Bir konuyu ele almam için beni dürtmesi, rahatsız etmesi gerekir. Romantik, duygusal, aşk meşk konularına kalem çalmayı hiç beceremem. Ancak ve ancak sosyal problem içerikli konulara aklım yeter.
??Toplumun sorunlarına kafa yormayı çok severim,, dediğim zamanlarda; ??Ee yorup napıcan,, bıdı bıdı cevap yetiştirenler olsa da onlara hiç itibar etmem. Bunu diyen insanlar (Ankara Üniversitesinde) akademik personeldirler. Kendileri akşama kadar domuz eti yiyip sabaha kadar içerler, Amerikalı lezbiyeler gibi saçını fix kısa kestirdiği için yoracak aklı da, yolacak saçı da kalmaz. Kapalı, muhafazakar öğrencilere mülteci muamelesi yaparlar.
2 yıl öncesine kadar bütün üniversitelerde başörtüsü yasağı vardı; tabiki Ankara Üniversite?sinde de kampüsün içine dahi kapalı giremezdik. Birçok arkadaşımız aman hocalarımız bizi kapalı görür de eğitim hayatımız etkilenir, diye başörtülü şekilde hocalara görünmemek için kırk takla atardı!! Okula girerken başımızı hocaların arabaların camlarına bakarak açar, çıkarken de yine arabaların camlarına bakarak kırışmış eşarplarımızı örterdik. Bir gün iyi niyetli güvenlik görevlisi güvenliklerin kabinine ayna asmıştı rahatça kapatalım diye ama birkaç gün sonra bir hoca tarafından aynanın kırıldığını öğrendik.
Soğuk kış günlerinde, lapa lapa kar, sağanak sağanak yağmur yağarken, başka arkadaşlarımız okula rahatlıkla girerken; biz kapalı kızlar parmaklarımız üşüye üşüye kampüsün girişinde 5 dakika kaybederdik? Bunlar bize uygulanan mobbing politikalarıydı. Fakat işe yaramadı canlarım!! Okula her gün girerken- çıkarken daha da hırslandım, hırslandık. Biz dindarların manevi değerleriyle alay edilmediği bir hafta geçirdiğimizi hiç hatırlamıyorum.
Bu insanların hepsi Marksist ve Kürt kökenliydi.
Çok şükür artık kamuda da başörtüsüne özgürlük yola çıktı. Yasalaştı.
Tüm arkadaşlarıma hayırlı uğurlu olsun; bu yolda mücadelesini verenler toplum adına kazandı, vermeyip geri çekilenler şahsı adına kaybetti.
Bütün gazetelere göz atıyorum, bu konu hakkında hiç kimsenin köşe yazısı yazdığına rastlamıyorum. At gözlüğü takmışlar, onlar için artık varsa yoksa ah Kürtler vah Kürtler. Akşama kadar gerilla fotoğraflarıyla PKK borazanlığıyla, eski teröristlerle can ciğer kuzu sarması röportajlar yapan Radikal Gazetesi bu konu hakkında neden sessiz kalmaktadır. Fazıl Say için Özgürlük, bebek katili için özgürlük ama bir gün olsun başörtüsüne özgürlük istediğini görmedim. Özgürlükse özgürlük yüreğin varsa hadi bunu da savunsaydın, özgürlük?!
Neyse geçtik Radikal?i Yeni şafak Gazetesinin başörtülü yazarları dahi tek bir şeye kilitlenmişler, PKK? ya özgürlük! Neden? Çünkü şuan popüler kültür bu raydan işliyor.
Yandaşlığı yap! ?Ak?il-liği kap!
Neyse bize bu sezon şapkadan tavşan çıktı. Artık işimize gücümüze örtümüzü takarak gidebileceğiz. Çalıştığı kurumlara artık kapalı girebilecek arkadaşlara buradan seslenmek istiyorum.
Kızlar etrafımızda kapalı olup maddi durumu da çok iyi olup inanılmaz rüküş giyinen ablalarınızı sakın örnek almayınız. Üstünde çiçek böcek motifi olan sofra bezi desenli eşarpları ve 90? ların militarist radikal İslamcı kızların giyindiği gibi siyah eşarp ve süpür süpür siyah pardösü giyinmeyiniz. (Artık okulunu bitirmiş, işinde gücünde olup cebinde parası olan kızları kastediyorum.)
Justin Bieber? in konserindeki kızların yaptığı gibi ortalığı biber gazına boğmayın da?
Rüküş, uyumsuz, pis, ütüsüz giyinmeyelim de?
Temizliğin imandan geldiğini de unutmayalım da?
Çok fazla abartmayalım ama bırakınız arkanızdan tesettür kataloğundan fışkırmış gibi diye dedikodu etsinler.
Dip not:(Bieber, İstanbul konserinden sonra bir tweetinde ?Türkiş görl var ter kokmak? demiş.)