Kamu kurum ve kuruluşlarında olduğu gibi siyaset sendika ve sivil toplum kuruluşlarında da liyakat sorunu aldı başını gidiyor. Dar kadrolar, yenilenmeyen yüzler ve söylemler, alttan gelen dip dalgalarını bastırmak, siyaset ve sivil toplum kuruluşlarının yönetim tarzı oldu. öyle olmasaydı; kurduğu ve başkanlığını yaptığı dernek KHK ile kapatılmış, üyelerine KHK kapsamında işlem yapılmış birisi Sivas'ımıza başkan olarak dayatılmazdı. Kuruluş felsefesinde 3Y (yoksulluk, yolsuzluk ve yasaklar) ile mücadele olan bir siyasal hareket 22 yılda nasıl bu hale geldi? Kendisini referans alan diğer sivil toplum kuruluşlarına nasıl kötü örnek oldu?
22 yılda bir türlü kadro yenilenmesini gerçekleştiremedi. Alternatif isimler yetiştirmedi. Toplumun önüne temcit pilavı gibi sürekli aynı isimlerle çıkıldı. Şehrimizde olduğu gibi ülke yönetiminde de 22 yıl önceki isimlerle ilerleniyor. Yetersiz ve basiretsiz muhalefetin varlığı buna sebep oluyor gibi ucuz bahaneler gençlerin önünü tıkıyor, liyakat sahibi insanları bıktırıyor. Fark edilmese de toplumda artık bir bıkkınlık var, çözümün çaresi olarak görülmüyor artık siyasetiniz. Aynı yüzleri, aynı sözleri duymaktan bıktı millet. Sırf bir an önce seçim bitsin diye katlanıyor olana bitene.
3Y ile mücadele mottosu ile yola çıkanlar gelinen son noktada ironik bir şekilde kendi yarattıkları 3Y ile mücadele eder hale geldiler. Bizim iktidarın en maharetli yanı ülkeyi muhalefetteymiş gibi yönetip sorumlulukta kendilerine pay çıkarmamaları. İllüzyon bu olsa gerek.
22 yılın sonunda anlaşılan o ki; yenilenmemiş siyasi kadro ve söylemler ülkeyi kısır bir döngüye soktu. Kendini yenilemeyen siyasi kurumlar sadece iktidar partisi değil aynı zamanda muhalefet partilerini de bu manada eleştirmek gerek. Çeyrek asra denk gelen bir zaman diliminde aynı isimlerle yola devam ediliyor olması; başarısızlığın, krizlerin, ekonomik ve sosyal çöküşün baş sorumludur. Israrla denenmiş başarısız olmuş kadrolarla devam ediliyor. Kuruluş felsefesinde iki dönem kuralını getirenler ve bunu tüzüklerine kadar yazma cesareti gösterenlerin kadrolarının bugüne kadar üçüncü nesil kadrolarla devam etmesi beklenirdi. Ne yazık ki hala o tüzüğü yapanlarla devam ediyoruz. Sizce de garip değil mi?
Yenilenmeyen kadro ve söylemlerin sivil toplum kuruluşlarındaki yansımasını ve siyasetin STK'lara etkisini gelecek yazılarımızda ele alacağız.