Halil İbrahim Budaklı


Bakmak mı Görmek mi? Sivas’ın Gerçek Öncelikleri Üzerine


Sivas’ın önceliklerinde bir bakış farkı mı var, yoksa biz bakmakla görmek arasındaki o ince farkı mı kaybettik, bilemiyorum. Uzun zamandır bu şehrin mutlaka bir gelecek planı, belirlenmiş bir öncelikler listesi olduğunu düşünüyordum. Fakat son zamanlarda gördüklerim, hiç de öyle olmadığını gösteriyor.Şehrin ihtiyaçları ile bürokrasinin gördüğü ihtiyaçlar birbirinden tamamen farklı.
Yaşayan halk başka dertlerle uğraşırken, idareciler başka hedeflerin peşinde koşuyor.
Oysa ki Sivas’ın bugünkü ekonomik durumu göz önüne alınarak, mevcut yapının güçlendirilmesi, tadilat ve iyileştirmelere öncelik verilmesi gerekirdi. Ancak görünen o ki, “yıkıp yeniden yapma” anlayışı, bir planlamadan çok bir alışkanlığa dönüşmüş durumda.Yetkililer, kendi özel bütçelerinde gösterdikleri özeni, devletin kaynaklarını kullanırken göstermiyor.
Valilik, özel idare, eğitim kurumları ve birçok resmi binayı gezdiğinizde, ekonomik sıkıntılar içinde kıvranan bir şehir görüntüsüne rastlamak mümkün değil.
Ama aynı şehirde askıda ekmek, askıda simit yazılarıyla karşılaşıyoruz.
Bir yanda gösterişli projeler, diğer yanda borç içinde, yarı aç yarı tok yaşayan bir halk…
Bu çelişki, artık sadece ekonomik değil, vicdani bir sorun haline geldi.Sivas’ın önceliği açık olmalı:
1, 2, 5 ve 10 yıllık bir yatırım planı olmadan, hiçbir sanayi, hiçbir iş insanı kalıcı başarı elde edemez.
Yıllardır “büyük başarı” olarak anlatılan organize sanayi bölgemizde, 128 fabrikanın sadece 28’i üretim yapıyor.
Geri kalanı ise gıda deposu, inşaat malzemesi deposu veya kiralık hangar.
Toplam istihdam 13 bin civarında.
Oysa yalnızca lokanta, fırın ve kafe sektöründe çalışanların sayısı bunun iki katı!
Bu tablo, anlatılanlarla yaşananlar arasındaki farkın en açık göstergesi.Bir şehirde vergi rekortmeni bir futbolcu oluyorsa, orada üretim değil, tüketim ön plandadır.
Ve bu da bize “hikâye anlatılan bir şehirde yaşıyoruz” gerçeğini gösterir.
Masal güzel ama gerçek değil.Artık yöneticilerimizi uyarmanın zamanı geldi.
Ekonomik kriz tavan yaptı.
Bankalar ticari kredi vermiyor, konut kredisi neredeyse tapu harcı kadar.
Bu durumu hâlâ inkâr etmek, sadece zamanı kaybettirir.
Yerelde kalkınma hamlesi başlatmanın, mesleki çalıştaylar düzenlemenin tam zamanı.
Sivas’ın gerçek potansiyeli sahada, üretimde, alın terindedir.Son olarak bir çağrı yapmak istiyorum:
Yerel yöneticiler, lütfen biraz daha az gezip biraz daha çok görmeye çalışın.
Yurt dışı seyahatleriyle değil, şehrin arka sokaklarına bakarak çözüm bulabiliriz.
Dünya artık cebimizde, ekranlarımızda.
Bu kadar harcama, bu kadar israf, ekonomik krize meydan okumak değil; Sivas’ı sahada geri götürmektir.Gerçekleri görmekten korkmayalım.
Çünkü ancak görürsek, değiştirebiliriz.

YAZARLAR