SİVAS SİYASİ İKTİDARI FETRET DEVRİ YAŞIYOR, BÜROKRASİSİ LALE DEVRİ

SİVAS SİYASİ İKTİDARI FETRET DEVRİ YAŞIYOR, BÜROKRASİSİ LALE DEVRİ

Geçmişte kimlerin desteği ile atandığı bilinmeyen ancak hala görevinin başında liyakatsiz ve çıkarcı kadrolarla Sivas bir adım öteye gidemez. Oluşturulan ortaklık, bacanaklık kulüpleri ile çürümeye devam. Yıkın sizi var edenleri

Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok (Orijinal adı: Im Westen nichts Neues) Erich Maria Remarque'nın yazdığı, savaşın korkunçluğunu ve anlamsızlığını ele alan bir romandır. Romanın adı gel zaman git zaman; değişmeyen, ilerlemeyen, gelişmeyen, beklentilerin gerisinde kalan durumlar için kullanılmaya başlandı. Konu güzel şehrimiz Sivas ve Sivas'ın gelişimi olunca; maalesef; "Batı Cephesinde Yeni Bir Şey Yok" demek zorunda kalıyoruz.

Kamuda yozlaşmaya dair sürekli yapıcı eleştirilerimizi yerine getirmenin sorumluluğunu taşıyoruz. Ancak görünen o ki Sivas'ta kamu kurum ve kuruluşları boğazına kadar çıkar gruplarının eline geçmiş durumda. Makamı ve koltuğunu koruma uğruna her türlü fırsatı kendi lehlerine çeviren, bir günün beyliği beyliktir mantığında idarecilerle nereye kadar devam edilecek? İktidar vekilleri ile il ve ilçe yöneticilerinin düşük profilli duruşları Sivas'ta görevli kamu idarecilerini de rehavete itmiş durumda. Geçmişte kimlerin desteği ile atandığı bilinmeyen ancak hala görevinin başında liyakatsiz ve çıkarcı kadrolarla Sivas bir adım öteye gidemez. Günümüzde Sivas'ta; siyasi otorite bakımından FETRET devri yaşanırken, kamu yöneticileri bakımından ise LALE DEVRİ yaşanıyor. Farkında mısınız?

Oysa iktidar partisi Grup Başkanının Sivaslı hemşehrimiz Abdullah Güler olması, Ulaştırma Bakan yardımcısının 3 dönem İstanbul vekilliği yapmış hemşehrimiz Osman Boyraz olmasını büyük kazanım olarak görüp iyi işler yapacaklarına dair bel bağlamıştı Sivaslılar. Ancak görünen o ki mevcut vekillerle beraber geleceklerine yatırım yapma derdindeler. Şehrin ihtiyaçlarından bihaber, ilgilendikleri kurum yöneticilerinden habersiz, metal yorgunluğu yaşayan idarecilere el çektirmekten aciz bir otorite sergileniyor ne yazık ki.

Şehrin güzide yüksek öğretim kurumu sürekli tartışma ve şaibelerin odağında, kamu idarecileri koltuk koruma derdinde, kadrolaşma adı altında liyakatsiz iş bilmezler işbaşında. Bunca olup bitene kör sağır olan siyasi otoritenin reklam ve sosyal medya icraatları takdire şayan. Maşallah attıkları adımları gözümüze sokmakta mahirler.

Yazımızın girişinde konu ettiğimiz Remarque'ın bu romanın kahramanı, yaşama bağlılığını, yaşama sevincini öylesine yitirmiştir ki, bu yaşam dolu genç adam, önünde uzanan upuzun bir yaşama bakıp, "Varsın aylar, yıllar geçsin. Nasılsa bana getirecekleri bir şeyleri kalmadı" diyebilmektedir romanın sonunda. Umarız bu umutsuzluk ve bahtsızlık kokan cümleyi, Sivaslılar mevcut siyasilere ve idarecilere bakıp kurmazlar. Batı cephesinde yeni bir şey yok, değişen bir şey yok.