Toz toprak içinde beyaz minibüs, Kangal'da pazar yerinde durdu. Gönlünü matem sarmış, gümüşi saçları maziyi çağırır gibi. Bağrını acıyla dağlayarak yürüyor, yürüyor siyah giysiler içinde bir kadın. Başında siyah şal, gözleri memleket, bakışları yorgun. Belli ki dertleri içten içe sıralı. Yanına yaklaştım üzeri iğde çiçeği kokuyordu, karamuk kokuyordu. Sesi sesime karıştı.
Dedim: Yine aklımda sen
Dedi : İnat ettim, yağmayacağım sana
Dedim: Geldiğin yok, yollar çimen bağladı
Dedi : Islak kirpiklerle gittim, yaşlı gözlerle geldim.
Dedim: Seni çok bekledim
Dedi : Bütün zamanlarıma uzaklar doldu
Dedim: Yaşadıklarımın hatırası
Dedi : Kirpiklerimin altına dağılan sen
Dedim: Hüzünle beslediğim gülüm soldu
Dedi : Sancılıydı sensiz zamanlar
Dedim: Sevdana tutsak aşkımız ertelenmiş
Dedi : Katmerli acıdır aşkın
Dedim: Göçebe bir güvercindin
Dedi : Güz fırtınaları uçurdu
Dedim: Nereye gittin, kanadı yaralı
Dedi : Çalmadı mı? Postacı kapını
Dedim: Her gece sokaklara düştüm
Dedi : Portakal bahçesinde kaç ayışığı bekledim
Dedim: Sevginin zamanı yok, ölçüsü yok
Dedi : Sen avazın çıktığı kadar, susarak ağladınmı,hiç
Portakal bahçelerinde yağmur camları öpüyordu, sana hasretlik yaşarken göz yaşlarımı sakladım, gamzelerime seni yerleştirdim, gecikmiş randevuların buluşmasında, düşlerime sen değdin. Fotoğrafın yanımda şiir dinleyen kadındım, zamanım çalındı, bana çok şey oldu, hiç haberin olmadı, dedi.
Dedim: Gittin, yanağın yanımda kaldı
Dedi : Güller kokularını yitirmiş
Dedim: Çok mu uzaktasın
Dedi : Bıraktığın yerdeyim
Dedim: Ne sen geldin, ne mektubun
Dedi : Şehire inemedim
Dedim: Dönmesende, kokun bu şehirde
Dedi : O yüreğinde kanayan karanfil.
Dedim: Dilindeki öfkeyi kır
Dedi : Dertliyim
Dedim: Dertlerini bölüşek
Dedi : Eziyet olur canına
Doğduğu köyünde anılarını kucaklayan, topraklarını bırakıp göçle giden, hüzünle gelen, aynalara baktıkça ağır ağır budanmış hayatını gören...!
Dedim: Bestelerde arıyordum
Dedi : Geçmişten kalan, alacak sızım o
Dedim: Ezber edilmiş sevdalar
Dedi : Ağladığım, sızladığım sevdalar
Dedim: Gözlerine bakan bakışlarımı geri ver
Dedi : Hüzün senin bakışlarında mı
Dedim: Aynada gördüm, eski bakışları
Dedi : O bakışlardaki sen
Dedim: Kalbim güzelliğinin önünde
Dedi : Baktıklarım hep yüzün oldu
Dedim: Ömrüm, ömrümde
Dedi : Ben eski şarkılardan da eskiyim.
Kalabalık yavaş yavaş dağılmaya başlamıştı, boş meydanları dolaştı, susmak başka bir acıydı. Islak kirpiklerle dağlara bakarım, gözyaşlarım yalnızlığımı kurular. Bizim yaylanın gözeleri, buzlu pınarları içimi soğutamaz. Dedi
Dedim: Bu unutma suç değil, çaresizlik
Dedi : Yalnızlıktan başka kimsem yok
Dedim: Yaşıyorum sensiz, sessiz
Dedi : Ruhumun zamanı soğudu
Dedim: Senin türkülerin söyleniyor
Dedi : Ömür yaprakları tek tek düşüyor
Dedim: Seni, sana anlatacağım resmin yok
Dedi : Düşlerde resmimdin, sen bilmesen de
Dedim: Gitme! Gözleri ağlamaklım
Dedi : Gam yükü yordu hayatımı
Dedim: Son şiiri sana yazdım
Dedi : Tarifsiz duygular, tarifsiz düşler.
Dedim: Anılar ayrılık bilmez
Dedi : Kırlangıç göçünde gelirim
Dedim: Geçmişte kalan alacak sızım
Dedi : Usulca öp yanaklarımdan.
Soluğumuza düğümler atılıyordu, gözlerime baktı, söyleyemediği sözleriyle, köyüne giden minibüse bindi. Cama yüzünü döndü, camda pembe buğulanma oldu, beyaz minibüsün teker izleri tozutarak,ve Ay kadın bağrımı ezerek uzaklaştı.
Kemal SARIKARTAL
"Hüzün senin bakışlarında" kitabımda