Halil İbrahim Budaklı


Bir ABD Macerasının Acı Gerçekleri


Bugün sizlerle, ülkemizin ABD ile yürüttüğü ilişkilerde yaşanan çelişkileri, ekonomik maliyetleri ve diplomatik görüntülerin ardındaki gerçekleri samimiyetle paylaşmak istiyorum. Çünkü mesele bir ziyaretten ibaret değil; mesele, geleceğimizi şekillendirecek kararların bedelini kimlerin ödeyeceği…Ekonomik Bedel: Bugün Alınan Kararların Faturasını Yarın Çocuklarımız Ödeyecek

Bir zamanlar yanı başımızdaki ülkelerden boru hattı ile daha uygun fiyatlara doğal gaz alırken, şimdi aynı gazı neden hem gemiyle hem de çok daha pahalıya alıyoruz? Bu sorunun cevabı, aslında önümüzdeki 20 yıl boyunca ödeyeceğimiz vergi kalemlerinde gizli.
Evet, bu faturayı siz değil; çocuklarımız, yani gelecek nesiller ödeyecek. “Milli” diye lanse edilen her projede bir dışa bağımlılık karşımıza çıkıyor.Hani Kaan savaş uçağımız “yerli ve milli”ydi? Şimdi duyuyoruz ki, motoru verilmezse uçak da yokmuş!
Hani 2011’de anlatıla anlatıla bitirilmeyen, “yerli yolcu uçağımız 2019’da göklerde olacak” denilen proje nerede? Neden biz şimdi 200-225 adet yolcu uçağını ABD’den satın alıyoruz?Diplomatik Gerçek: Müşteri Gibi Karşılanan Bir Heyet

ABD Başkanı Trump, heyetimizi bir devlet başkanı gibi değil, bir müşteri gibi karşıladı. Evet, yüzeyde sıcak bir atmosfer vardı ama beden dili, jest ve mimikler başka bir gerçeği anlatıyordu.
Dil çıkartma gibi alışılmadık hareketler, diplomatik nezaketten çok uzak. Bu görüntüler bir iç siyaset şovu haline getirildi ama aslında milletimiz adına üzücü bir tabloydu.Unutmayalım, Türk milleti tarih sahnesine ABD’den çok daha önce çıkmış; imparatorluklar kurmuş, medeniyetler inşa etmiş bir millettir. Dolayısıyla bize düşen, bu tür hareketleri sempatiyle değil, vakar ve izzetle karşılamaktır.Meşruiyet Sorunu: Yetki Milletindir

ABD ile yapılan gizli anlaşmalar, “meşruiyet” tartışmalarını da beraberinde getiriyor.
Bu ne anlama geliyor?
Bir devletin cumhurbaşkanının gücü, yetkisi sadece milletinden gelir. ABD veya başka bir devlet, bu meşruiyetin kaynağı olamaz. Biz, seçimle gelen bir yönetimle kendi irademizi temsil ettiriyoruz. Dolayısıyla dışarıdan verilen onaylar veya destekler, milli iradenin üzerinde olamaz.Tüccar Devlet Modeli ve Hukukun Siyasallaşması

Trump ABD’yi bir devlet gibi değil, bir şirket gibi yönetiyor. Alıyor, satıyor, ceza kesiyor. Biz de buna karşı hukuku değil, siyaseti konuşturuyoruz.
Hatırlayalım: 35 yıl ceza almış bir rahip, tek bir sözle serbest bırakıldı. Bu hangi hukuk sisteminde var?
Halkbank davası, verilen tavizler… Peki neden, kim için bu tavizleri veriyoruz? ABD ne sınır komşumuz ne de vazgeçilmez bir partnerimiz. NATO ortağı deniyor ama tercih zamanı geldiğinde her defasında İsrail’i seçiyorlar.Üst Düzey Bağlantılar ve İkili Vatandaşlık Gerçeği

Bir başka dikkat çekici nokta: Görüşmelerden sonra bazı siyasetçiler, akademisyenler ve üst düzey yöneticiler ABD’ye gidiyor, görev alıyor ve sonra ülkemize dönüp ABD’nin menfaatleri doğrultusunda kararlar alıyorlar.
Bu kişiler arasında ABD veya İngiliz vatandaşlığı olanlar, hatta çocuklarını oralarda yetiştirenler var. Diyanete alınan lüks villalar, ABD Türk Evleri’ne ayrılan bütçeler… Bunların tamamı, aslında bu bağımlı düzenin bir yansıması.Milletin Umudu Yerli ve Milli Bir Yönetime

Milletinden umudunu kesen, çocuklarını yabancı ülkelerde konumlandıran, yabancı madalyalarla övünen yöneticiler, artık bu milletin gönlünde karşılık bulmuyor.
Halk, “umut fakirin ekmeği” dercesine bir çıkış yolu arıyor.
Dileğim odur ki; seçim zamanı geldiğinde milletimiz, ABD veya İngiltere’den talimat almayan, gerçekten yerli ve milli bir hükümete sahip çıkar.Son Söz

Bu satırları yazarken kırmak için değil, uyandırmak için yazıyorum. Gerçekler bazen acıdır ama bilmek, susmaktan evladır.
Tüm okuyucularıma selam ve saygılarımı sunuyorum.
Lütfen bu yazıyı siyasi değil, milli bir vicdan çağrısı olarak değerlendirin.

Halil İbrahim Budaklı

YAZARLAR