Sivas coğrafyasında Anadolu Selçuklu eserleri, aydınlığın, Yeni Çağın başlangıcı gibidir.
Gök Medrese; Şifaiye, Buriciye ve Çifte Minareli Medrese, insanı kendine çeker; düşünmeye, hissetmeye davet eder.
Taçkapı veya anıtsal yapı denilen ön cephe; görünümüyle mimarını, ustasını düşündürür. Onlara minnet ve şükran duyarız
Çifte Minareli Medresenin Taç kapısı ile Şifaiye’nin taç kapıları karşı karşıyadır.
Yapılar, arasından geçerken Selçuklunun ulu dünyasına girersiniz.
Güzelliğin; ihtişamın bir milletin asil ruhuna şahitlik ettiğin görürsünüz.
Özgün yapısıyla çağının sanat anlayışını yansıtır.
Yapılar, çevreye uyum içindedir. Benzerlikler arasında dolaşırken bu iki yapı arasındaki farlılıkları teker teker görürsünüz. Karmaşık gelen birçok çizgiler, bütünlük içinde kavramlaşır.
Kapı üzerindeki geometrik şekiller; semboller, yapıdaki simetri hayret ve merak duygularımızı uyandırır.
Kesme taşlar üzerinde yapılan bezemeler, semboller, motifler ifade ettikleri anlamlarıyla geçmişle bağ kurdurur.
Karşıdan bakıldığında köşe kuleleri; pencereleri, çeşmesi, motifleri ve simgeleriyle uyum içinde sarar insanı.
Bu özgün yapılar, gelişmiş bir kültürün ve medeniyetin kalıcı eserleridir.
Anıtsal kap; üç tarafı kapalı, üstü tonozla örtülü, iç avluya açılan Türk- İslam medeniyetinin önemli bölümleridir.
Birçok inşaî özelliklerin bir araya gelmesiyle yapılar biçimlenmiş ve kendini gösterir, anlatır hale gelmiştir.
Kapıların iki tarafına simetrik olarak yapılan hayat ağacı motifi, en eski Türk geleneklerine kadar uzanmaktadır
Kapı, binadan ileri doğru çıkmış muhteşem görüntüsüyle sizi karşılar. Her ne kadar bağımsız gibi görünse de binanın bir parçası olduğunu hissettirir. Bu duruşuyla ordunun başındaki komutan gibidir.
Binanın yapıldığı mekân, içyapıdaki mimarî unsurlar, genel plan uyum içindedir. Bir üslubu kolaylıkla yakalarsınız.
Kapıdan içeri girdiğinizde karşıdaki eyvan karşılar. Kapı ile eyvan arsındaki mesafe ve iki taraftaki medrese odaları görsel şölen sunar gibidir.
Sivas’a anlam ve tarih katan kültürel miraslarımızı Sivas’ta yaşayan herkes fark etmelidir. Ecdadın bıraktığı bu eserler, hiçbir maddi değerle ölçülemez.
Öz benliğimizi, değerlerimizi asırlarca muhafaza etmiş bu eserleri gelecek nesillere aynı titizlikle aktarma sorumluluğu hepimize aittir.