ODA?DA 20 DAKİKA
İlginç başlık ve yine ibretlik?
Fazla meraklandırmayalım; aylık olağan yapılan Ticaret ve Sanayi odası meclis toplantısından bahsediyorum.
20 dakikada; beşeri, cinsi, hasta ziyareti, tebrik, tanışma, vedalaşma, helalleşme, sakal altı geçme (!) vb ritüeller için en az ve kısa olanıdır.
Tabirimi mazur görün; hatta yukarıdaki karşılaşmaların bazısında şipşak ? vur kaç (!) kıvamındadır.
Gelin görün ki, binası koskoca (!) Ticaret ve Sanayi odasının ayda bir yapılan, her meslek grubunun temsilcisiyle oluşan meclis toplantısı, üyelerinin hazırun sayısını zor toplayarak sadece 20 dakikada yapılıyor.
Yani bina; KOSKOCA, İÇİ; KOF?
Demek ki; Sivas?ın Ticaret ve Sanayisi iyi yoldaki müzakere etmeye gerek görmüyorlar.
Ya; kendi çıkarlarının peşinde olup, (o da tabiidir) buraya vakit ayıramıyorlar.
(O zaman seçilmeyeceksiniz?)
Ya da; memleketin bittiğinin, söylenecek sözün, yapılacak bir şey kalmadığının, yani teslimiyetin tescilidir.
Bu muhteremler; ??sen söyle sen işit?? deyişinin, en yakıştığı yerin; Sivas olduğunu iyi anlamışlar ki oralı dahi olmuyorlar.
* * *
Geçen haftada gerçekleşen İl Genel Meclisi toplantısında; üç beş çalışanının ilçelere tayini konusunda çıkan tartışmalara bu gazetede yer vermiştik.
Demek oluyor ki; ilin meclislerinde ya kısır müzakereler ya da şipşak toplantılar yapılıyor.
Acaba bu meclisler merak ettiler mi; çevre komşu illerde, benzeri meclislerde hangi gündemle toplanıyorlar ve hangi konularda ne kadar süre tartışıyorlar?
Kayseri örneği vermekten sıkıldık, hem de hicap duyar olduk.
Onun yerine rakibimiz veya eşitimiz olan Tokat ve Yozgat?a bakmaya ne dersiniz?
Ya da; sadece idari olarak bize bağlı, reel durumda Kayseri?ye ait Şarkışla, Gemerek daha mı uygun?
Oda binasının üst katında bulunan; gündüz lokanta, gece meyhane ya da; restaurant veya night club (!) her neyse, o mekânda geçirilen vakit ile meclis toplantı salonunda geçen zaman arasında hangi mekân lehine bir ilişki var?
* * *
Unutmadan hayırlı hizmetleri anmadan geçmeyelim (!).
Dünyayla olmayıp ahiretle ilgisi olsa da; kısa günde bazen 3 ? 5 defa, telefonumuza gelen sms ikazıyla TSO logosunu gördüğümüzde; ürpererek ??yakınlardan uzak?? temennisiyle ve de besmeleyle okuyarak, cenaze namazını kılanlar sevabından, duvar dibi muhafazakârlarımızda (!) cenaze sahibinin acısını paylaşacak, sevap ve gönül alma işine vesile olduklarını söyleyelim.
Aynı meyanda; Belediye Meclisimiz de, yukarı tekke bölgesinde ??lebiderya?? diyeceğimiz özel aile mezarlığı oluşturarak, ahiret yurdunu; hatırı sayılır bedelli mukabili hizmete ? satışa sunmuşlar.
Anlaşılıyor ki; ??Yarın ölecek gibi ahirete, hiç ölmeyecek gibi dünyaya çalış?? hadisi bizim yöneticiler; sadece ahiret kısmını almışlar, ama kime? Asıl mesele orada?
Yani; yönetilenler ahirete, yönetenlerde dünyaya mı çalışsın, demek istiyorlar.
Asıl gaye; mezarı hazırlamak değil, mezara hazır olmaktır?
O da; yaşamaktan çok yaşatmayı, sahip olmak yerine sadece ?OL?mayı becerenlerindir, sadece bireysel ibadetlerde değil?
Bilmem ki nasıl anlatsam;
Nasıl, nasıl size derdi mi?
Bir dert ki yürekler acısı,
Bir dert ki düşman başına,
Bir dert ki?
Dayanılır şey değil
(O. Veli)