Tarih: 18.03.2013 21:55

SİVAS EĞİTİMİNDE AKIL TUTULMASI

Facebook Twitter Linked-in

Geçtiğimiz gün bir kitapçıya uğradığında, şahit olduğum bir olay eğitim anlamlı nasıl bir durumda olduğumuzun içler acısı halini yeniden anımsattı. Bir annenin İlkokul ikinci sınıfta okuduğunu söylediği kızı için yaprak test sorması, beni şaşkınlığa uğrattı.

Bu yaşta daha erken değil mi dedim. Verdiği cevap, Sivas?ta ki eğitim durumunu gözler önüne serer mahiyetteydi. ?Bütün herkes deneme sınavına giriyor, test çözüyor??dedi.

**

Eğitimde yaşanan bu akıl tutulmasına, onlarca örnek verebiliriz. Sivas?ın aynı zamanda eğitimde neden gerilerde olduğunu da, verdiğim bu örnek, gayet iyi açıklıyor.

Düşünebiliyor musunuz, daha çocuklar hayatın renkli yanını tam öğrenmeden, sezmeden onları deneme sınavı ve yaprak test hoyratlığına sokuyoruz.

Okumayı söker sökmez, veliler ve eğitimin derinliğine nüfuz edemeyen bir takım eğitimciler, çocukların ellerine yaprak test tutuşturmaya devam ediyorlar. İlkokul ikinci sınıftan itibaren ise, deneme sınavlarına sokarak, anlamsız bir yarış ve telaş içinde bu yaşta yorgunluğa bitkinliğe dâhil ediyorlar.

Bu bir akıl ve izan tutulmasıdır sevgili okurlar.

Daha çocukların, kalpleri ve zihinleri yeni yeni gelişip, güzellikleri içselleştirecekleri bir zamanda, ellerine tutuşturulan deneme sınavı kitapçıkları ve yaprak testler, onların bütün yeteneklerini sınırlandırmakta ve kazanmaya yönelik güdülemektedir.

Bu taptaze beyinleri, şıkların içine hapsetmekten ve kesin doğru ve kesin yanlışı bulmalarını istemekten daha kötü ve kolaycı ne olabilir?

Hayat hep şıklardan ibaret değildir. Belki bir dördüncü şık varsa? Kesin doğru ve kesin yanlış, olmayan bir şıkkın içerisindeyse?

Peki nasıl aşılmalı, eğitimde yaşanan bu garabet? Veya Sivas Milli Eğitim Müdürlüğü ne yapmalı bu konuda?

Maalesef Sivas Milli Eğitim Müdürlüğü bu konularda geniş çaplı bir analiz içerisinde değil. Oysa 2005 programı çok güzel. Araştırmayı ve sorgulamayı öne alıyor. Yapılandırıcı bir anlayışla yorum gücüne ağırlık veriyor.

Sivas?ta ise hala atmışlı, yetmişli yılların eski eğitim anlayışı moda. Test ver kenara çekil. Deneme sınavına, öğrenciler at yarışı gibi hazırla, sonuçlarla avun.

Tam kültürel dokuyu ve dili kavrayıp, o renkli algılamalar desteğiyle üretici olacakları bir zamanda, ellerine tutuşturulan şıklardan oluşmuş cendereler, onların ruhlarını ve algılama hayallerini sınırlamakta ve bir müddet sonrada toplum dışı davranışlara sürüklemektedir.

Sanki çocuklar daha birinci sınıfta, LYS ye gireceklermiş gibi bir telaş halinde sınavlara hazırlandırılmaya çalışılıyor.

Dünyanın neresinde böyle bir metot var Allah aşkına?..

Hatta bu düşüncemi bir adım daha ileri götüreyim. Birçok eğitimci, sanat dersleri olan resim, müzikte bile matematik, Türkçe yapmaktadırlar.

Velilere de bakın biz müzik resimde bile test yapıyoruz diyorlar. Velilerde gururla, bizim çocuğun öğretmeni müzik ve resimde bile matematik sorusu çözdürüyor diye anlatıyorlar.

Bu tam bir skandal. Çocukların zarafet yerine, kabalığa sürüklenmesi demek.

Bilmiyorlar ki çocuğun hayatını zehir, kişiliğini pasifize ediyorlar. Bundan ötürü, kendini sanatsal olarak ifade edemeyen çocuklar da, ilerde toplum dışı davranışlara meylediyorlar.

Sonrada ardı arkası gelmez sıkıntılar. Rehberlikler, pisikiyatristler, karakollar, boşanmalar, kabalıklar, hoyratlıklar ve mahvolan nice hayatlar?

**

Sivas?ta yaşanan deneme sınavları komikliğine ve garabetine İl Milli Eğitim Müdürlüğü mutlaka el atmalı. Özel şirketlerin yaptıkları deneme sınavları, mercek altına alınmalı. İlkokul ikinci sınıftan itibaren yapılan bu sınavların, eğitimi faydasının olmadığı belirtilmeli.

Çocuklara kitap okumayı öğretmeliyiz. Sanatla içli dışlı olmayı, kendilerini renklerin gizemi ile tanıştırmalıyız. Sorgulamayı ve büyük hayaller kurmayı öğretmeliyiz. Kendilerini ifade edecekleri alanlara yönlendirmeliyiz.

Çocuklar bizim geleceğimiz. Ülkemizi müreffeh medeniyetler seviyesine çıkaracak hatta onları da geçirecek ümitlerimiz. Onların yetişmesinde titiz olmalıyız.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —