Baharla beraber ülke genelinde umutlar yeşermekte ve 30 yıldır süren kanın, gözyaşının biteceği ümidi halkın çoğunluğunda kendini hissettirmekte?
Bununla beraber, siyasi iradenin anlatımıyla; buraya akıtılan enerjinin, ekonomik değerlerin, yatırıma, istihdama dolayısıyla halkın refah düzeyinin artmasına etki edeceği söylenmekte?
Bunlar genelde; ülkenin gidişatıyla ilgili mümkün de olabilecek olumlu beklentiler olurken, özelde; ilimizde önümüzdeki süreçte şuan ki vaziyetimize göre bizlere fazla yansımayacaktır.
Bize düşen, son 10 yılda artan GSMH?nın nüfusa bölünmesiyle kağıt üzerinde gözüken rakamsal değer olacaktır.
Adaletli dağıtıl(a)mayan Milli gelirin ve bunun sadece enflasyon kadar artışıyla idare edilen emeklinin ve kamu çalışanının en yoğun yaşadığı bu şehir bununla yetinmek zorundadır.
Zira; on yılda GSMH 4 kat artmışken, özellikle emekli geliri 1 kata yakın artırılmıştır ve bu şehrin bir numaralı girdisi bundandır.
Başarılı kurumlarımızdan şimdiye kadar yanılmayan İstatistik Kurumu (TÜİK) 2023 araştırmalarında önümüzdeki 10 yılda Sivas?tan toplam 200.000 kişi göç edecektir.
Yani; son 30 yılda toplam nüfusun %2,25?i olan ilimiz şu anda % 0,75 iken 10 yılsonunda (470.000 toplam ilçe köy) %0,5 olacaktır.
Bu denli göç, geçmiş zamanlarda savaş ? işgal ? salgın gibi afetlerle olmuştur.
Depremi özellikle yazmadım, çünkü büyük depremlerden sonra siyasi ? ekonomik idarenin bölgeyi imar ? mamur etmesine dahi gıpta eder hale geldik.
Emrinden sual edilemez, neredeyse kalkınma için deprem isteyecek hale geldik.
Hülasa; Sivas için bunun adı YOKOLUŞ?tur.
Vatandaşlık görevlerinden askerliği davul ? zurnayla adeta kutsayan Orta Anadolu ahalisi vergi gibi ödevlerini de her daim yerine getirmiştir.
Hem de devleti ? bürokrasiyi temsil edenlere önünü ilikleyerek Yaradan?dan önce emre kul olarak (!)
Kaçak elektrik kullanmayıp, kaçak kullananları finanse ederek.
Velhasıl, bu şehir halkı siyasi iradeye rahatsızlık vermeden, sirkteki ip cambazını kendinden geçmiş seyreden vatandaşın saf ve hayran hali gibi olup bitenleri izleyen haline getirilmiştir.
GETİRİLMİŞTİR. Çünkü bu şehri yönetme iddiasında bulunanlar kendi geleceği ve rahatı için halkın sorgulama ? talep etme reflekslerini hep törpülemişlerdir.
?Pavlov?un şartlı refleksi? gibi verilenle idare etme gördüğüyle memnun olma kıvamına gelmişlerdir.
Seçilmişler ve idarecilerin dünyaları, oturdukları tahtlarında! Mabadının işgal ettiği nisabında iken, bunlara destek verenlerin dünyası da ayak bastıkları yer ölçüsündedir.
Bu şehrin kurtuluşu mezar taşıyla övünmeyle olmayacaktır.
Piknik alanı, dere ıslahı gibi projelerden olmayacaktır. Fikirleri ve Projeleri olmayan; rugan, sivri burunlu ayakkabısıyla, parmağında 60?ların modası altın şövalye yüzüğüyle, saçlarının kınası ve boyasıyla, bunların genç ve zengin olanının metroseksüel imajıyla anılan, tanınan oda-dernek başkanlarıyla da olmayacaktır.
Kamuoyunda iktidarın genel başarılarıyla övünen, kendi dönemlerinde bu şehirden 100.000 kişinin göç ettiğini söyleyemeyen, eğlenceye dönük Ak-Su, Paşabahçe gibi göz boyama işlerini referans yapan, problemin aslını söyleyemeyen, dolayısıyla çözüm üretemeyen İL BAŞKANI?yla da olmayacaktır.
Tepeden tırnağa kadrodan, zihniyete değişimi yapacak planlar ve kadrolarla olacaktır.
Ülke gündeminde olan ?CÖZÜM SÜRECİ? gibi?
Zira; bizim dünyamız ne doğu ne batıdır. Önceliğimiz bu ŞEHİR dir.