Şehrin kendi kabuğunu değiştirmesi, kendini yenilemesi artık gerekliliğin ötesinde zorunlu hale geldi. Zamana ayak uydurmakta yöneticileri sayesinde zorlanan Sivas hala 2 caddeye sıkışmış durumda ve ?mecburiyet caddesi?harici canlı bir yer yok. Hükümet meydanı harici meydanı olmayan kentimin cazibe merkezlerini, merkezden uzağa da taşımak lazım ki şehir farklı bölgelerden oluşsun ama bunu planlayacak, yapacak kişiler zamanında atak yapmadıkları için sorun yaşıyor ve halkla karşı karşıya kalıyorlar. Kent merkezinin içine sıkışmış sanayi çarşısının bölgeden taşınması gerekliliği yıllardır mülk sahipleriyle ortak noktada buluşulamadığı için artık ?kriz? haline gelmeye başladı. Belediyenin sanayi çarşısı yerine yapmayı planladığı proje estetik ve şehre yakışacak güzellikte ama proje diğer projeler gibi kağıt üstünde kalmanın ötesine geçemiyor. Daha önceki başkan Sami Aydın?la başlayan değişim isteği şuan ki başkan Doğan Ürgüp?le de devam ediyor ama fiiliyatta ortada görünen bişey yok. Yıllardır mülk sahipleriyle sanayi çarşısının yıkımı üzerinde anlaşamıyorsanız ortaya birkaç ihtimal çıkıyor. Ya mülk sahipleri abartılı taleplerle masaya oturuyor ya da belediyeye güvenmiyorlar.
Herkes suçu birbirine atıyor ama olay çözüm yerine krize doğru dönüşüyorsa ortada ciddi bir sorun var demektir. Özellikle belediyenin çarşı içinde ki tuvaletleri yıkması ve esnafı mağdur etmesi konunun çok farklı bir boyuta ulaşmasına ve gerginliğe sebep oluyor. Gece baskınıyla yıkılan tuvaletleri esnafa mesaj olarak okumak mümkün.?Ya benimle anlaşın ya da ben size yapacağımı bilirim? diyerek hücuma geçen belediye tavrında haklı çünkü eğer çarşıyı zamanında taşıyıp projeye start vermezse yani tüm şehre somut bir proje göstermezse seçimlerde hüsrana uğrayacağını biliyor. Aslında siyasi beklentinin ya da istemin önemi yok, önemli olan kente katkıda bulunacak projeleri hayata geçirmek ve şehrin ticaretininde farklı alanlara taşınmasını sağlamak. Ve bunun yapılabilmesi için sanayi çarşısı yıkılmalı ve yeni yerlerinde hizmete devam etmeli. Devam etmeliler ki şehir farklı bölgelere yayılsın ve o bölgelerde canlanma yaşansın ve şehir iki caddeye mahkum olmasın.
Tuvaletlerin yıkılmasından sonra ellerinde pankartla sokağa dökülen esnaflar ellerinde ki pankarta ?üşümüyoruz? diyerek rahmetli Muhsin Yazıcıoğlu?nun ?üşüyorum? şiirine gönderme yapıyor ve başkana ince bir mesaj gönderiyorlar. Buraya kadar herşey oldukça normal çünkü belediye başkanı Doğan Ürgüp bir açıklama yaparak esnaflarla biraraya geldiklerini ve gösteri sonrası yine konuştuklarını söylüyor. Herşey gayet demokratik ve birbirini anlamaya yönelik adımlar olarak görünüyor. Bu görüntüyü bozan ise Büyük Birlik Partisi?nden yapılan açıklama. Rahmetli Yazıcıoğlu?nun söylemlerinin siyasi bir malzeme olmaması gerektiğini söylüyorlar ama yaptıkları açıklamada ?biz bunu yapanları biliyoruz ve filli işleyenler tarafımızdan not edilmiştir? cümlesi kullanılarak gözdağı veriliyor. Bu gözdağı ve aba altından sopa gösterme isteği bir siyasi partinin toplumsal olma isteğine gölge düşürüyor. Büyük birlik partisinin il yönetiminde hepimizin saygı duyduğu ve sevdiği akil isimler var ama bu olay sonrası yapılan açıklamanın yakışmadığını ve şehrin geneli tarafından hoş karşılanmadığını belirtmek gerek. Kişiler arasında ayrım yapmayan,bütün olaylara olgunlukla yaklaşan,toplumu germek yerine bütünleştirmek için adımlar atan ve herkes tarafından sevilen Muhsin Yazıcıoğ?lunun miras bıraktığı siyasi partinin ve onun il bazındaki temsilcilerinin aynı çizgide olmasını bekliyor ve yeni bir açıklamayla ?yanlış anlaşıldık?larının belirtilmesi gerektiğine inanıyorum, vesselam.