Şeyh Muhammed Kerkük´e bağlı Çamçamal ilçesinde doğdu, Bağdat Üniversitesi İktisadi Bilimler Fakültesi´ni bitirdi. Şeyh, ölünce yerine oğlu Muhammed (Peygam efendimizin isminide ismlerinin başına ekliyorlar)geçti.Bu yapılanmaların olmazsa olmazı babadan oğula geçmesi.
Şeyh Muhammed´in kendisi ortalarda pek görünmüyordu. Medyatik olmamasına rağmen, ismi Irak´ta sistemati bir şekilde efsane haline getirilmiş ,gelmesi için özel çaba sarfedilmiş bir kişilik . Irak basını bu yapılanmaya karşı hiçbir eleştirel haber ve söz söylememiştir.
Şeyh Muhammed Abdülkerim Kesnizani, siyasete meraklıydı diğer birçok cemaat ve tarikatlarda olduğu gibi. Şeyh Muhammed kitap yazmaktan da geri kalmamıştır(kendiside yazmamıştır birileri tarafından yazılmıştır). Şeyh´in kitabları, Kabala öğretilerini İslam felsefesi adı altında imanlı müritlerin beyinlerine ve kalplerine işlemek için kullanılmaktaydı. Müritlerine de Kur´an eğitimi yerine adını zikretmeden Kabala öğretilerini anlatıyordu. Bu tarikatın arkasında, emperyalist ülkeler onların uzantıları olan CIA, MOSSAD ve MI16 vardı.
İlk Körfez Savaşı´ndan sonra Kesnizani Tarikatı hızla yayıldı. Tarikat körfez savaşından sonra Saddam´ın etrafını örümcek ağı gibi sardı ve görünürde Saddam´a bağlılıkta kusur etmiyordu. Kürt, Türkmen, Arap rejim muhalifi kim varsa anında BAAS Partisine ihbar ediliyordu
edilmiş olan Kesnizani Tarikatı ordu, yargı, istihbarat, iç güvenlik, parti ve en sonunda da devlet MOSSAD ve CIA tarafından Saddam´ı içten yıkmak ve Irak´ı kolayca teslim almak için organize mekanizmasının tamamını hedef aldı.Kılcal damarlarlarına kadar sızdılar .
Genelkurmay Başkanı, Genel Askeri İstihbarat Başkanı , Hava Kuvvetleri Komutanı, Saddam´ın karısı Sacide, Saddam´ın kardeşleri Vatban ve Barzani, oğlu Uday, Saddam sonrası Baas´ın en güçlü isimleri, hepsi Şeyh Muhammed Abdülkerim Kesnizani´nin müridi oldular. Irak´ın El-Muhaberat´ının acımasız sivil ve asker elemanları da tarikatın müritleri olmuşlardı.
Saddam´ın her adımı ve kararı hatta yatak odası dâhil, çevresindeki istihbaratçı müritler tarafından izleniyor ve derlenen bilgiler oğul Nehru´da toplanıyordu. Nehru da bunları CIA VE MOSSAD´a aktarıyordu.
Saddam´ın her yapıp ettiği ve en mahrem bilgileri Keznizani tarikatı ve şeyhi vasıtasıyla MOSSAD a an be an bildiriliyordu. Saddam Irak´ın işgalinden birkaç ay önce durumu fark etmişti ama artık çok geçti. Karısı da dâhil, yakın çevresini etrafından uzaklaştırmıştı. İntikam almaya hazırlanıyordu. Ama nafile. Yapamadı. Çok geç kalmıştı çünkü.
Saddam 33 yıllık diktatörlüğünde, Babil´in dört bin yıllık kadim geleneğinden gelen tüm karşı ihtilal ve suikastlardan kurtuldu. Ancak "tarikatın" metodu hepsinden farklıydı. Daha sinsi, daha acımasızdı, en önemlisi kesnizani tarikatında ihanetin her türlüsü vardı.
Herkes "Esas savaş Bağdat´ta olacak" derken ortalıkta hiç görünmeyen Kesnizani Tarikatı savaşmadan tek bir kurşun dahi atmadan Irak ve Bağdat´ı adeta altın tepside Amerikan askerlerine teslim etti. Amerikalılar 2003´te ki gayrimeşru Irak Savaşı´nda sadece üç haftada Irak´ı işgal etti.
IRAK Saddam´dan kurtuldu ama zulümden kurtulamadı.
?.
Yapılan araştırmalara bakıldığında yaklaşık otuz tane cemat ve tarikat bulunan ülkemizde bu yapılanmaların yarın ne şekilde hareket edeceklerinin bir garantisi varmıdır..Empati yapmadıklarını ,hepsinin ayrı ayrı isimleri, giyiş tarzları olmakla birlikte toplumumuzu birleştirme yerine ayrıştırdıklarını görmekte değimliyiz.. Atatürk eğer Tekke ve Zaviyeleri kaldırmamış olsaydı,bugün Türkiyede bırakın her şehir yada semtte her mahallede adına İslam denen farklı dinlerin mevcut olacağı sizcede aşikar değimlidir.saygılarımla