Tarih: 25.08.2013 15:40

SİVAS?TA GEÇEN 4 YIL - 4...

Facebook Twitter Linked-in

Kültür ve Şehir

Müzeler

Hali hazırda 2?si merkezde biri Şarkışla?da olmak üzere 3 müzeye ev sahipliği yapan Sivas, kadim geçmişini ve bu geçmişten zamanımıza uzanan kültürünü, şehrin insanının insanlığa yaptığı katkıları en güzel bu müzelerde misafirlerine anlatabilir. Müzeler hem bu görevi üstlenirken hemde şehre gelen turistlerin belirli bir süreyi şehirde geçirmesini sağlarlar. Aksi takdirde sadece tarihi binaları gören şehre yabancı kişiler binanın anlatmak istediklerini tam kavrayamadan şehirden ayrılmak zorunda kalırlar. Sivas?ta bulunan 4 medrese bence en başta müze olması gereken yerler. Şifaiye Medresesi Tıp Müzesi, Buruciye Medresesi Selçuklu Müzesi, Çifte Minareli Medrese arkası yeniden inşaa edilerek İslam eserleri Müzesi ve son medresemiz Gökmedrese ise Türk-İslam Teknoloji ve Astronomi Müzesi olarak faaliyet gösterebilir. Ayrıca açık cezaevinin Halı Müzesi olması ve şehre birde Şehir Müzesi kazandırılması Sivas için son derece önemli bir dönüm noktası olacaktır. Dünya turizm faaliyetlerinde şehrimizin öne çıkması ve şehre gelenlerin zihninde bir izlenim bırakabilmesi adına müzeler son derece önem arz etmektedir.

Tarihimize saygı

İlimizde maalesef genel olarak tarih bilinci mevcut değildir. Bu acı gerçek merkezde ki ve merkezden uzakta ki tüm eserlerde istinasız kendini göstermektedir. Kimi eserin içine çay bahçesi açmakta, kimileri 800 yıldır tarihe meydan okuyan eseri yüksek sesle tahrip etmekte, kimileri de eserlerin duvarlarına yazı yazmaktadır. Aslında bunların hiç birisi diğerinden farklı olmayan yanlışlardır. Eğer bu tarihi eserler şehrin simgesiyse ve bizlere bırakılmış bir mirassa; kişisel faydalar, seçim kaygıları gibi konular yüzünden eserlere zarar verilmemelidir. Şehirde bu eserlerin şehrin ve şehir halkının gözbebeği olduğu vatandaşa benimsetilmelidir. Aksi takdirde bu eserler olmadan şehrin geçmiş hafızası gideceğinden beton yığınlarından başka bir şeye benzemeyeceği unutulmamalıdır.

Sarissa Antik Kenti

İlimizde burada yaşayanların bile bilmediği kayıp bir hazine var. Antik Hitit Kenti: Sarissa... Bu arkeolojik alanda yapılan kazılar o kadar sessiz sedasız yapıldı ki vatandaş ne olduğunu bilmedi, zaten şu anda yapılmayan yada yapılıyorsa bile halka indirgenemeyen bu miras, aslında ilimizi ne kadar tanıdığımızı ortaya koyuyor. Yurt dışına çıkıp bu veya benzeri antik kentlere girmek için 25-30 Euro ödeyip, ya bizde de var aslında, biz neden değerlendirmiyoruz diyen bir çok hemşehrimizde vardır. Bu alanları yıkık dökük harabeler olarak değilde, tarihin mirası olarak görürsek, buraları ziyarete açarsak kaç kişiye ekmek kapısı olacağını görmüş olacağız.

Divriği İlimizde UNESCO tarafından koruma altına alınan anıtsal yapı: Divriği Ulu Camii... Taş işlemeciliği, mimari güzelliği ve görenleri büyüleyen gölgeleri ile Divriği?nin adeta simgesi. Peki böyle muazzam derece de önemli bir eserin birde tarihi kimliğini ilde en çok korumayı başarmış bir ilçede olduğunu düşünün. Tarihi konakları, çarşısı, köprüleri, kümbetleri, dar sokakları... Tüm bunları duyunca 300-400 yıl öncesine gitmiş gibi hissedebiliyoruz. İşte bu hissi gelenlere Divriği?de yaşatmak için bu güzel ilçemize gerekli sosyal alanlar, alışveriş alanları oluşturulmalı; gerekli müzeler ve şehir kültürünü yansıtan model evler meydana getirilmelidir. Bunları yaptıktan sonra hala kimse gelmiyorsa demek ki ciddi bir ulaşım problemi mevcut ve bu ilçemize raybüs gerekmekte demektir. Divriği kültür turizmi açısından Sivas Merkez ile beraber ilin en önemli ilçesidir. Bu potansiyeli yerli ve yabancı turistin yanında bu ilin insanına da anlatmak önemli bir iştir.


Orjinal Habere Git
— HABER SONU —