SİVAS HALKI NELER YAPIYOR BÖYLE?

SİVAS HALKI NELER YAPIYOR BÖYLE?

SİVAS HALKI NELER YAPIYOR BÖYLE?

Bir tarafta şehri zenginleştirmeye çalışanlar diğer taraf ta çalıp çırpanlar?

Bildiğimiz üzere yaklaşan seçim öncesi belediyede hizmet hız kesmeden şehrin dört bir yanında yapılmaya çalışan kaldırımlar üstün körü yapılsa da en azından göz boyamaya yetiyor.

Kumu ser, taşı koy, yarın yağmur yağacak bir güne iş lazım dercesine yapılıyor.

Hiç yoktan iyidir buna da şükür diyelim.

Ama birde fırsat düşkünleri var bunları zapt etmek,   bir hayli zor,  nerden bilsin belediye veya taşeron firmanın ekipleri,

Gündüz yanlarından elinde tille ayağı topallayan adamın gecenin bir yarısında yokuşa yukarı el arabasıyla kum taşıyacağını,

Gözümle görmesem bende inanmazdım tabi ama keşke bununla yetinseler devletin malı deniz düşüncesindeler adeta; bugün kaşıkla götürenler yarın kepçeyle götürür.

Sivas?ın fatih mahallesinden bahsediyorum.

Hiç çıkmamıştım daha önce ilk olarak geçen yıl mart ayında gördüm burayı dikkatimi çeken ilginç şeyler oldu birisi kaldırım kenarlarında bordür taşı var ama neden kaldırımlarda parke taşı yok diye düşünüp duruyordum;

Burada bir suçlu vardı ama kim?

Belediye mi?

Mahalle sakinleri mi?

Diye düşünüyordum akla mantığa sığan bir olay değildi ama bizim açımızdan öyleymiş,  mahalle için normal bir şey alışıla gelmiş bir durum olsa gerek pek rahatlar.

Bunların şimdi neler yaptığına bakalım da şehrin neden kalkınamamış olmasının sebeplerinden birini daha ortaya koymuş olalım.

Malum yaz ayının gelmesi ve havaların ısınmasıyla birlikte kaldırım yapma işlemleri hızlı tren? i de geçti mübarek üç günde bitecek iş iki günden az bir zamanda bitiyor.

Ne kadar sağlam oluyor demiyorum test ettim bastığın zaman taş ters dönüyor.

Ayağının altında neyse elinize sağlık sonuçta emek var.

Mahalle sakinlerinin de bordür taşlarını sökemeyişleri canlarına tak etmiş olacak ki belediyenin                     (taşeron firmanın) söküm yapan kepçesini görünce bir davul zurna çalmadıkları kaldı burada yapılan söküm bayram havasında geçti de diyebilirim.

Aç gözlülüğün abartısına burada rastladım. Kepçe söküyor herkes kapısının önündeki taşları bahçe duvarından içeri atıyor.

Birde rica ediyorlar olum belim ağrıyor da şunları atı verir misin?

Kepçecide cömert kırmıyor moloz kamyonunu göremedik, beklide o taşlarla bir köye daha hizmet gidecekti;  hain mahalleli köylünün hayalini silip süpürmüşler.

Daha önce bende bu işte çalıştım taşeron firma aracılığıyla ama hiçbir şehirde böyle bir şeyle karşılaşmadım.

Burada ya belediye halkı mutlu etmeye çalışıyor. Ya da taşeron firma çok cömert kimin malı kime kimler tarafından dağıtılıyor?

Bir türlü anlayamadım ben;  iş taşeron firmadaysa parasını almıştır. Yok,  belediyedeyse halka seçim sonrasına vadeli fatura mı kesecek merak ediyorum.

Ya da yetkililerin haberi yok işçi eşini dostunu memnun mutlu etmeye çalışıyor.

Bekleyip göreceğiz bakalım,  ya halk kendi çıkarları doğrultusun da devletin,  denizin de yüzecek yada belediye seçim planlarını yenileyecek.

Taşeron firma zaten mutlu?.

Her şey iyi hoşta bunlara kanaatin nedir diye düşünenler olabilir.

Mahalleye bir uğrayıp her evin bahçesine bakınız derim yüz haneden yetmiş sekseninde ya bordür ya kaldırım parke taşlarının yığılı olduğunu görürsünüz ve yeni yapılmış bir çok bahçe duvarı da bu hizmete dahil,  gelişmiş.

Yazımı bir hikâyeyle tamamlamak, istiyorum.

Bir kadın padişah olan Sultan Süleyman?ın huzuruna çıkarak ey padişah ben senden şikâyetçiyim der.

Nedir derdin neden şikâyetçisin? Söyle bakalım. Dün gece evime hır hız girdi ve bunun sorumlusu sensin hır hız girdiyse ben napayım sende az uyanık olaydın. Kadın hemen cevabı yapıştırıyor.

Biz de padişahımız uyanıktır diye uyuyorduk meğerse padişahımız bizden de gaflet içinde uyurmuş?



Anahtar Kelimeler: 0