Murat Kalender


DERS ALMAK MI?


2023!
Günümüzde yaşanan deprem/depremlerden sonra yine aynı konuşmalar.
Onca yitip giden canlar…
Enkaz altında çıkarılmayı bekleyen canlı cansız bedenler…
Hayrete düşüren ise 2023 ve her şey.
Vatandaş, millet, yardım diye bağırıyor. Devlet, devleti temsil ettiğini düşünen isimler her şey kontrol altında diyebiliyor.
İlginç olan şudur ki; “ders çıkarmalıyız” sözü.
Milyonlarca metreküp beton döken bir milletiz. Yapılan asli vazifeleri büyük projelermiş gibi gösterip yere göğe sığdıramayanlar bugün yine çıkıp ders çıkarmalıyız diyebiliyorlar.
Unutmuyoruz ve biliyoruz ki nefesi canlıya bahşeden Allah elbet kendi istediği anda bu nefesi geri alacaktır.
Lakin tedbir almayan dün muhalefet iken kader değil deyip bugün iktidar olup kader diyen insan…
Şimdi uyuyamayan, korkan, çaresiz, yüreklerindeki acının ısıttığı felaketi yaşayan 11 il de yaşayanlar ile ya yarın buna benzer burada olursa diye korkuyla yaşayan insanlar ve bilim insanlarının söylemlerini artık duymak istemeyen kulaklar…
Bizlerde olmayan geçmişi çok kısa bir zamanda unutmak veya unutmuş gibi davranmak.
Tedbir almadıktan sonra korkunun ecele faydası olmuyor.
Korktuklarımızla yüzleşmemiz de mecburiyet taşıyor.
Bilimden kaçmak, yok saymak, görmezden gelmek en kolay yaptığımız şey. Bilimin aslı olan tartışma ve son olarak ortada buluşmayı dahi reddeder bir yapıyla yönetiliyor olmakta zaten en büyük hata.
Afetlerin yoğun yaşandığı coğrafyamızda bakanlık kapatmanın müdürlüklerinin kapanmasının ne kadar yanlış olduğunu yine yaşıyoruz.
Genelden yerele inen bir toplum olduğumuz gerçeğinin artık değişmesi gerekiyor.
Toplumlar yerelden genele düzen sağlaması gerekirken her yaptığımız iş tersten işliyor.
Yerelin ihtiyaçları ve geleceğe ait projelerinin genel politikalarla oluşturulan çalışmalarla düzenlenmesi ne kadar yanlışsa halk olarakta genel politikalar üzerinden partizanlık yapmak o kadar yanlış.
Yereli okumayan, bilmeyen bulunduğu caddeden, mahalleden, semtten, ilçeden ve ilden bihaber hayat yaşar. Ve bu bihaberliğin yansımaları da her zaman kötü sonuçlara gebedir.
Yerellerde yer alan kurumların ne için ve ne pahasına yerinden sökülüp başka yere taşınması veya tümden kapatılmasının zararlarını görmemek mümkün değil. Hem ekonomik hem de sosyal olarak yüzümüze her zaman çarpan büyük hataların başında geliyor.
Yerel politikalara ve projelere önem vermeyen halk yaptığı bu hatanın bedelini yıllardır ödemeye mahkum. Liyakattan uzak atama usulü ile yürüyen düzen ile birlikte şehirlerin yapısına ve ihtiyacına göre bir düzen kurmak yerine ahbap çavuş ilişkisi içerisinde günlük değirmene su taşımaya çalışan kurum ve kuruluşlar oluşturuldu, oluşturulmaya devam ediyor.
Üretilen projelerin yanlış mı yoksa doğru mu olduğu konusunda hiçbir ortak akıl oluşturulmadan çok yaşa padişahım zihniyeti ile oluşturulması, şehrin geçmişi, kültürü ve ananesinden uzak yeni bir yapılanmanın içerisinde yol alınmasının ne kadar hatalı olduğu da yine yaşanan olaylarla gün yüzüne çıkıyor.
Atama vekiller, atama bürokratlar, atama mecburi seçilmişler, STK’ların yapısını değiştirerek kendine uygun zemin hazırlayarak ölüm döşeğine kadar koltukta kalmak için çaba sarf etmek…
Evet 2023
Dünya evrilirken bizler nereye evriliyoruz…
Sormak, eleştirmek, cevap beklemek artık suç veya suçla iştigal.
İdeolojilerin yıkıldığı yeni yüzyılda ya gerçekçilikle yol alınacak ya da gerçekten uzak günlük sahte göze ve kulağa hoş gelen masallarla uyumaya uyutulmaya devam edilecek.
Evet büyük bir yıkım yaşadı bu ülke.
Kader değil diyenlerin kadere bağladığı, yaşananlar karşısında ses verenlerin not edildiği, ne olduğunu anlamaya çalışanlardan çok anlamayanların yine çok konuştuğu günler yaşadık.
Her ülkede doğal olarak yaşanan ve sonuçları vahim bir tablo olarak karşıya çıkan olaylardan sonra beklentilerin başında istifa mekanizması.
Ama yazık ki bizim ülkemiz bu mekanizmayı tamamen unuttu. Herkes koltuklarından ve oturdukları makamlardan o kadar memnun ve hiç yıkılmayacak kadar sağlamlaştırılmış  ki kalkmak gibi niyetleri de yok.
Acı ama gerçek yıl 2023…

YAZARLAR