tanımımla güzel bir yüreğe sahip olmayan insanlar, ne yaparlarsa yapsınlar, hangi alanlarda ne kadar ünlü-şanlı olurlarsa olsunlar, benim için üzerlerinde  düşünülmeye ve konuşul-
maya değmez, sahte insanlardır.

Kemal Sunal filmleri denilince, haklı olarak hemen herkesin aklına güldürüyü içeren sinema filmleri gelir… Oynadığı filmlerde genellikle saf, temiz, merhametli, iyi yürekli 
Anadolu insanlarını canlandırır…Kemal Sunal sineması; köyden kente yeni gelenlerin uyumsuzluğunu gösteren, toplumsal mesajlar veren, yozlaşmış siyaseti ve siyasileri eleştiren, yozlaşmış ağalık sistemini ve başlık parasını yeren, kan davalarını-cehaleti vurgulayan, nerede bir çarpıklık-yozlaşma varsa oraya parmak basan, adalet sistemindeki bozukluklara dikkatimizi çeken, üç kâğıtçılığı, namussuzluğu ve buna benzer konuları işleyen filmlerdir. Kemal Sunal, kendine has bir güldürü diliyle-yorumuyla sinemaya apayrı bir zenginlik getirmiştir…
Ve biz O’nu çok sevdik. O’nun daha önce seyrettiğimiz filmlerini, bugün de bıkmadan usanmadan yine seyrediyoruz…O’nun filmlerini sevmemizin, tekrar tekrar izlememizin tabi ki bir çok sebebi var. Ama benim için en geçerli sebep, sevgili eşi Gül Uysal’ın yorumudur. Kendisine, Kemal Sunal’ın bunca yıldır sevilip izlenmesinin nedeni sorulunca, “Benim kanımca O’nun gözleridir. O’ndaki güzel ruhu, saflığı, temizliği, insancıllığı gözlerinde buluyorlar…” gibi sözlerle yanıtlamıştır.

“Mavi Boncuk” ve “Yalancı Yarim” filmlerinde Kemal Sunal’la rol alan-oynayan ünlü müzisyen-şarkıcı Emel Sayın’ın unutamadığı ve çok duygulandığı bir anısı vardır. O yürek burkan, bir insanlık örneği anısını kendi anlatısıyla Emel Sayın’a bırakalım…
Kemal Sunal o zaman tığ gibi bir delikanlı, filmlerden kazandığı cepte parası var. “Mavi Boncuk” filmini çekiyoruz. Birgün setten çıktık eve gidiyoruz. Ben Laleli’de oturuyorum, Kemal benden önce çıktı. Herkes yevmiyesini almış. Taksiyle ya da kendi arabalarıyla binen gitti. Baktım Kemal yürüyerek gidiyor, gideceği yere üç kilometre var. Her gün yürüyerek gidip geliyor. Merak ettim, nereye gidiyor bu adam böyle diye. Uzun süre yürüdü, sonra bir bankta yatan adamı kaldırdı…Bir şeyler konuştular, sonra cebinden para çıkarıp verdi. Şaşırmıştım, sonra biraz daha ileride bir lokantaya girdi, bir şey yemeden çıktı. Oraya da para verdiğini görmüştüm…Bıraktım takibi, banktaki adama yaklaştım, “Tanıyor musunuz biraz önce size para veren adamı” diye sordum. “Adını sormam da, her gün bana para verir” dedi. Teşekkür ettim, az ilerideki lokantaya gittim. “Az önce gelen beyin borcu mu var size?” dedim. Tanımadılar beni…”Kemal Abi’nin mi, yok hayır bize her gün evsizler uğrar, yemek yediririz. O da sağolsun, onların yemek masrafını öder” dedi. Ertesi gün Kemal’in yanına gittim, “Sen ne güzel adamsın ya…” dedim, ne olduğunu anlayamadı, sarıldım ağladım…”Ölme sen, benden önce” dedim, dinletemedim…

İşte Kemal Sunal denilince, asalet timsali bu güzel yürekli insanın yaptıkları gelir hemen aklıma, duygulanırım, hüzünlenirim, sevgi duyarım, saygı duyarım…Bir de yaptığı müziklerle, yazdığı kitaplarla, ya da benzeri işlerle toplumsal konulara değinip, açlık-fukaralık-garibanlık-emekçi sınıfı edebiyatı yaparak köşeyi dönüp, zevk ve sefa içinde yaşayanlar var. Onlar için yoksulların, ezilmişlerin yaşamı para ve şöhret getirecek malzemelerdir sadece. Bu tipler, asla garibanlara kucak açıp yardım etmek şöyle dursun, yan yana bile gelmezler, onları küçümserler, aşağı görürler, çünkü yüksek egoları onlarla yan yana gelmelerine izin vermez…

Tiyatro ile sanat hayatına başlayan Kemal Sunal’ın ilk tiyatro oyunu, Vefa Lisesi’ndeyken rol aldığı “Zoraki Tabip” adlı oyundur. Kenterler, Ulvi Uraz, Ayfer Feray ve son olarak Deve Kuşu Kabere tiyatrolarında profesyonel olarak rol aldıktan sonra, ünlü yönetmen Ertem Eğilmez’in kendisini farketmesiyle birlikte 1972 yılında “Tatlı Dillim” filminde rol alarak sinemaya ilk adımını attı. 1974’teki “Salako” filmiyle ilk defa başrol deneyimini edindi. Aynı yıl çekilen “Hababam Sınıfı” filmindeki “İnek Şaban” karakteriyle büyük bir popülerlik elde etti ve bu rolü, daha sonraki yıllarda adının “Şaban” olarak akıllarda kalmasına neden oldu. 
Filmlerinde oynadığı iyi, saf ve komik adam rolleriyle büyük beğeni kazandı. Sanatçı, komedi filmleri ağırlıkta olsa da dram türündeki filmlerde de yer aldı.

Kemal Sunal, 11 Kasım 1944 tarihinde 
İstanbul’un Fatih ilçesinde, Küçükpazar semtinde Malatya’lı bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Babası Migros’tan emekli Mustafa Sunal, annesi Saime Sunal’dır. Ailenin büyük çocuğu olan Kemal Sunal’ın, Cemil ve Cengiz isminde iki kardeşi vardır. İlkokulu Mimar Sinan İlkokulu’nda okudu, ardından Vefa Lisesi’nden mezun oldu. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi-Radyo Televizyon ve Sinema Bölümü’nden mezun oldu, aynı Okulda yüksek lisans yaptı.
Gül Sunal’la evliliğinden, Ali Sunal ve Ezo Sunal olmak üzere iki çocuğu vardır. 
3 Temmuz 2000 tarihinde “Balalayka” adlı filmin çekimine başlamak için, Trabzon’a gitmek üzere bindiği uçakta, kalkıştan hemen önce geçirdiği kalp krizi sonucu hayata gözlerini yumdu.

Toplam 82 filmde rol almış olan sanatçının son filmi, 1999’da vizyona giren “Propaganda”dır. Bu film aynı zamanda Kemal Sunal’ın, oğlu Ali Sunal ile birlikte rol aldığı ilk ve son filmidir.

Bizlere sinema sanatının güzel eserleriyle, güzel yüreğini bırakan Kemal Sunal’a sonsuz sevgi ve saygıyla…

(Alıntılar; Vikipedi)

YAZARLAR