Türk milliyetçiliği siyaseten param parça olduğu gibi fikren de paramparça olmuş içi yanlışlarla doldurulmakta. Ortak akıl kalmadı. Önüne gelen kendi çıkarlarına göre bir Türk milliyetçiliği vaaz eder oldu.Türk milliyetçiliği ilkel ırkçı yabancı düşmanlığı temelinde var olmuş bir milliyetçilik degildir.Bu ilkel düşmanlıklar üzerinden var olmuş Avrupa tipi milliyetçiliktir. Bizim tarihin süzgecinden geçmiş pişmiş, şekillenmiş milliyetçiliğimizin değil operatif ekiplerin Türkiye'ye pompalamak istediği bir milliyetçilik anlayışının paradigmalarıdır. Tekamül etmiş Türk milliyetçiliğinin anlayışını temsil etmez . Bu bağlamda güncel olarak Türkiye gündeminde yer alan meselelerden olan mülteci problemi hakkında bizlerin görüşü şudur; Türk milliyetçilerine göre bu ülkenin geleceğini tehdit eder boyutta bir mülteci problemi vardır. Ancak bu sorunun kaynağı öncelikle mülteciler değil çok daha büyük güçlerdir. Bu güçlerin içinde ABD, Ab, Rusya vardır. Daha önemlisi mevcut Türkiye Cumhuriyeti iktidarının on beş yıllık yanlış dış politikalarının etkisi vardır. Yine muhalefetin önemli aktörlerinden Ahmet Davutoğlu, Ali Babacan ve HDP'ninde bu problemde katkıları vardır. Ha birde CHP İyi parti ve Ümit Özdağ gibi Suriye ile bu problemi çözeceğini sanan kendini akıllı milleti saf sananlar var. Suriye'nin öyle bir derdi ve niyeti olsa önce İdlip'tekilerle sorunu çözerdi . Orayı bosaltıp 3-4 milyon daha vatandaşını Türkiye'ye sürmek olmazdı ve bu proje büyük olasılıkla Ukrayna savaşı olmasa yahut bittiğinde tekrar gündeme gelecek. Türkiye'yi yönetenler de bu problemi çözmek istese Ab ile imzalanan geri kabul anlaşmasını iptal ederdi. Muhalefet ya da Ümit beyde bu problemi çözmek için çaba harcayacak olsa öncelikle iç kamuoyunu kontrolsüz gererek gündeme getirerek değil veya Suriye ile görüşerek değil Ab ve ABD ile görüşürdü . Birileri ülke içini karıştırmak için bu problemi sokağa taşıma derdinde ama bunu yapanlar görüntüleri ne olursa olsun Türk milliyetçileri değil olmamalı. Kavga artık bizim işimiz değil devletin askeri polisu miti var. Biz düşen devlet ve iktidara üzerine düşeni yapmaya zorlamaktır. Hukuk ve seçim çizgisinde bunu sağlamaktır. Artık sana mı kaldı lan devleti korumak diye hücrelerde heba edilecek ülkücü yok. Yanlış var ve hesap verilecekse devleti yonetenler vermeli.
Buradan toplumsal gerginliği artırarak oy devşirmeye çalışmak veya hareketine alan açmak Türk milliyetçiliği değil makyavelist oportünizmdir. Biz bu gerilim siyasetini başka alanlarda yirmi yıldır dibine kadar yaşıyoruz. Bu ülkeye hiç bir faydası olmadığını yaşayarak gördük.
Her ne kadar bugün Türk milliyetciliğinin siyasi hareketini yönetenler dahi bilmese ve bu bilinçle hareket etmese de Türk milliyetçiliği binlerce yıllık bir geçmişin temsilcisi olan bir imparatorluk bakiyesi bir milletin milliyetçiliğidir. İlkel Avrupa yahut dün bağımsızlığını kazanmış müstemleke milletlerin milliyetçiliği değildir. Kimse bilinmeyen hedefleri için Türk milliyetçiliğine ve Türk milliyet çilerine karanlık dehlizlerde yol çizmemelidir.
Türk milliyetçilerinin yolu; demokratik çerçevede , sivil , devletine ve milletine sadık ama özellikle belirtiyorum iktidarlara,veya ulusal veya uluslararası güç sahiplerine değil devletine sadık, hukuk ve meşruiyet çizgisinde yol ve yöntemlerle yürümektir. Feda edecek evladı olanlar önden evlatlarını öne çıkarsın. Kavruk Anadolu milliyetçileri 80 öncesi borcunu ödemiştir. Karşılığı da ödenmemiştir... Böyle biline ...
Türk milliyetçiliği icin yazmaya bir uçtan başladık. İğne biraz da bize batmalı.. Babamdan bana emanet olanlar ; Türk devleti ve Ülkücüler .... her ikisinin de her daim yanında olacağım... Bizim babalar günü yazımız babamızdan bize emanet olan değerler için olur . Saygı ve hürmetle babalar gününüz kutlu olsun....