TABUTA SON ÇİVİYİ ÇAKTILAR

TABUTA SON ÇİVİYİ ÇAKTILAR

Tam bir patlamış kanalizasyon. Her yerden fışkırıyor...

Sivas Cumhuriyet Üniversitesinde Rektör Alim Yıldız dönemi sona ererken, kendilerinin son bir usulsüzlüğünü daha sizlerle paylaşmak istiyoruz. Son usulsüzlüğü olarak tanımlama sebebimiz, önümüzdeki süreçte yalnızca Alim Yıldız’dan değil, onun usulsüzlüklerini icra eden tüm kadrodan da kurtulacak olmamızdır. Bu sebeple yeni rektör hocamıza, Alim Yıldız’ın tüm bu kadrosunu usulsüzlükleri ile birlikte tanıtacağız. Anlatacaklarımız yeni rektör hocamıza ilk başlarda inandırıcı gelmeyebilir fakat zamanla az bile anlattığımızı kendisi de fark edecektir.
Değerli Okuyucularımız, Azerbaycan ve Şark edebiyatının muhteşem şairlerinden birinin; Mirza Ali Ekber Tahirzade’nin Korkirem adlı şiirini duymuşsunuzdur. Tahirzade şiirinde; riyanın ve dalkavukluğun ne menem şey olduğunu, halkın nelerden korkup nelerden korkmaması gerektiğini çok güzel anlatır.
Şiiri satırlarımın sonuna ekleyeceğimi belirterek, Alim Yıldız döneminin son usulsüzlüğüne giriş yapalım.
08.06.2020 tarihinde Rektör Alim Yıldız; 4/d sürekli işçi kadrosunda 5 güvenlik görevlisi ve 195 hasta bakım hizmetleri çalışanını  istihdam edeceklerini belirtmiş, ayrıca 400 kişi de sağlık personeli alacaklarını ifade ederek müjdelemişti. Bu müjdenin kimlere verildiği ise aradan geçen 4 yılın sonunda, hakkı yenilen bir vatandaşımızın açtığı dava sonucu ortaya çıkmış oldu. Meğer açılan kadrolara çoğunlukla hak eden personeller değil, gerek ve yeter şartları sağlamayan hısım,akraba, torpilliler alınmış. Yıllar süren hukuk mücadelesinin sonunda da ilgili personel alımında usulsüzlükler yapıldığı ortaya çıkmış, kanunlar haklı olanlara haklarını vermiş.
Buraya kadar yaşanan usulsüzlüğü eminim normal kabul ettiniz. Şayet biz de normal kabul etmiştik. Bizatihi, Alim Yıldız ve yönetiminden her zaman bekleyebileceğimiz ve beklediğimiz şeyler…
Sizlere Tahirzade’nin şiirinden bahsetme sebebimiz olan konu ise daha başka…
Gazetemize gelen ihbara göre, 2020 yılındaki bu usulsüzlüğe karşı açılan davanın taraf avukatları aynı aileden. Yani bir tarafta ilgili atamada usulsüzlük olmadığı yönünde üniversiteyi savunan Hukuk Müşaviri Avukat Bahadır Kır, diğer tarafta ise üniversiteyi dava edenin avukatı Resul Çakmak (Bahadır Kır’ın eşi Avukat Zehra KIR (Çakmak)’ın ağabeyi). Ayrıca Zehra Kır ve Resul Çakmak’ın Alim Yıldız’ın kişisel avukatları olduğu bilgisi de mevcut.
Şeytanın avukatlığını yapmak bize düşmese de; nasıl oldu da üniversiteye karşı açılan bir davayı, Sivas ilinde bulunan yüzlerce avukat içerisinden üniversitenin Hukuk Müşavirinin kaynı ve eşine ait bir hukuk ofisi almış oldu. Açıkçası merak edilmeyecek bir konu değil.
Bu hukuk bürosu tarafından, ilgili usulsüz personel alımının çok sayıdaki mağduruna; davayı kazanma garantisi verildi mi?
Üniversiteyi savunmakla görevli (davanın sonucuna göre pek savunamamış) olan Hukuk Müşaviri Bahadır Kır, savunma potansiyeli ile mağdurlara verilen sözün garantörü mü olmuştu?
İlgili hukuk ofisi kaç mağdurun vekaletini aldı ve avukatlığını yaptı? Bu vekaletler sonucu ne kadar bir ücret geliri oldu ve ne kadarı faturalandırıldı?
Rektör Alim Yıldız, üniversiteye karşı açılan bu davanın kendi kişisel avukatları tarafından alındığını bilmiyor muydu? Biliyorsa bunu ne kadar etik buldu?
Kaybedilen dava sonrası  Personel Daire Başkanı Vedat Coşkun hakkında usulsüz personel alımı sebebiyle soruşturma başlatıldı mı? Başlatılmadı ise ne bekleniyor?
Değerli Okuyucularımız, Tahirzade diyor ki;
Ay balam,
Şafak vakti düşirem ben çöllere bala,
Çöllere bala çöllere…
Kükremiş aslan görirem,
Kan yiyen sırtlan görirem,
Dalgalı umman görirem,
Cin görirem can görirem,
Mezerde hortlak görirem,
Bin türlü tufan görirem,
Güllü bir yaban görirem korkmirem,
Korkmirem bala korkmirem…

Ay balam,
Bu korkmamazlığım ile, bu korkmamazliğim ile;
Vallahi bala billahi bala tillahi bala,
Nerde bir yobaz görirem,
Nerde bir softa görirem,
Nerde bir molla görirem,
Korkirem bala korkirem bala korkirem…

İşte böyle Değerli Okuyucularımız,

Alim Yıldız ve kadrosu, yönettikleri üniversitede önce akraba ve hısımlarını kollayıp nepotizmin meşalesini taşımış ve yüzlerce insanı mağdur etmiş; daha sonra ise mağdurların üniversiteyi dava etmesini desteklemiş ve bu defada üniversiteyi mağdur etmiştir.

Değerli Okuyucularımız; çocuklarımızın ve devletimizin geleceği için Tahirzade’nin korkarım dediklerinden korkalım. Dağdaki yabandan, sokaktaki hayvandan değil; riyakardan, dalkavuktan korkalım.
 



Anahtar Kelimeler: TABUTA ÇİVİYİ ÇAKTILAR