Ramazan, her zaman yapmakla yükümlü olduğumuz doğru ve güzel şeyleri “daha fazla” yapmamız; kötü ve zararlı alışkanlıklarımızı da bir tarafa bırakmamız ve bir daha da yapmamamız gereken bir ay...
Tuttuğumuz oruçlarla bedenimizin sıhhate kavuştuğu, verdiğimiz zekât ve sadakalarla malımızın temizlendiği, maddî ve manevî hayatımızda birçok güzelliklerin yaşandığı bir ayı sonlandırmak üzereyiz.
Pek çok manevi değerleri bünyesinde barındıran Ramazan ayının sonuna yaklaşırken insanın yaratılış gayesi doğrultusunda kendisini hesaba çekmesi, hayat muhasebesini yapması gerekir.
Genellikle her ramazan ayında, TV programlarında ya da dini içerikli yayınlarda sakız çiğnemek orucu bozar mı diye merak ediyoruz ama nefret, öfke, kin, şiddet, küfür, kabalık ve hoşgörüsüzlüğün tutulan orucu bozup bozmayacağını merak etmiyor ve sormuyoruz. Oysa oruçluyken öfke kontrolü yaşayanlar, manevî duygulardan uzaklaşıyorlar.
Oysa oruç tutmak aynı zamanda kendini tutmak, ölçülü ve dengeli olmaktır. Yani sadece aç ve susuz kalmak değildir.
Orucun asıl hedefi, Allah’a karşı kulluk vazifesini yerine getirmek, nefsi terbiye ederek takvaya ulaştırmak, ferdi ve toplumu geliştirmek suretiyle Allah’ın râzı olacağı huzurlu bir ortam meydana getirmek, orucu, insan onuruna yakışır şekilde tutabilmektir.
Bu mübarek ayda tuttuğumuz oruç bizi kötülüklerden alıkoymuyorsa yani kötülüklere karşı bizi tutmuyorsa, sormak gerekir; oruç ne için tutulur?
“Oruç tutan bir kimse yalancılığı, yalan yere şahitliği ve cahilce davranışları bırakmaz, böyle günahları işlerse, yemesini içmesini terk etmesine Allah bir değer vermez.” (İbni Mace, Sıyam:21)
Ramazan, ihmal ettiğimiz doğru ve güzel duyguları yaşama, paylaşma; gönül yaralarını tedavi etme, “gönüller yapma” ayıdır.
Aynı zamanda Ramazan, Rabbin kapısından mağfiret alma ve kardeşlik bağlarımızı güçlendirmesi için dua etme zamanıdır. Bu ayda elde ettiğimiz kazanımları muhafaza edelim, kaybetmeyelim.
İyiliği ve güzelliği, unuttuğumuz ve ihmal ettiğimiz nice değeri bizlere hatırlatan Ramazan ayı ve içinde barındırdığı Kadir gecesi, yüce Rabbimizin insanlığa bir rahmet ve umut kapısı olarak bahşettiği mübarek bir ay ve mübarek bir gecedir.
Ramazan ayının hayatımızın, yaşantımızın muhasebesini yaparak; dargınlık, kırgınlık, kin ve nefretin yerine sevgi, saygı, hoşgörü, dostluk ve kardeşliği hâkim kılmaya özen göstermiş olduğumuz bir hayata da vesile olması dileğimle; sevgi, barış, kardeşlik ve huzur içinde güzel günler geçirmenizi temenni ediyor; Kadir Gecenizi ve mübarek Ramazan Bayramınızı en kalbi duygularımla kutluyorum.