Yener Okatan

Tarih: 13.12.2024 21:52

BİR KUSURUM VARSA BİLENLER SÖYLESİN DE ÖĞRENEYİM (7. Bölüm)

Facebook Twitter Linked-in

Üniversitelerde görevliyken derslerimi ilk defa dinleyecek olan öğrencilerime anlatacaklarımdan istifade edebilmeleri için  söyleyeceklerimi analitik düşünerek dinlemlerini söyler ve her şeyden önce analitik düşünmenin şeklini anlatır, Nasrettin Hocanın satışa çıkardığı hindi fıkrasını ya da Nasrettin Hocanın Topal Timur'a Ordusundan arta kalan fil konusundaki istirhamını  anlatarak analitik düşünemeyenlerin bu fıkralara gülüp geçeceklerini;  ama analitik düşünenlerin de gülmekle beraber, Nasrettin hocanın 13. Yüzyılda yaşamış olduğunu, Hindinin ise Anadolu'ya, taş çatlasa  15. Yüzyılın sonunda Amerika'dan getirilmiş,  Timur’unda Anadolu’yu 15. Yüzyılın başında istila etmiş olduğunu da hatırlatarak bu fıkraların Nasrettin hocaya ait olamayacaklarını açıklardım. 
Tokattaki Gazi Osman Paşa Üniversitesinde görev yaptığım yıllarda öğrencilerimden biri, ilk dersimi dinledikten sonra odama gelip,  öğretim üyelerinden birinin İmam Gazali’yi överek üç kova su hikâyesini anlattığını ve bu nedenle akıllarına  güvenmemeleri gerektiğine dair söylediklerini bana anlatmıştı. 
İmam Gazali’nin “Üç Kova Su” hikâyesini bilmeyenler olabilir diye,  önce o hikâyeyi görüşünüze sunmak istedim:
İmam Gazali demiş ki:
“Önünüze üç kova su koysunlar. Biri sıcak biri soğuk diğeri de ılık su olsun. Bir elinizi sıcak suya batırın. Eliniz o suyun sıcak olduğunu bildirir, aklınız da tasdik eder. Diğer elinizi soğuk suya batırın. Eliniz o suyun soğuk olduğunu bildirir, aklınız da tasdik eder. Bu vaziyette biraz bekledikten sonra, iki elinizi birden bulundukları sulardan çıkarıp ılık suya batırın. Şimdi bir eliniz bu suya sıcak derken öteki eliniz soğuk diyecektir. Bu durumda aklınız neye karar verecektir? Bir su, aynı zamanda hem sıcak hem de soğuk olabilir mi? İşte aklınız sizi buraya kadar getirir. Ondan ötesinde aklınız da şaşar. Onun için siz siz olun, aklınıza güvenmeyin (Bu hikâyeyi Muhlis Alçı “Arayış” adlı kitabında da anlatılmıştır: Bkz. Muhlis Alçı, Arayış, Anadolu Matbaası, İzmir, 1991).
.
Öğrencimin şikayet ettiği öğretim üyesinin son derece ezberci biri olduğunu biliyordum. Öğrencime şöyle bir soru sormuştum:
- İmam Gazali’nin zamanında termometre biliniyor olsaydı, İmam Gazali, üç kova su hikâyesini anlatarak milleti kandırabilir miydi?
- Kandıramazdı.
- Yanılıyorsun. İnsanlar yeteri kadar bilgiye sahip olsalar bile, analitik düşünmedikleri takdirde İmam Gazali’nin anlattıklarına inanırlar. Gazali’nin zamanında termometre yoktu ama şimdi var. İmam Gazali’nin zamanında yaşayan insanlar, icatların akıl yoluyla ortaya konulabildiğini de bilmiyor olabilirlerdi ama şimdi herkes gibi hocanız da termometrenin akıl yoluyla icat edilmiş olduğunu bilir; ama, analitik düşünemeyen insanlar, bu bilgilerini hatırlayıp kullanamadıkları için Gazali’nin verdiği örneğin yanlış bir örnek olduğunu anlayamıyorlar.
 - Hocam, üç kova su örneğini verirken, İmam Gazali de analitik düşünmemiş
mi?
- Hayır. Analitik düşünseydi, ılık suya batırılan ellerden birinin aynı suyu soğuk hissederken diğerinin neden sıcak hissettiğini sorgular ve anlamaya çalışırdı. Gazali’nin niyeti bunu anlamak değil, aklın yetersiz  olduğunu  iddia ve ispat etmektir.
- Hocam çocuklukta ve ihtiyarlıkta insanın aklı başında olmadığına göre, hem de aklı başında olanlar bile sık sık yanlış düşündüğüne göre, “Aklınıza güvenmeyin” derken Gazali haklı değil mi?
- Analitik düşünürseniz, Gazali’nin haklı olmadığını anlarsınız. Gerçekten de insanlar çoğu zaman, belli bir konuyu algılarken ve yorumlarken yanılmış olabilirler; fakat tarih boyunca, günün birinde aynı konuyu daha doğru algılamış ve daha doğru yorumlamış olan kimselere rastlanmış olduğu da başka bir gerçektir. İmam Gazali analitik düşünebilseydi bunu da hesaba katardı. Nitekim dünyadaki insanların tamamı, Gazali’ye uyup da akıllarını kullanmaktan vazgeçmiş olsalardı hiç kimse termometreyi icat edemezdi. Etrafımızda gördüğümüz ve kullandığımız yüz binlerce icat da ortaya konulamazdı öyle değil mi? demiştim.

O günden sonra da şöyle bir şiir yazmıştım:

Anlaşılan Gazali’miz aklını inkâr etmiş
Ona uyan ahalimiz aklını inkâr etmiş

Eloğlu da aklı ile bir alet icat etmiş
Hangi su kaç derece onunla tadat etmiş.

Değerli okurlarım,
900 yıldan beri İmam Gazalinin Hüccet-ül İslam ve İslam âleminin en büyük âlimlerinden biri olduğuna inanmış olan milletime, İmam Gazalinin Hüccet-ül İslam olamayacağı gibi , âlim falan olamayacağını da delillerini ortaya koyup, analitik düşünerek İspat etmiştim.  “Bir Kusurum Varsa Bilenler Söylesin de Öğreneyim” dediğim halde,  bu güne kadar (12. 12. 2024) o yazımı 1787 vatandaşımızın gördüğüne dair geri bildirimini almış,  “Sivas Postası e- Gazetesi” de o makalemi 50 den fazla kamu kuruluşuyla paylaşmış olduğunu bildirmiş olmasına rağmen, kimsenin itiraz eder mahiyette bir yorum yazmamış  olduğuna dayanarak, gerçekleri yazmış olduğuma inanıyorum. Evet, akıl insanı yarı yolda bırakabilir; ama bunun sebebini de yine aklını kullananlar anlar.

Saygılar.


Orjinal Köşe Yazısına Git
— KÖŞE YAZISI SONU —