Sivas?ın tepeden tırnağa bir ufuk sorununun olduğunu ifade etsek, yanılır mıyız? Kadük bir iç sarmalın, bu coğrafyada nasıl kök saldığı, analiz edilmeli.
Değişik bir zihin sınırlaması ve sınırlandırılmasının en güzel örneğini, Sivas?ta görmemiz mümkün.
Belki de, geçmişte yaşanan sıkıntıların bir ceremesi büyük düşünememe.
**
Daha en başından, belki de sorunu ele almalı.
Çocukluktan başlayan yetiştirme öğretisinin temel harcı, ?aman önde de olma arkada da? anlayışıdır.
Hatta bunu sınırlandırmak için şahsi duruşu ve hayali önde tutup, sıradan bir memur olma ile sınırlandırılınca her şey, bunun yekûnunu şehrin geneline yaymamız mümkün.
Nasıl olmuş veya ne edilirse edilmiş, Sivas tuhaf bir ufuksuzluk sarmalı içerisine hapsedilmiştir.
Bütün bir hayali ve ideali, kendi dar çevresi için küçük kazanım elde etme hali, bu şehri kasaba zihniyeti dışına çıkaramamaktadır. Şehrimiz ahalisi son yirmi yıldır, çocukları için küçük memuriyet haricinde büyük bir şey planlamamıştır.
Sadece kendi için, kendi ve yakın çevresi haricinde şehrini pekde düşünmemiştir.
Böyle dar sarmalda kendini konumlandıran bir şehrin sakinlerinin, yaşamsal duruşunda içsel bir derinliğinin olması mümkün mü?
Böyle bir hayat algısının, yönetimsel kabiliyeti de elbette geniş açılı olamaz.
İçimizden çıkan nice yöneticinin, şehrin geleceğine dair büyük bir ufuk çizememesinde, var olan genel anlayıştan nişaneler taşımasının elbette büyük payı vardır.
Bu kadük gidişatın, büyük hayal kurmak isteyen yeni jenerasyonu da olumsuz etkilediği aşikar.
Oysa bu şehir sakinlerinin, şehirleri adına büyük bir hayal kurma zorunluluğu vardır. Son elli yıldır devam eden küçük düşünme yavanlığı, daha da katmerleşmeden, yeni bir ufuk aşkına tutulmak elzemdir.
Lakin Sivas?ın, irdelenmesi gereken bir zihniyet sorunu hala ortada duruyor.
Bu aşılmadığı müddetçe, kalıtsallaşmış dar cendere, daha çok heder edecek geleceğimizi?
Yeniliği içselleştirmede gösterdiğimiz yavanlık, on yıllardır oluşmuş ezberimizin de, devamını sürdürecek maalesef.
Sivas?ın acilen bir zihniyet değişimine ihtiyacı var sevgili okurlar.
Bu zihinsel handikap ile, bir arpa boyu dahi yol alamayız?
Tepeden tırnağa bütün yanlış algıları silecek ve yeniden, bu kadim şehrin değerler silsilesini yorumlayacak bir değişime ihtiyaç var.
**
Sivas?ın var olan ufuksuzluğunu kırmanın zamanı gelmiştir.
Sivas?ın zaten elindeki onca değer, bu ufuksuzluk sayesinde kalın toprak altında kalmaya devam etmektedir.
Büyük bir hayal kuracak o kadar çok hazinemiz var ki anlatamam.
Hayalin bir ucu Kızılırmak?a varmalı. Bu şehrin içinden nehir geçip, sandalla gezilere odaklanmalı.
Kale?de sinema platosu ve eski Sivas evleri oluşturularak, film sektörünün dikkatleri çekilip, Uluslar arası film festivalleri hayali ötede durmasa gerek.
Yıldız Dağı, hızlı trenle bir bütünlük halinde, yaz ve kış turizmi noktasında bu şehri abad edebilir.
Cumhuriyet üniversitesi yerleşkesi içerisinde kurulacak dev bir bilim merkezi yolu ile, bu şehrin çocuklarının bilimsel farkındalıkları oluşturulup, yıllardır oluşmuş kalın ufuksuzluk tortusu kırılabilir.