Bir kent düşünün ki, ülkenin en geniş toprağına sahip ikinci vilayeti olsun, 1245 pare yerleşim birimi ile birinci vilayeti olsun ama il merkezi ekonomik anlamda geri kalsın.
Bir kent düşünün ki, cumhuriyetin ilk yıllarında o devrin en büyük sanayi yatırımı olan cer atelyesi (vagon fabrikası) senin şehrinde yapılsın ama yetmiş yıldır bu fabrika ile ilişkilendirilebilecek ilave hiç bir sanayi kuruluşu türetilemesin.
Sivas OSB´ de yeni üretim tesisleri ve fabrikaların yapılması amacıyla, yaklaşık on yıl önce Sayın Bakan Abdullatif Şener tarafından ?Kırk bir kere maşallah? nidalarıyla bir ara gazı verilmiş idi. Malesef üretimin artması için verilen bu ara gazı, çok fayda etmediği gibi daha sonra gelen bakanlarımızın ki, hiç değmedi bile.
Belki ?CAZİP ? olsaydık bir şeyler olabilir di, ama o da olmadı. Bunu dahi beceremeyen siyasi ekürü, hiç bir şey olmamış gibi ne de rahat dolaşıyorlar! HAYRET Kİ, NE HAYRET!
Sivas OSB´de son yıllar da FETÖ ile MAYALANMIŞ ve büyütülmüş, kanepeci, ofis mobilyacı, korige borucu, çivici, pastırmacı, gibi bazı iş kollarında hızlı gelişmeler olmuştur. Ayrıca İstanbul´da palazlanan, memleketime yatırım yapıyorum ayağı ile çokça da yaygara koparan bir sanayici kitlesi daha bulunmaktadır. Bunların çoğunluğu fasoncu ve her biri ortalama 200-300 kişi çalıştıran KOBİ´ler olup, aslına bakarsanız istihdam açısından da Sivas Organize Sanayi Bölgesini ayakta tutanlardır. OSB´nin geri kalanı adeta bina kalabalığıdır.
Peki neden böyle?
1. Özel sektörün oluşturduğu, köklü bir üretim kültürünün olmaması ve rol modellerin oluşmaması,
2. Üretim işine giren firmalarının hiç bir zaman yeterli sermayesinin olmayışı ve bunun çaresi olan ortaklık kültürünün gelişmemesi,
3. Kısa dönemli tesadüfi ticari başarıların, kişisel profillerin düşüklüğü nedeniyle ileri götürülememesi,
4. Üç kuruş para kazanınca önce arabalarını, sonra evlerini, bazılarının da hanımlarını değiştirme yolunu seçmesi ve huzurun kaçması,
5. Firma kurumsallaşması adına, genel müdür, satınalma, insan kaynakları, satış pazarlama gibi birimler oluşturup, satınalmacıya evinin mutfak ihtiyaçlarını aldırmayı, personel müdürünü maşa olarak kullanıp gayri yasal işlemlerle, çalışanları kıskaç altında tutmayı, satış pazarlamacıya çay servisi yaptırmayı, muhasebeciye arabasını yıkatmayı, genel müdürü ihtiyaç olduğunda hava atmak için kullanmayı kurumsallaşma zannetmesi,
6. Mevcut sanayici gurubunun içinde, genel olarak ilk- orta mektep eğitimli, egoları tavan yapmış kitlenin çoğunlukta olması,
7. Eğitimli, iştahlı, akıllı bir çok genç girişimcinin desteklenmemesi. Sanayi üretimi yapmak isteyen gençlerin, yukarıda tarif edilen çoğunluğun davranış, kural ve düzenlerine uymak zorunda kalmaları.
Bu analiz ve tespitlere katılır yada katılmazsınız, benim gördüğüm gerçekler bunlardır.
Bakın ne kalifiye ara eleman, ne nakliye, ne girdi maliyetleri, ne iklim şartları, ne pazarlara uzaklık hiç birisi sanayi üretimini engelleyen gerçek unsurlar değildir. Eğer öyle olsaydı Kayseri, Konya, Eskişehir gibi vilayetlerde de sanayi üretimi olmazdı ve gelişmezdi. Sivas´a özgü aynı dezavantajlar onlarda da vardı.
Burada ESAS UNSUR İNSANDIR?.
Ara eleman yok, limana uzak, maliyetler çok, nakliye pahalı, yetişmiş eleman yok, bürokrasi çok, lafları hep hikayedir.
Sanayi üretimi yapacak, girişimciden, patrondan, pazarlamacıdan, ürün geliştirmeciden , tasarımcıdan, reklamcıdan, işçiye kadar ihtiyaç olan yeterli ve nitelikli profile sahip insan kaynağının yetişmemiş olması veya biraraya gelemiyor olması bu kentin esas sorunudur.
Ticaret ve Sanayi Odası bu anlamda çözüm iradesi oluşturursa, çözüm yolları, stratejiler, destekler, yönlendirmeler yapılarak yeni bir sanayici kitlesi, ruhu ve sinerjisi bilinçli olarak yaratılabilir.
Bizim TSO başkanı bunları yapabilecek kapasitede birisidir ve kendisi ile Aselsan arasında tamda anlattığımız konuya örnek olabilecek bir yatırım yapması çok olumludur. Benzer örneklerin ve bu tür ilişkilerin başka işadamları ile başka sanayiciler arasında da yaygınlaşması çok daha önemlidir. İş öğrenme, sanayiciliği öğrenme, bilgi birikiminden istifade etme anlamında çok büyük katkıları olacak girişimlerdir. TSO başkanının, geçtiğimiz günlerde yaptığı açıklamayı destekliyorum, evet ?it ürür, kervan yürür? ama başında bulunduğunuz kurum ve size kazandırdığı tecrübe ve birikimi, artık çok daha hızlı ve daha cesurca Sivas´a aktarmanızı da bekliyoruz.
Mehmet BAŞKAN