Türk -İş Başkanı Ergun Atalay, Polonyalı sendika lideri Lech Walesa gibi Cumhurbaşkanı neden olamaz? Lech Walesa sendikacılık yaptığı dönemde; aile bireyleri akçeli ve şaibeli işlere bulaşanları sendikadan uzak tutmuştur. Lech Walesa iktidar ile kol kola yürümemiş, açlık sınırı açıklayıp onun altında asgarî ücrete göstermelik şerh düşüp olanı biteni kabullenmemiştir.
Ya koltuk bana ya kuzgun leşe yazımızda da değindiğimiz gibi; kendi koltuk sürelerine bakmadan alt kadrolarına çekilme baskısı yapmak, bir şubenin bir şehrin kaderi ile oynamak tam da kendini yenileyemeyen STK'ların sorunu. Üst yönetimler, yenilenmeye kendi makamlarından değil alt kadrolardan başlıyor. Kendilerini eleştirmekten uzak, biatçı şube başkanları ile devam etmek istiyorlar. Konunun Demiryol-İş Sivas Şube yönetiminin yenileneceğine dair olduğu anlaşılıyor umarız. Çalışanların kanunlar ve sözleşmelerden kaynaklı haklarını koruyacak olan şube yönetimleri aktif, pratik zekaya sahip, aksiyonel insanlardan oluşmalı. Üst yönetimler bu çap ve kalibrede insanlar bulup üyelerinin önüne çıkarmalı. Duyumlara göre, eğer doğru ise; Demiryol-İş üst yönetiminin Sivas Şubesi için destekledikleri başkan adayı evlere şenlik. İşçi lideri olmaktan uzak, kendisini; Türk-İş ve Demiryol-İş sendika yöneticilerinin Ak Partiye yakınlığından kinaye Ak Parti adayı gibi lanse ettiği konuşuluyor. Siyaseti ve sendikayı kendi çıkarı için kullandığı dilden dile dolaşıyor. Her cuma hutbesinde "Allah ana, babaya ve akrabaya iyiliği emreder" ayetini sendikal ve siyasal güç kullanarak; bil hakkın yerine getirdiği konuşuluyor. İyilik ettiği yakınların da kendinden geri kalmadığı, çalıştıkları kurumlarda sorun yumağı oldukları yine dilden dile dolaşıyor. AkParti yöneticilerinin bu tip adayları çok iyi tahlil etmesi, yerel seçimler öncesi siyaseti ve sendikayı kendi çıkarları için kullanan adaylara karşı bir duruş sergilemesi, mesafe koyması, taraf olmamaları beklenmektedir.
Ülke genelinde kamu işyerlerinde: kamu işçilerinin yaşanan ekonomik ve sosyal kayıplar nedeni ile; Ergün Atalay ve ekibini istifaya çağırması Şehrimiz sendika şube başkanı seçimini etkiler hale geldi. Modern toplumlarda sendika gibi STK'lar siyaset kurumu ile koyun koyuna olmazlar. Ama maalesef biz de tam tersi. Sendika başkanlarının; toplu sözleşme masalarında hükümet ile ilk celsede anlaşmaları, çalışanların ekonomik ve sosyal kayıplarına rıza göstermelerine; şahit olduk. Bir sonraki seçimlerde çalışanları mağdur eden sendikacıların iktidar partisinden milletvekili olduklarını gördük. Nasıl ki kamu personeli alınırken, kamuda görevde yükselirken adayların yedi sülalesi araştırılıyorsa; STK'lar da artık kendisi dahil en azından birinci derece aile bireyleri suça ve şaibeye bulaşmamış insanlarla yol yürümelidir. Buradan kimse bizi "çamur at izi kalsın" ucuz polemiği ile suçlamasın. Tüm kamu oyuna ifşa olmuş, herkesçe konuşulup dillendirilen ancak yargıya intikal etmemiş bir yığın yasa dışı olay konusuluyor. Yeni kaybettiğimiz rahmetli Alev ALATLI'nin dediği gibi biz de diyelim ki; "yargıya intikal etmedi diye olayları örtbas etmeniz, farklı bahaneler ile göstermelik görevden almalarınız, sümen altı etmeniz yasal olabilir ancak olan biteni görmezden gelmek vicdani ve ahlâkî değildir".
Biz Ergün Atalay'ın Cumhurbaşkanı adayı olması ve seçilmesini canı gönülden destekleriz. Ancak görünen o ki; siyasilerle olan teşrik-i mesaileri bu hayale engeldir.
Keşke İlimiz Demiryol-İş şube başkanı Lech Walesa gibi biri olsa.