USUL NEDİR? USULSÜZLÜK NEDİR?

Bu hafta sizlere bir usulsüzlükten değil, usulsüzlüğün ne anlam ifade ettiğinden bahsediyor olacağız. Bu sebeple diğer yazılarımızdan farklı bir yazı ile karşılaşacaksınız. 

23-24 Aralık tarihlerinde Pençe Kilit Harekat Bölgesinde bulunan üs bölgelerimize, hava şartları marifetiyle yaklaşarak sızmaya çalışan teröristlerle çıkan çatışmada 12 kahraman askerimiz şehit olmuştur.  Kahraman Mehmetçiğimiz, en zor arazi ve doğa şartlarında memleketin huzuru ve güvenliği için gözünü kırpmadan, gerektiğinde canını dahi feda ederek görevini icra etmektedir. 

Bu yazımızda 3500 metre rakımda, kayalık ve sarp arazilerde, -30 derece soğukta, metrelerce karın altında, ailelerinden ve sevdiklerinden uzakta vatan uğruna görevini ifa eden usul ve liyakat sahibi Kahraman Mehmetçiklerimiz ile; konforlu ve ortopedik makam koltuklarında, klimalı odalarda,  üzerinde toz lekesi dahi olmayan rugan ayakkabılarla binilen makam araçlarında, daima ailelerinin ve sevdiklerinin yanında olan fakat tüm bu kolaylıklara rağmen usulsüzlük ve liyakatsizlik üzere hareket edenleri kıyaslayacağız.

Usul nedir, usulsüzlük nedir birlikte bakacağız.

Mesela Usulsüzlük ; 
“Kamuya ait taşınmazların kiralanması işlemlerinde; kendisine verilen yetkiyi kötüye kullanmak suretiyle kamunun bütçesine dahil olması gereken meblağları, hava parası adı altında vakıf, şirket ve şahıs  hesaplarına devşirmektir.”

Usul ise: 
“GSM operatörlerin zar zor sinyal verdiği o üs bölgelerinde, telefonuna sinyal geldiği o anda anneye, babaya, eşe, çocuklara bir dakika olsun ulaşmak için telefona sarılmaktır. Banka hesaplarına yatacak maaşın ne olduğunun aylarca akla gelmemesidir”

Mesela başka bir Usulsüzlük : 
“Kamu ihalelerinde rekabeti engellemek suretiyle, daha uygun maliyetle yaptırılabilecek işleri kendi yakınlarına, arkadaş ve akrabalarına daha yüksek meblağlara ihale ettirmektir. Devletin kendisine emanet ettiği paraya  çantacılık yaparak ihanet etmektir.”

Usul ise :
“Sarp arazilerde, hava ve kara ulaşımının zorlaştığı zamanlarda, 3 günlük kumanyasını pay ederek, dağda bir hafta geçirmektir. Devletin verdiği o kumanyadaki her lokmaya bakarak tekrar tekrar şükretmektir.”

Yine bir başka  Usulsüzlük : 
“Gitmediği dersin maaşını almak, 3-4 ayrı makamdan kendisine maaş bağlamaktır.”

Usul ise ;  
“Vatanını savunmak adına görevi gereği alması gereken komando eğitiminin maliyetini bile kendisine zül görüp, vatana olan borcunu ödemek için ayağındaki postalı haftalarca çıkarmamış olmaktır.”

Keza ayrı bir Usulsüzlük ; “Kendi evinin tadilatını  yöneticisi olduğu kurumun kamu çalışanlarına yaptırmaktır”

Usul ise: “Duvarının yıkılmasına ramak kalmış kerpiç evlerden çıkan evlatların, vatanı ayakta tutmaya çalışmasıdır.”

Usulsüzlük : 
“Hısım akraba kayırmak, tanıdıklarını liyakatine dahi bakmaksızın yönetici olduğu kurumlara doldurmaktır.”
Usul :  
“Kurasından çıkan hiçbir sonuca bir saniyeden fazla şaşırmamak, ülkenin her bir coğrafyasında her şart ve koşul altında görev yapmaya hazır olmaktır. Hatta gönüllü olarak ve kahramanca, en zor vazife ve coğrafyaları tercih etmektir. Amca, dayı, torpil peşinde koşmanın akıllara dahi gelmemesidir usul.”

Usulsüzlük:
“Liyakati el vermediği halde, her türlü makama layık olabileceğine inanmaktır.”
Usul :
“Türk Milleti için tek bir makam haricince diğer tüm makamların boş olduğunu, tek  geçerli ve yeterli makamın Şehitlik makamı olduğunu bilmektir.”

Bu cümleler usulsüz ve liyakatsizlerin utanıp sıkılması içindir. Muhakkak ki, hayatını ahlak ve hidayet üzere kurup ve yönetenlere değildir.

Yukarıda bahsi geçen ve bahsi geçenlerin benzeri görebileceğiniz tüm usulsüzlük ve liyakatsizliklerde, bu usulsüzlük ve liyakatsizlikleri yapanlara karşı tiksiniyor ve bu tiksinme ile siz de burnunuzun kırıştığını hissediyorsanız, sizinle aynı taraftayız demektir.

23-24 Aralık tarihlerinde Pençe Kilit Harekat Bölgesinde şehit olan Kahraman Mehmetçiklerimizin ailelerine ve milletimize başsağlığı diliyor, yaralı askerlerimizin en yakın zamanda sağlıklarına kavuşmalarını temenni ediyoruz. 

Türk Milleti bilmelidir ki vatan toprağına göz dikilmesi ile devletin hazinesine el sürülmesi aynı şeydir.

Her ikisi de namustur.

Ve bu millet namusunu canı pahasına koruyacak evlatları daima yetiştirmiştir.