Taşlar yerinden oynayacak, kartlar yeniden dağıtılacak. Önemli değişikliklerin yaşandığı ülkemizde her taşı yerinden oynatmak ne kadar doğru? Yapılan son seçimle Yeni Hükümet sisteminin ikinci dönemini yaşayacağız. Eskinin bir alışkanlığı olarak her hükümet değişiminde siyasal kadrolar ve bürokrasi üzerinde büyük değişimler yaşamak ne kadar doğru?
Son günlerde kamu yönetimini rahatsız eden bir yığın duyumlar alıyoruz. Başarılı-başarısız olduğuna bakmaksızın bürokratların yenileneceği, değiştirileceği dedikoduları ayyuka çıkmış durumda. Dedikodu; ateş olmayan yerden duman çıkmaz mevzusunun dumanıdır aslında. Ateşi körükleyenler ise; eğitim, kültür, kişisel kapasite ve yetkinliklerine bakmaksızın yeni seçilen vekillere ve yeni bakan ve bakan yardımcılarına yancılık eden, ikbal bekleyen kifayetsiz muhterislerden başkaları değil. On yillarca kör ve bağnaz particiliğin, ahbap-çavuş ilişkilerinin, kan ve soy bağı akraba ilişkilerinin yozlaştırdığı kamu yönetiminden şikayet edip durduk. Yeni hükümet sistemi bu konuda önümüze yeni bir umut getirmişti oysa. Başarılı olan bürokratların ödüllendirileceği, üst makamlarda görev vererek onlardan daha fazla faydalanılacağı, en azından tenzili rütbe yapılmayıp mevcut başarılı oldukları görevlerde tutulacaklarını düşündürmüştü bize yeni hükümet sistemi. Daha önceleri bırakın iktidarları bakan değiştikçe bakanlıklarda sistemler değişiyor eleştirimiz burda da kendini gösteriyor. Yeni hükümet kabinemizin neredeyse tamamı değişti. Bu kabinede sadece Sağlık Bakanlığı yönetim kadroları rahat desek yeridir. Sayın Sağlık Bakanı geçen 5 yılda kadrosunu çok iyi tanıyor. Ancak diğer Bakanlarımızın Allah yardımcısı olsun. Yeni Bakan Yardımcıları ve bölge vekillerinin talepleri karşısında ince eleyip sık dokuyarak, akıl süzgeçlerinden geçirerek karar vermeleri en büyük umudumuz. Yeni bakanlıklardan beklentimiz; başarısız bürokratları ısrarla görevde tutmamaları, başarılı olanları bir üst göreve atamaları veya az önce belirttiğimiz gibi en azından başarılı oldukları mevcut görevde devam etmelerini sağlamalarıdır. Şehrimizin yakın tarihinden ve şehrin kamu yönetiminden örnekler vermek gerekirse; başarısız bürokratlar yok değil. Ancak başında bulunduğu kuruma değer katan, hizmette vatandaş memnuniyetini, önemseyen projeler ortaya koyan kurum idarecilerimiz elbette var ve onore edilmeyi hak ediyorlar. Sivaslı vekillerimizden ricamız 85 milyon milletimizin, tüyü bitmemiş yetimin hakkı olan emanetleri liyakat ehline teslim etmeleridir.!