SİVAS YOLCUSU 

SİVAS YOLCUSU 

Sevgili 

Yolculuk kederimiz, gurbet kaderimiz, yolcusun, gökyüzünde bulutlar, yeryüzünde portakal çiçeği kokuları nefesinde. Maki ormanları, asırlık çınarları,ufuklara süzülen bakışlarınla,  telefon tellerini takip ederek büklümlü yollardan,sevdalara  selam taşıyarak yol alacaksın. 

Turunç kokulu,narenciye kentinden ayrılıyorsun.
Yine yalnızlıklara çıkıyor yolun,ay ışıklarıyla hüznünü yollara döküyorsun. Neden bu kış gününde yollardasın ? Sivas'ta dağılan anılarını mı toplayacaksın ? Anayurduna gidiyorsun, şimdi Sivas kar kış sokaklar karla kaplanmış, çatılar buz sarkıtlı,tüm renkler beyaz.

Işıklar düşecek yollara, sarı ışıklar içinde, camlara bakarken yüzlerin buğulanacak,gözlerin zamanın penceresinden bakıyor olacak. Uzakta kalan sevdiklerini hayâl edeceksin, içindeki öyküler, yine senin yalnızlığın karşılayacak, derinlerden fışkıran yalnızlığını damıtacak sevgi pınarın.

Memleketin kokusunu alarak yol alacaksın  kanayan coğrafyanın ortasında, Gardaşlar  dağının eteklerinde ki Sivas hasretle bekler seni, çocuklarını büyüttüğün kent seni bekler, seni sen yapan toprakların bekler,Kızılırmak seni bekler. Sivas'a döndüğünde masum bir yüz görürsen benim gözlerimle bak,beklemene gerek yok. gençliğimi görürsün. 

Gözlerinde ışık dalgaları,alıp götürüyor uzaklığını yakın ederek, bulutlar karşılayacak avuçlarında yağmur damlaları birikecek. Bense akşamın alacasında seni düşünüyor iki satır karalıyor,olacağım. 

Sevgili, anılar yordu, özlemler böldü yaşamını, ne ayazlar ne fırtınalar görmüş hayatın. Gümüşi saçlarını yasla koltuğa, derinlere dal ? Yollar şimdi seni taşıyor, oysa sen hayatın yükünü taşımıştın o yollarda. 

Yanında ki yolcunun kimliğini sorguladın mı ? Nasıl bir yaşanmış hayatı var, sıla hayatını yüreğine hapsedip gurbet yoluna neden düşmüştür. Çaresizmidir ! Neden yorgun hayata koşuyordur ? Sordun mu ? Nasıl bir öykü gizlidir içinde..!
 
Sen yoldasın, benim yolculuğum gelir aklıma. Terminallerde nemli gözlerle ayrılıklar, mutlu kavuşmalar, uğultular içinde kaybolmak. Terminaller sende gurbet,bende hasrettir.

Ya, saatlerce  yolunu beklediğim Gar'larda ,gecenin yarısı tren sesleri duyarım, trevez kokulu, is kokulu karatren yolculuğu. Ve kalbim akar kalbine, uzak yolda olsan bile benimle yolcusun.

Yolculuğun sonu yok,yeniden başlar biz gurbetçiler için. Yılların götürdüğünü, keşke yollar getirebilseydi...

"Sivas gençliğimin şehri 
Seni aradığım kaldırımlarda 
Islık çalıyordu sokaklar 
Ve 
Sesim üşüyordu 

Eski hatıralarım var Sivas'ta 
Eskiyen ömrüm gibi 
Söylenecek kelimelerim bitmedi 
Göç yollarının kervancısı 

Tarih kentine kar yağıyor 
Kirpiklerini öpecek tane tane "

Kemal SARIKARTAL 
Kahır mektupları.



Anahtar Kelimeler: SİVAS YOLCUSU