SAVAŞIN SICAK YÜZÜ

Kaybettiklerimizin yanı sıra kazandıklarımız sonun başlangıcı olarak nitelendirdiğim değişime uğrayan nice hayatlarımız güzelliklerin yan ısıra, bir o kadar da acılar yaşatıyor bizlere.

Geçen 2012 senesinin yaşanan acı olayları sadece ülkemizde değil, bütün ülkelerde acısını hissettirdi. Bu dünyada insanlık adına, barış ve huzur içinde yaşamak, yaşatmak varken, bencillikler ve savaşlar yüzünden insanlık kinle, öfkeyle vicdanen ikinci planda kalıyor. Ülkeler içinde başlayan bu iç savaşlara çare bulunamadıkça, kayıpların yaşattığı hüzünler zihinlerden silinmiyor. Her gün yeni bir güne başlayan dünyamız, bölge bölge savaşlarla zulümler içinde had safhaya ulaşıyor acılarla haliyle. Yaşamın acı yüzü insanlığın en önemli mağduriyetlerden birisi.

Doğu Kudüs`te İsrail`in Filistinlilere yaşattığı zulümler, devreye giren ülkeler ve yapılan anlaşmalar neticesinde ateşkesle sonuçlandı. Nitekim sınırımızda bulunan Suriye`de ise yaşananlar her geçen gün vahim sonuçlara ulaşıyor. O bölgede yaşanan ve hala barışın sağlanamadığı, dinmek bilmeyen iç savaşın kayıplarını televizyonda seyredip, dinledikçe hepimizin yüreğini acıtıyor gördüklerimiz.

Nasıl bir nefret, öfke insanı insanlık dışı zulümlere yöneltiyor böylesine. Her yaşanan olayın kendince açıklaması, haklı bir yanı muhakkak vardır. Ama savaşın ne gibi açıklaması veya haklı yanı olabilir ki?...

Bombalarla yerle bir edilen yerleşim yerleri ve bunlarla sınırlı kalmayan, şiddetin kadınlara ve çocuklara yönelik saldırıları. 2013 senesine girdiğimiz ilk günlerde bile Beşar Esad ve askerleri tarafından kendi masum halkına yaşatıldı.

Acıların, yıkımların ve ölümlerin arasında kalan çocuklar, Yaşananların bilincinde olmayan ama içinde olan çocukluğunu bilmeden kaybolup giden küçücük bedenler, Dünyayı ayağa kaldıran bu sorun, böylesine vahşeti yaşatan insanların vicdanını zerre kadar etkilemiyor.

Tarihin bir gün onları da yargılayacağı zaman gelecek. Lakin o zaman zarfında yaşananların, ölümlerin neticesinde öksüz, yetim kalan çocukların hesabını kim verecek?

Türkiye elinden gelen yardımları yapıyor. Savaşın çirkin yüzünden, sıcağından kaçan, mültecilere ülkemiz ve insanlarımız kucak açtı ve yaralı halkın tedavisi ülkemizde yapılıyor. Sadece Türkiye`nin yardımlarıyla nereye kadar. Yersiz, yurtsuz ülkelerinden edilen bunca insanın dertleri, sorunları ne olacak?

Hükümetimizin barış çağrılarına, uyarılarına aldırmayan, yok edici bir zihniyete sahip olan Esed`e insan demek, insan sınıfına koymak zor.

Tüm kalbimle temennim Filistin`e sağlanan ateşkes`in bir an önce Suriye`de de sağlanması ve bölgeye barışın gelmesi dileğiyle.