Sivas’ın Maden Yatakları İle Tektonik Özellikleri/Depremsellik Arasındaki İlişki

Sivas’ın Maden Yatakları İle Tektonik Özellikleri/Depremsellik Arasındaki İlişki

Kızılırmak ve Yıldız ırmaklarının ve diğerlerinin özelliklerinin belirlenmesi ve güncel ve eski yataklarının tanımlanması gözlem yapılması ile doğal afetlere karşı önlem alınması gerekmektedir.

Sivas çok önemli bir metalojenik/(maden oluşum kuşağı) kuşak içerisinde yer almaktadır. Farklı maden oluşum tiplerinin yanal ve düşey olarak bir araya geldiği metalik-metalik olmayan maden yataklarını ve/veya mineral zonlarını barındırmaktadır.  Farklı maden oluşumları da farklı element zenginleşmesi içermesi nedeniyle, bu tür yatakların aranması ve işletilmesinde/zenginleştirilmesinde güçlükler yaratmaktadır. 

Bu metalojenetik kuşakta ya da Sivas maden oluşum havzası içindeki maden lisanslarının da hem arama hem de işletilmeye geçilmesinde çok problemler yaşanmakta ve oldukça yüksek sayıdaki maden ruhsatlarının çok az bir miktarı işletilebilmektedir. Sonuç olarak Sivas’ta Madencilik faaliyetlerinin yapılması ve sürdürülmesi oldukça yüksek nitelikli profesyonel bir arge yapılanmasını gerektirmektedir.

Aslında, metalik ve metalik olmayan tüm maden yataklarının oluşması, gelişen kırık, çatlak veya faylara bağlıdır. Yani doğa için gerekli olan olaylar ve sistemler insan için zararlı olabilmektedir. Nasıl ki yer yuvarımızın kendine ait yaşam kuralları var, bunlara eğer uyumlu ve daha bilimsel olarak davranabilirsek daha az doğal felakete maruz kalınacaktır. 

İnsanoğlu, taş devrinden beri kullandığı yeryuvarından elde ettiği madenlerin oluşması için, depremlerin bir anlamda olması zorunludur.  Çözelti ve/veya eriyik içinde bir mineralin taşınması ve zenginleşmesi yani ekonomik olarak işletilebilecek düzeye gelebilmesi ancak depremleri oluşturan kırık, çatlak ve faylar boyunca hareket etmesine bağlıdır. 

Yeryuvarının hareketleri ne zamanki insana zarar veriyor o doğal afet olarak adlandırılıyor. O halde yeryuvarının davranışlarını çok iyi bilmek zorundayız yani üzerinde yaşadığımız yerkürenin canlı bir varlık olduğunu kabul edip onun davranış özelliklerini çok iyi tanımlamamız gerekmektedir. Bu da ancak bilimsel çalışmalarla yapılmalı, yani jeoloji bilimi (yeryuvarını tanımlayan bilim dalı) çok iyi öğrenilmeli ve uygulanmalıdır. 

Bir kaya parçası çeşitli kuvvetlerle kırılır veya çatlayabilir eğer bu kırık veya çatlak yer değiştirirse fay olarak adlandırılır ve yeryüzünde yarattığı sismik hareketlilikte deprem denir. 

Plaka tektoniği kuramı ise bu tektonik olayları (kırık, çatlak, fay oluşumu; süreksizliklerin oluşumu) çok iyi tanımlayabilmektedir.

Sivas’ta güncel ve güncel olmayan tektonik sistemler mevcuttur. Eski yani güncel olmayan tektonik sistemler; faylar Sivas’taki madenlerin oluşturmuştur. Güncel fay veya kırık sistemleri ise bu daha önceden oluşmuş maden yataklarını kesmekte ve daha genç maden yataklarının oluşmasına yardımcı olmaktadır. Tüm bunları Sivas maden havzası içinde görmek mümkündür.

 

Sivas’ın Güncel Tektonik Özellikleri

Sivastaki güncel aktif fay zonları olarak, Sivasın Kuzeyinde, Kuzey Anadolu Fay Zonuna (KAF) parelel olarak gelişmiş olan Koyulhisar, Gölova, Akıncılar ve Suşehri arasından geçen KB-GD doğrultulu bir fay zonu (1), Sivasın güneyinde, Tecer dağından Altın yaylaya doğru uzanan, KD-GB doğrultulu Deliler fay zonu (2), (Şekil 1), Sivasın güneyinde diğer aktif bir fay zonu ise KD-GB doğrultulu Sarız Fayı (3) ve Gürün (4) Fayları bulunmaktadır. 

Tüm yukarıda saydığmız bu fay zonları boyunca zengin maden zuhurları, maden zenginleşmeleri ve maden yatakları bulunmaktadır. Yani yukarıda bahsettiğimiz gibi maden oluşumları ile fay zonları arasında direkt ilşki bulunmaktadır.

Eski çalışmalara göre, Sivas merkeze yakın 3. ve 4. derece deprem bölgesi ve güneyinin 4.derece deprem bölgesi ve Sivas’ın hemen kuzeyinin ise 2. Derece deprem bölgesi olarak tanımlanmıştır. Depremlerde iki farklı unsur vardır, depremin şiddeti ve depremin ölçüsü. Şiddet, herhangi bir derinlikte olan depremin, yeryüzünde hissedildiği bir noktadaki etkisinin ölçüsü olarak tanımlanırken, Richter ölçüsü ise aletsel olarak algılanan bir değerdir (Tablo.1).

Şekil 1. Deliler Fayı ( Emre ve diğ., 2012, dirifay haritası serisi, Sivas-NJ 37-1, mta).

Şekil 2. Sivas’ta bulunan güncel fay zonları;  Doğanşar, Suşehri, Akıncılar Gölova fay zonu (1), Deliler Fay zonu (2), Sarız Fayı (3), Gürün Fayı (4). 

 

 

Tablo.1 Depremin şiddeti ve büyüklüğü.

 

Şiddet

IV

V

VI

VII

VIII

IX

X

XI

XII

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

Richter ölçüsü

4

4.5

5.1

5.6

6.2

6.6

7.3

7.8

8.4

 

Tablo.1’ de görüldüğü üzere, Sivas için 2012 tarihinde yapılmış olan aktif fay harita atlasına göre 4 den küçük ve 4 den büyük depremler gelişebilir. 

Ayrıca şekil.2’de görüldüğü gibi çok önemli bir akarsu, nehir yatakları (ıslak ve kuru dereler) Sivas’ı uzun bir mesafe olarak katetmektedir. Kızılırmak ve Yıldız ırmaklarının ve diğerlerinin özelliklerinin belirlenmesi ve güncel ve eski yataklarının tanımlanması gözlem yapılması ile doğal afetlere karşı önlem alınması gerekmektedir.

Ancak bu verilerin kesinlikle güncellenmesi gerekmektedir. En son depremlerden de ders çıkartılarak, yeni aktif fay zonlarının tanımlanması için projelerin başlatılması gerekmektedir. Başka bir deyişle tüm Türkiyenin aktif fay hartasının revize edilmesi ve bu amaçla projelerin başlatılması zaruridir.