Günümüzün en büyük hastalıklarından birisi olan zamanı iyi değerlendirmemek olan “Boş vakit” günlük hayat içerisinde, iş ve gerekli kişisel faaliyetlerinin (işe- okula gitme, ödev yapma, ev işleri, yemek, uyku gibi mecburi faaliyetler) dışında geçirilen, faydalı şeyler yapabilmek için değerlendirmeye müsait olan zaman dilimleridir şeklinde tanımlayabiliriz.
Bir günün 24 saat olduğunu bilmeyen yoktur. Pek çok kişi zamanın yetmemesinden dert yanar. Ancak bazıları bu 24 saatte birçok işi sığdırır, günü verimli bir şekilde değerlendirirken, bazıları ise hiçbir şey yapamamaktan şikâyetçi olur. İşte tam da bu noktada boş zaman kavramı sorgulanmaya başlar.
İnsan ömrü sınırlı olduğu için her saniyesi değerlidir ve sonuçta yapılan iş her ne olursa olsun kişiye bir katkıda bulunmuyorsa bu iş için harcanan süre boşa gitmiş sayılır.
Gerçekte boş zaman diye bir şey yoktur; sadece boşa geçirilen, gasp edilen, iyi değerlendirilemeyen zaman vardır. Çünkü zaman, bize eşit verilmiş kaynaklardan biridir. İşte önemli olan da bu bilince sahip olup süreci çok iyi yönetmek, bu kaynağı iyi değerlendirmektir.
“Şüphesiz güçlükle beraber bir kolaylık vardır. Gerçekten, güçlükle beraber bir kolaylık vardır. Öyleyse, bir işi bitirince diğerine koyul. Ancak Rabbine yönel ve yalvar.” (İnşirah, 94/5-8.) emri insanı bu konuda bilinçli olmaya çağırmaktadır.
Boş zaman algısı topluma ve çağa göre değişiklik gösteren değerli vakit dilimidir aslında. Farklı kültürlerde boş zaman denildiğinde ilk olarak tiyatro akla gelirken, başka bir kültürde yarışma izlemek, dramatik canlandırmaların sergilendiği etkinliklere katılmak olarak görebiliyoruz. Ülkemiz de ise istisnalar hariç boş oturup hiçbir şey yapmamak olarak algılanmaktadır. Oysa boş vakit insan için bir imkândır, bulunmaz bir nimettir. Stendhall’ın “Vakit öldürmek, intihar etmek demektir.” sözünü tam da burada kullanmak uygun olacaktır sanırım.
Peygamberimiz boş zamanı bir nimet olarak görüp en iyi şekilde değerlendirilmesini tavsiye etmektedir. “İki nimet vardır ki, insanların çoğu bu nimetleri kullanmakta aldanmıştır: Sıhhat ve boş vakit.” (Buhari, Rikak 1)
Boş vakit kavramı düşüncesizlikten, plansızlıktan, hayatı düzenleyememe, irade ve yetenek noksanlığından kaynaklanmaktadır. Oysa bize sunulan ömrün zaman dilimini sıradan herhangi bir şeylerle doldurmak şeklinde değil de insanlık için işe yarayacak güzel, olumlu, yararlı işlerle doldurabilmek hayatın dolu dolu yaşanmasına vesile olacaktır.
‘Eğer kitap okumaya vaktiniz yoksa, yazı yazacak donanımınız ve de zamanınız da yoktur.’ Stephen King’in bu sözü aslında bu hususta çok şey anlatıyor. Şayet kitap okumaya vaktiniz yoksa sevincinizi, mutluluğunuzu ya da derdinizi, sıkıntınızı anlatırken kullanacağınız kelimelerin sayısı da gün gittikçe azalacaktır, hayal gücünüz daralacak zamanla yok olacak; azalan hayal gücü, isteklerinizi de sıradanlaştıracaktır.
Bu nedenle boş vaktinizde neler yaparsınız denildiğinde “kitap okurum” cevabı yanlıştır. Kitap okumak boş vakit eğlencesi değildir. Dilimize, hayallerimize sahip olabilmeyi mümkün kılan, düzenli olarak yapılması gereken önemli bir faaliyettir. Yani kitap okuyarak geçirilen süre boş vakit değildir. Planlanmış, düzenli olarak keyif alınarak yapılması gereken bir eylemdir.
Boş zamanı verimli değerlendirmek düşüncesiyle akıllı telefon, televizyon, internet ve benzeri çağdaş teknoloji araçlarını çok dikkatli kullanmalıdır. Amaca hizmet eden bir durumdan çok, zamanı bilinçsizce harcayan teknolojiye yenik düşmemek gerekir.
Boş zaman deyince ilk akla gelenler emekliler ile aileleri tarafından kontrol edilmeyen bir kısım çocuklar ve gençler olmaktadır.
Emekli olduktan sonra hiçbir şey yapmamak, hiçbir faaliyetin içinde bulunmamak ne kadar doğrudur. Emekliler zamanlarını verimli geçirecekleri çeşitli aktiviteler yapmak yerine kahvelerde saatlerce kuru sandalyede sigara dumanı altında oturup oyunlar oynamaktadırlar.
Kimi çocuklar ve gençler ise aydınlık olmayan, loş atari- video oyun salonlarında şiddet temalı dijital oyunlarla olumsuzluklar yaşamakta onları intihara kadar sürükleyebilen tehlikelerle dolu karanlık oyunların esri olmaktadır.
Zaman, başarıya giden yolda önemli bir adımdır. Boş zamanı iyi değerlendirmenin bir yolu da yeni beceriler edinmektir. Bu sadece zamanı verimli kullanmaya yardımcı olmakla kalmayacak, aynı zamanda bireyin kendisini sürekli geliştirmesini sağlayacaktır.
İnsanlar genellikle çok meşgul olmaktan şikâyet ederler ve daha fazla zamana ihtiyaç olduğunu belirtirler. Oysa zamanı verimli kullanmak için zamanı doğru bir şekilde yönetmek gerekir. Zamanı doğru bir şekilde yönetmek, bize daha fazla fırsat sunar ve daha mutlu bir insan yapar.
Zamanın etkili ve verimli bir şekilde kullanılması, bireyin hedefine (hedeflerine) ulaşmasını sağlar. Zamanı verimli kullanmak, iş ve özel hayatın her alanında başarı ve mutluluk açısından çok önemlidir. Bu nedenle, küçük bir zaman parçası bile boş geçirilmemeli, gereği gibi değerlendirilmelidir. Zamanı en iyi şekilde değerlendirenlerden olmak dileğimle...