Başlık reel politikle hal-i pür melalimizi içermektedir.
Niye ki?
Harvard?lı bir profesörün İslam ülkeleriyle ilgili yazdığı kitabında Kayseri örneğini verirken Belediye Başkanı Özhaseki` nin " veber i okudum " cümlesinden alıntı yaparken, bizim açımızdan sorunun cevabını tüm çıplaklığıyla gözler önüne sermesidir.
Peki, Veber kim ola?
Batı da kalkınmanın motoru olan Protestanlığın zihin dünyasında gelişen ; "puriten ahlak"ın kuramcısı.
Ne demiş?
Mistik eğilim taşıyan dinler, ekonomik gelişmeye uygun olmamakla beraber, dünyayla uzlaşmış dinler gelişmenin de kaynağı olmuşlardır. İslam başta aktif karakterli iken, sonradan toplumsal tabakaların etkisiyle mistik karaktere bürünmüştür.
Yani; dini merkeze alarak, az tüketip -çok üretmeyi, tasarruf yaparak yatırıma döndürmeyi ve topluma faydalı harcamayı vazeder, kısaca...
Şahsi görüşüm; çağdaşı, dini ret eden ve daha çok tanınan Marx ` tan daha gerçekçi, somut olarak da daha etkileyici- dönüştürücü olmuştur. Kapitalizmle, din ilişkisini kabul gören zemine oturtmuştur. Katoliklik karşısında, Protestanlığı başarılı kılan da "tanrı-kul" ilişkisinden ziyade, iktisadi dönüşüm olmuştur.
Elbette bu görüşü olumlayandan daha fazla eleştirende çıkacaktır, bu da normaldir.
Hele ki; batının ürünü olan her şeyi kullanıp karşı çıkan, düşüncenin de doğduğu "DOĞU" nun, son asırlarda bunu da BATI ya kaptırmasını sorgulamadan KOLAYCILIKLA düşman arayanlara...
FİLHAKİKA; bu paradigmadan başka bir konu başlığı altında, kaynağını göstermeden 3-5 aforizma cümle yazsam, bizim âlim- ulema sanırsınız.
Bu da bilginin EVRENSEL yanı olsa gerek...
Artık gelelim sadede, yerele, yerimize-yurdumuza:
Komşumuz bir ilden, aslende tanıdığım bir ailenin mensubu olan, çarşı-pazar da yetişmiş ama aynı zaman da "dünya"yı da okumuş-gözlemiş ve yorumlamış yerel yönetimin başıyla, bulunduğu şehrin geldiği nokta bizim için eskiden hedef iken artık ÜTOPYA olmuştur.
SİVAS yerel seçim öncesi neyle uğraşmaktadır?
SİVAS`lı ne istemektedir?
Talip`ler ne vadetmektedir, talepler aynı mıdır?
Yukarıdaki soruların verilecek cevapları bu gün den sonra gülünç olacaktır.
Zira bu şehir son çeyrek asırda şehircilik adına hiç bir şey yapmamıştır, paşa bahçe - aksu gibi keyfe keder projelerin siyasilerle sunulması, bu halkın beklentilerinin seviyesini belirleme de onları haklı da kılmaya başlamıştır.
25 yıldır; beklentileri sıfırlanmış halkın bu durumundan süreçteki tüm siyasi kişiler sorumludur.
Eller "veber " okurken, bizimkiler birbirlerine "bela" okumaktadır. Siyasi koltuklar belli odaklarca, eski YAŞ geleneği gibi, ( burdan kuru-yaş çıkmasın, askeri şura kast edilen ) daha şimdiden tanzim edilmiş, plana çomak sokanlarsa aforoz edilmektedir.
" Kendine oy vermeyenleri şereften mahrum eden edep-i mahrumlar olduktan sonra...
Hülasa; VİZYON - MİSYON hak getire, dertler dahi doğru -dürüst ortaya konulamadan, palyatif, Hıristiyanlıkta ki ölünün makyajlanması gibi projelerle ve buna da yeter diyen talepkarlarla çıkacak sonuç da dengeli olacaktır, kuşkusuz.
Sivaslı; seçimde top yekûn önüne konanı da sistemi de protesto edip, artık bizim işimiz Allaha kaldı diyebilse,
Tebrizli ŞEMS ` in söylediği gibi;
"İŞİNİZ ALLAHA KALMIŞSA OLMUŞ BİL "
Not : Max Weber hayranı olmamakla beraber , iktisaden doğru tespitleri var derim, bu cari "puriten ahlak"ı desteklemek değildir. Katolik hristiyanlık , protestanlıkla " islam"a yaklaşırken müreffeh topluma ulaşmış , İslam toplumu da " katolikliğe" yaklaşıp ; gelirde ,yönetimde adaletsiz ,batının "din"savaşlarının benzeri "mezhep savaşları"yla çoğunluğu perişanlığa düçar olmuşken, istikbali de müeccel`dir.