Tarih: 25.07.2013 19:28

REKTÖR BİR YILI GERİDE BIRAKTI

Facebook Twitter Linked-in

Cumhuriyet Üniversitesi geçen yıl tıp dışı bir rektörle değişim yaşadı. Tıp kökenlilerden Mehmet BAKIR ve İlyas DÖKMETAŞ?ın başarı gösterememesi insanları değişik arayışlara yöneltti. Bakır ve Dökmetaş döneminde yaşanan nice olumsuzluk, Tıp kökenli rektör adaylarına karşı bir mesafenin de oluşmasına kapı araladı.

**

Rektörlük seçimleri sırasında, değişik bir sürece girdi Cumhuriyet Üniversitesi. Tıp kökenli rektör adaylarına karşı adı konulmamış bir soğukluk, diğer arayışları gündeme taşıdı.

Faruk KOCACIK?ın adaylığı zaten ezelden beri sürüyordu. İlyas DÖKMETAŞ?ın da yarışı bırakmadığı belli bir haldi. Tıp kökenli muhtemel adaylar arasında ismi zikredilen Mehmet ŞENCAN?a ise hiç şans tanınmama eğilimi öteden beri var iken, kendisinin ortaya çıkmaması doğal bir süreci gösterdi.

Seçim sürecine hızla giren üniversite, ilk defa bu denli büyük oranda Sivaslıların da dikkatini çekti. İlyas DÖKMETAŞ ve Ömer CEVİT?in ipi göğüslemelerine ramak kala, KOCACIK?ın atanması, Üniversitede şok etkisi oluştururken biz de oluşturmadı.

Zira genel kanaat ve göstergeler Kocacık?ın rektör olarak atanacağı idi. Öyle de oldu.

Gerek seçimlerde, gerekse diğer zamanlarda Faruk Kocacık, üniversitede ötekileştirmeyi reddeden bir tutum takınacağını, eş dost ahbap ilişkilerine yer vermeyeceğini her fırsatta deklare etti.

Şehir üniversite birlikteliğini sağlayacağını da söylemekten geri durmadı.

Geldiğimiz bir yıllık süreçte gördüğümüz, bir algı sorununun varlığıdır.

Şehir üniversite birlikteliği için üç beş güvenlik görevlisi veya Vakıf?a filan üç beş insan alınması, sanırım kastedilen şehir üniversite birlikteliği(!) idi.

Ortak projeler ve ortak icraatlarla ırmağın ötesinde kendini konumlandıran Üniversitenin, şehre damgasını vurması iktiza ederken, dar alanda kısa paslaşmalarla geçen bir yıl, kayıp bir yıl değildir de nedir?

Rektör KOCACIK?ın görevi devralalı bir yıl olmasına rağmen, dişe dokunur bir icraatının ortada gözükmemesi nasıl açıklanır?.

Kaynayan bir kazana dönen üniversite hastanesinde, skandalların ardı arkası kesilmez iken Rektörün, halkın menfaatine bir yenilik içine girmemesi hayra alamet değil.

Hakeze diğer birçok birimde de, bir nekahetin, adam kayırmacılığın nişaneleri her geçen gün artarak devam etmekte.

Birkaç dönemdir Rektörlüğe hazırlanan Faruk Kocacık, ya üniversiteyi tanımıyor -ki bu mümkün değil-, ya da danışmanları tarafından yanlış yönlendiriliyor.

?Sen Rektörsün aldırma? türü bir yönlendirme eğer doğru ise bu şehrin ve üniversitenin bir dört yılının daha heba edildiğinin, ayan beyan göstergesidir.

Bu yaşanan başarısız bir yıl gösteriyor ki, gelecek rektörlük seçimlerinde ibre yine Tıp Kökenli adaylara kayacaktır.

Geçen bir yılın başarısızlığı ortada iken bir de ?sessiz ve derinden belli kesimlerin kadrolaşması yapılıyor ve diğer kesim ötekileştiriliyor? iddiaları ayyuka çıkmaya devam ediyor.

Eğer bir ötekileştirme çalışmasına üniversite girerse, bu hem şehrin hem de üniversitenin imajına çok ciddi zararlar verir. Bunun için çaba sarfedenler, bu fikirlerinden derhal vaz geçmek zorundalar. Hiç kimsenin, bir ötekileştirme kaosuna üniversiteyi atmaya hakkı yoktur.

**

Cumhuriyet Üniversitesi Sivas?ın hayat damarıdır. Her adım ve her düşünce benlik ve ihtirastan sıyrılıp, Sivas için olmalıdır. Üniversitenin her alanda, Sivas halkının dertlerine çözüm bulması gerekirken, kendini, içine doğru daraltıyor olması, hem Sivas?a hem üniversiteye telafisi mümkün olmayan kayıplar yaşatır.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —