Ankara 22. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede, Olağanüstü Hal (OHAL) kapsamında çıkarılan kanun hükmünde kararname (KHK) ile kapatılan Hukuk ve Hayat Derneğinin yapısı irdelendi.
HUKUK ve HAYAT DERNEĞİ´nin, özellikle 2014-2016 yıllarında sözde cemaatle ilişkili ve hukuki yardımda bulundukları dernek, vakıf, sendika, şirket, kamu görevlisi ve özel kişilerin haklarında yapılması muhtemel ve başlanan adli ve idari soruşturmaları önceden haber alarak, özellikle ByLock üzerinden adli ve idari mercilerin işlemlerini boşa çıkarmaya yönelik birbirlerine ve diğer örgüt üyelerine gayrimeşru tavsiye ve telkinde bulundukları ortaya çıktı.
Bu kapsamda, defter ve belgelerin yok edilmesi, nakitlerin tasfiyesi, gerekirse yönetim değişikliği yapılması, banka hesaplarında para bulundurulmaması, sözde cemaate ait kayıtların güvenli yerlere taşınması, iletişim araçları ile irtibat kurarken dikkatli olunması, dernek, vakıf, sendika ve şirketlerin örgütle ilişkisi olmayan güvenilir kişilere devrinin sağlanması, adli ve idari işlem yapılan görevlilerin şikayet edilmesi, sosyal medya hesapları üzerinden cemaat lehine, adli ve idari kurumlar aleyhine karalama kampanyaları yapılması gibi faaliyetler yürütüldüğü kamuoyunca biliniyor.
ANKARA´da kamuoyu gündemine düşen HUKUK ve HAYAT DERNEĞİ irdelenirken gözler SİVAS´ta bir zamanlar etkin olan ve pek çok avukatın o derneğe üye olmak için adeta yarıştığı ÜLFET HUKUK DERNEĞİ faliyetleri mercek altında.
ÜLFET HUKUK DERNEĞİ´nin nasıl bir işlev gördüğü ve FETÖ yapılanmasına vakti zamanında hukuki yardım yapıp yapmadığı merak ediliyor.