SİVAS?TA ÇALIŞMAMA ÜZERİNE KURULU BİR DÜZEN VAR

 Sivas?ta, çalışmama üzerine kurulu bir düzen var sevgili okurlar. Sadece çalışmama üzerine oluşturulmuş katı bir açmaz?

Bu, uzun yıllardır varlığını devam ettiren ve giderek de kronik bir hale dönüşen bir handikap.

Çalışmama ve üretmeme, sanki bu şehrin kaderiymiş gibi devam ediyor.

Şehre yeni atanan bir yönetici de, ilk zamanlarda, bazen heyecanla atılım yaparım düşüncesi ile işe başlasa da, o da zamanla, bu çalışmama sarmalının içine giriyor.

Risk alıp, şehri yönlendirmesi gereken bir çok yönetici, makamsal yükselmeme, bir takım riskler engel olur düşüncesi ile, o da rutine boyun eğip, günü kurtarma arayışına girmektedir.

Nasıl ve ne maksatla olduğunun, analizi yapılması gereken bir iç sorun sarmalı ile, bu şehrin hareket kabiliyeti, adeta sıfırın altın düşürülmektedir

Bir türlü, Sivas?ın harekete geçmesi için, akil düşünce mukim kılınamamaktadır. Bu şehrin kalıplarını kırması için, bir ivedi hayal gerçekleştirilememektedir.

Sivas git gide tükeniyor. Sivas içe doğru daralıyor.

Kurumlar yeterince çalışmıyor. Sivil toplum çalışmıyor. Yöneticiler, işlerlikli icraatlarda atik davranamıyorlar.

Çalışmama üzerine kurulu olan düzen, sıkı sıkıya korunmaya devam ediyor. Çalışmama düzeni, herkesin işine geliyor. Çalışılır gibi yapılarak, zaman zayi ediliyor.

Sivas?ta, yeterince çalışılmıyor. Sivas çalışmıyor. Herkes, adeta işin kolayına kaçarcasına laf üretiyor. Herkes her alanda,  uzman ve akılları şaşırtacak oranda bilgi ve hüner sahibi gibi.

Ama iş çalışmaya risk almaya gelince, o susmayan diller, lal oluyor. O her şeyi eleştiren ve her şeyin en iyisini ben bilirim diyenler, sırra kadem basıyor, tatlı ılık sulara dalıyorlar.

Her kurum, her meslek gurubu yeterince çalışmıyor. Genelde gün kurtarılıyor, zaman doluyor.

Çalışan ise risk alıyor. Çalışan eleştiriliyor, sıkıntılar ile karşı karşıya kalıyor. Ama en rahat çalışmayanlar. Zira çalışmayanlar için, bir yaptırım mevcut değil.

Çalışma ama uyanık ol, çalışır gibi yap, günü kurtar anlayışı her yerde.

Çalışanların ise, gözler üzerinde. Çalışanlar, dışlanma kovuşturmaları içindeler sanki.

?Amacı ne, derdi ne, gayesi ne? diye eleştirinin eleştirisi yapılıyor.

Çalıştığı için, toplum tarafından kabul görmüyor. Daha olmazsa bir kulp takılarak etkisizleştiriliyor.

Şehre küstürülüyor, yarınlara küstürülüyor, umuda küstürülüyor?

En rahatı, çalışmayanlar. En rahat yan gelip yatan ve lafla peynir gemisi filolarını okyanuslara yelken açtıranlar?

Çalışıp da risk almak yerine çalışmayıp da kafası rahat olma kolaycılığı en basiti.

Çünkü çalışanın başı dertten kurtulmaz diye bir algı oluşmuş. Bu algıya, herkes boyun eğmiş adeta.

Amiri, memuru, halkı? Top yekûn bir nekahet, kalıtsallaşarak yol almayı sürdürüyor.

Çalışmayan ise kafası ve gönlü rahat bir şekilde, ?dizi? izlemede rekora koşuyor.

Çünkü çalışmadığından, risk söz konusu değildir. Çalışmadığından kafası ve gönlü, tatlı ılık sulardadır?

Sivas yıllardır bu açmazda sevgili okurlar.

Çok gayretli birçok insanın, tekerinin önüne taş konduğuna siz de şahit olmuşsunuzdur. Daha da olmazsa, tebdil hazır bekleyen ?yaftalamalar? sebil ediliyor dilden dile?

Şehrin temel değerlerini ortaya çıkaracak, entelektüel bir bilgeli ve ufku önde tutmamız gerekirken, ardı arkası gelmez çekiştirmeler ve hantallıklar korkarım ki bu şehri tüketecek.

Sivas bu hantallığı, hak etmiyor. Tarihin her döneminde başa güreşmiş güzel bir şehrin, bugünkü hali sizi de üzmüyor mu?

Sivas?ı yeniden okumalı, yeniden yorumlamalı. Ama lafla değil, çalışarak. Bu şehrin üretmeye, kalkınmaya ve modern şehirlerarasında, özgün yerini almaya ihtiyacı var.

Sivas?ın gelişimini geciktirmek demek, bu şehrin, her yıl göç kervanına güç katmak demektir.

İlk önce, ?çalışmama üzerine kurulu düzenin? bertaraf edilmesi ile işe başlanmalı.

Önce, bu acındırıcı algı yerle yeksan edilmeli.

Sonra tepeden tırnağa bir değişim ve yenilenme ile, bütün algı ve anlayışları sorgulayarak, yarınların düşünce ufku ve şehri belirlenmeli..

Bu ideali, bu şehirden esirgememek lazım. Bunu daha da geciktirerek, Sivas?ı tüketmemek lazım?