SAHİBİYE MEDRESESİ SAHİP ARIYOR!

SAHİBİYE MEDRESESİ SAHİP ARIYOR!

SAHİBİYE MEDRESESİ SAHİP ARIYOR!

"Ulu sultan, yüce şahlar şahı, dünya ve dinin yardımcısı Kılıç Arslan oğlu Keyhüsrev?in devleti zamanında yapılmıştır. Allah devletini daim eylesin." 1271 yılında Anadolu Selçuklu Devleti Veziri Sahip Ata Fahrettin Ali tarafından, Konya?lı Mimar Kaluytan`a yaptırılan Sahibiye Medresesinin Taç kapısının üzerinde yazan kitabenin tercümesi ile merhaba diyelim. Her platformda tarihi ve kültürel değerleri ile adından övgü ile bahsedilen, eline her mikrofonu alanın söze Kültür Şehri Sivas handikapı ile başlanılan bir şehirde kültüre ve tarihe yapılan zulmü görmezden gelmek, ilgili kurumlardaki nemelazımcılık alıp başını yürümüşken, bir Kültür Şehri tabusu oluşturup bu kavrama sıkı sıkıya sarılıp,  herdem bundan bahsetmek ne acayip, ne garip bir durum. Haberiniz var mı, Restorasyon adıyla yapılan katliamlara biri daha ekleniyor Sivas?ta. Her platformda övündüğümüz ecdad yadigarı tarihi eserlerimize, zamandan çok, biz insanlar zarar veriyoruz. Daha dün başlamadı mı Behrampaşa Hanı?nın restorasyonu ne çabuk etrafını kapatıp kaderine terk ettik, tıpkı Sahibiye Medresesi gibi. Bu gün neredeyse büyük çoğunluğu yitip giden Mavi Çinilerinden dolayı Gökmedrese olarak adlandırdığımız şehrimizin inci gerdanlığı kaderine terkedilmiş durumda. Şehirde fısıltı gazetesinin yaymış olduğu habere göre ?işi alan yüklenici firma iflas ettiği beyanı ile çalışmayı durdurmuş ama bir başka şehirde başka bir isimle kurdukları firma ile çalışmalarına devam etmekteymiş.?  Bu ne kadar doğrudur tartışılır, ancak ortada tek bir doğru var ki o da Gökmedrese?nin restorasyonu yarım kaldı, kaderine terkedildi. Anadolu Selçuklu Devletinin Sivas?ımız üzerinde bıraktığı önemli eserlerden biridir Sahibiye Medresesi, 25 metre uzunluğundaki minareleri ile asırlardır gökyüzüne uzanan mavi çiniler artık yok oldu. Ya o taç kapısı ve kapının üzerindeki süslemeler, göründüğü kadarı ile yapının en görkemli bölümü idi ta ki o kapı üzerine yamalık gibi, restore etmek adına konan taş parçasına kadar. Medresenin süslemelerinde 12 hayvanlı Türk Takvimine atfen 12 tür hayvan başı, yıldız ve hayat ağacı motifleri kullanılmış. Gerçi şimdi bu süslerin üzerine büyük bir ustalıkla,  basınçlı hava ile kum püskürtülmek sureti ile neredeyse hepsi görünmez hale getirilmiştir. Ne sanat tarihi okudum, ne mimari nede bu işle ilgili bir meslekte iştigal ettim ama merak ediyorum ilgilisi kimse bana cevap versin; ?hangi mantıkla 800 yıllık bir taş binanın yüzeyine basınçlı hava ile kum püskürtülür?, Sivas gibi bir iklim yapısına sahip bir kentte o taşların üzerinde oluşan koruma tabakası nasıl kazınıp, kaldırılıp, o eşsiz süslemeler yüzyılların ardından nasıl korozyona maruz bırakılır??  Benim kafam almıyor bunları? Avrupa?da bu o dönemden yani Ortaçağ?dan kalma birçok tarihi eser, Kadetral ve Saray var ki (meraklıları Unesco?nun internet sitesinden hepsini görebilir) hadi gidinde onların da üzerinde de Gökmedrese?ye uygulanan bir teknikle basınçlı hava ile kum püskürterek restore etmeye kalkışında göreyim, adamı ne yapıyorlar. Sahibiye Medresesi?nin yaklaşık 35 yıl müze olarak kullanıldığını biliyorum ancak bu bilgi o dönem Gökmedrese?yi müze olarak gezenlerin anlatımından aklımda kalanlar yoksa ben 40 yaşına geldim daha Gökmedrese?nin içini görmek nasip olmadı. İçini görmek demişken normal şartlar altında; yapının içerisinde, üzeri açık dikdörtgen planlı iç avlunun ortasında bir havuz olması gerekiyormuş, Anadolu?da bilinen en büyük Selçuklu havuzunun taşları muhtemeldir ki; şimdi binanın dışına atılmış, karın, yağmurun, çamurun içinde, Gökmedrese?nin etrafına 3 metre örülen surların arasında kaderine, hırsızların ellerine terkedilmiş durumda, yazıklar olsun? Restorasyon projesine, hangi akla hizmet Gök Medrese`nin etrafına 3 metre yüksekliğinde kalın duvarlar örülmesi eklendi bana biri izah etsin. Sahibiye Medresesi gibi bir eserin etrafına bu denli çirkin ve kaba duvarlar inşa etmekte ki maksat nedir, orda ki otantik silueti bozmak değil midir bu, merak ediyorum. Bu nasıl bir felaket ki gelip Sivas?ta ki tarihi eserleri bulmakta, anlamadım gitti. 2007 yılının bahar mevsiminde başlanan Gökmedrese restorasyon çalışmaları, neredeyse 2013 yılını yarıladığımız şu günlerde halen tamamlanmış değil. En fazla 15 ay sürer denilen yenilemenin üzerinden nerdeyse 6 yıl geçti. Şehri yönetenlerin Gökmedrese?nin içler acısı durumu konusunda neden kıllarını bile kıpırdatmadıklarının ise sorgulanması gereken bir başka konu. Bu şehri yönetenlerin Vicdanı var mı? Bu şehri yönetenlerin Allah Korkusu var mı? Milliyetçi, Muhafazakar, Maneviyatçı olup, tarih ve kültürümüzden bahsederken cümlelerine ?ecdad yadigarı? diye başlayarak, dem vuran, mangalda kül bırakmayan idarecilerimiz nerde? Bu şehrin Valisi, Kültür Müdürü, Vakıflar Bölge Müdürü neden sessiz bir şekilde bu abidenin heder edilmesine seyirci kalıyorlar. Bu şehri yönetenlerin ecdadımıza saygıları var mı? Var dediğinizi duyar gibiyim ama bu ikiyüzlülükten öte bir davranış değildir benim gözümde. Sebebi hikmetine gelince kırk yıldır, kurtarılmayı bekleyen Gök Medresemizi kaderine terk edenler, ne vicdan sahibidir, ne Allahtan korkar, ne de ecdada saygısı vardır. Hükümette 1 Bakanımız, 3 Milletvekilimiz var, muhalefette de 1 milletvekilimiz, bakıyorsunuz, birçok kurum içerisinde iktidarın atadığı birçok Sivaslı bürokrat var ama bence hiçbirinin nutuk atmaktan öte bir derdi yok. Gök Medrese`nin bu görüntüsü Sivas şehrinin terk edilmişliğini, sahipsizliğini göstermektedir. Evet, Büyük Selçuklu veziri, Sahip Ata; üzgünüm, biliyorum bir daha yönetici olarak senin gibi biri gelmez ama vakti zamanında Büyük İskender?e bile kafa tutmuş, gündüz vakti elinde bir fener Atina sokaklarında dolaşıp ?adam? arayan, ?Sinoplu Diyojen misali elimde bir fener Sivas?ın sahibini arıyorum??

Anahtar Kelimeler: 0