NEDEN YAZIYORUM?

NEDEN YAZIYORUM?

“Okumak insanı olgunlaştırır, yazmak daha somut bir bilgi sağlar, dinlemek bilgeleştirir, konuşmak ustalaştırır.” denilmektedir. Özellikle okuma ve yazma becerisi beyni zihinsel, sosyal ve duygusal anlamda geliştirmektedir

Gerek hayatı çeşitli yönleriyle gerekse bilgi edinmede, bilgiyi paylaşmada ve hayatın devamlılığı hususunda vazgeçilmez bir ihtiyaç olarak nitelendirilebilecek iletişimde bireyin ve toplumun sahip olması gereken birtakım becerilere ihtiyacı vardır.


Hayatı doğru yaşayabilmek için öncelikle o dilin dört temel beceri alanına hâkim olmak gerekir. Herkesin bildiği fakat çoğu kişinin önemsemediği bu dört temel beceri okuma, yazma, dinleme ve konuşmadır. Bir de bunlara ilave olarak dil bilgisini de eklemek gerekir. Bu hakimiyeti sağlayabilmek için de okuma ön plana çıkmakta ve büyük önem taşımaktadır.

 


“Okumak insanı olgunlaştırır, yazmak daha somut bir bilgi sağlar, dinlemek         bilgeleştirir, konuşmak ustalaştırır.” denilmektedir. Özellikle okuma ve yazma becerisi beyni zihinsel, sosyal ve duygusal anlamda geliştirmektedir.

 


“Konuşmak” aslında medeniyetlerin temelini oluşturur. Okumak ise bu medeniyetlerin çakıl taşlarıdır. Okumadan iyi bir konuşma yapılamaz. Okuma ve dinleme sayesinde anlar; yazma ve konuşma sayesinde ise anlatırız. Anlatabilme becerimiz anlayabilme becerimizle doğru orantılıdır. Mevlana’nın da dediği gibi “Sen ne söylersen söyle, söylediğin, karşındakinin anladığı kadardır.”
   


Yazı yazan herkesin kendine göre bir nedeni vardır mutlaka. Yazmak, önemli bir iletişim aracıdır. Düşüncelerimizi ve duygularımızı ifade etmenin ve bilgiyi paylaşmanın da güçlü bir yoludur. Ayrıca sorumluluk ve mutluluktur. Her şeyden önce hayatı sahiplenmek, hayatı paylaşmaktır. 

Yazmak, benim iç dünyamı anlamama ve başkalarına aktarmama yardımcı oluyor her zaman. Gözlemlerimi, yaşadıklarımı, duygularımı, düşüncelerimi ifade edebiliyorum yazılarımızda.


Yazmak, herkesin edinmesi gereken bir beceri olmalı... Yazma yoluyla, düşüncelerimizi ve fikirlerimizi kendi değerlerimizi, inançlarımızı ve önyargılarımızı tutarlı, inandırıcı belge halinde nasıl düzenleyeceğimizi öğreniriz. Ben de yazıklarım ile düşüncelerimi ifade edebiliyorum. Selami Şahin'in şarkısında “Gözler Kalbin Aynasıdır” deniyor ya yazmakta kalbin aynasıdır bir bakıma aslında. Çünkü nedeniyle, niçiniyle, nasıl düşündüğümüzü yansıtmaktadır.

İster basılı ister basılı olmayan (internet gazetesi) olsun, gazetelerdeki köşe yazılarını, haberleri okumak insanın ufkunun açılmasına katkı sağlayacağına inanıyorum.

Özellikle gazete köşe yazıları, açık, net, anlaşılır oluşu yönüyle ve insanları bilgilendirmeye, yanlışlıklardan, olumsuzluklardan uzaklaştırmaya ve doğruları göstermeye yönelik özellik taşıdığı için demokratik bir toplumun işleyişinde önemli bir rol oynamaktadır.

Geçimimi yazarak sağlamıyorum. Yerel medyada yazdıklarımdan herhangi bir ücret almıyorum. Yazdığım konulara ilgi duyanların, beğenenlerin olduğunu bilmek, yazılarımın okunduğunu görmek beni mutlu ediyor ve ülkem adına umutlandırıyor. Yazılarımı okuyanların ise genellikle yazmayı, okumayı seven kişiler olduğunu ve benim yazdığım konulara da ilgi duyduklarını düşünüyorum.

 


İnsan, hayatı boyunca her gün gerçek olan onlarca, yüzlerce sayısız şeye tanıklık etmesine rağmen bir anda geçmişi unutabilmektedir. Sonra da unuttuğu şeyler adına üzülmekte, yakınmakta, pişmanlık duymaktadır. Oysa insan, sorumluluk bilinciyle hareket ettiği oranda onurlu ve kıymetlidir.

 


Evet, insan, unutkan bir varlıktır.  “Kimim, nereden geldim nereye gidiyorum, bu dünyadaki görevlerim neler?” gibi pek çok sorunun cevabı, çoğu insanlar tarafından ne acıdır ki sorgulanmamakta, unutulmaktadır. Oysaki yüce Allah, dengeli ve ölçülü bir beden, canlılık kazandıran bir ruh, doğru ile yanlışı ayırt etmeye yarayan bir akıl ve hayatını anlamlı kılabilecek bir vicdan vermiştir insana.  Bunun neticesinde de gerek yaratılışı itibarıyla sahip olduğu akıl, irade, zekâ, düşünce, muhakeme gibi yetenekler, gerekse hayatı boyunca Allah’ın kendisine bahşettiği nimetler, insana yaratılmışlar içinde büyük bir şeref ve değer kazandırmıştır.


İşte bu unutkan olan insanların düşünmesi, gelişmesi, değişmesi, akıllanması, araştırması, okuması, sorumluluk duygusuna sahip olması, hayatı sorgulaması, gerçekleri görmesi, eksikliklerini gidermesi, yaşananların farkına varması, öz kültüründen uzaklaşmaması, iyi ile kötüyü, olumlu ile olumsuzlukları ayırt edebilmesi, başkalarının sözüyle hareket etmemesi, hatalarını ve yanlışlarını irdelemesi, cehaletle savaşması, haksız kazanç heveslisi olmaması, sevgi dolu olması, dinini gerçek anlamda bilmesi ve yaşaması, yaşadıklarını din zannetmemesi, haksızlığa göz yummaması, bilimden-ilimden uzaklaşmaması,  bilinçsiz asalak gibi bir hayat yaşamaması… gibi daha da çoğaltabileceğimiz hususlarda bildiklerini hatırlatmak, bilinçlendirmek amacıyla yazıyor ve her insanın eninde sonunda ne yaparsa yapsın, nerede olursa olsun bir gün musalla taşının üzerinde olacağı gerçeğini anlatmaya çalışıyorum.

Ayrıca haset, öfke, kin, nefret, kıskançlık duygularından arınmış sevginin her geçen gün çoğaltıldığı barış içinde huzurlu, mutlu bir hayat yaşanması gerektiğini vurguluyorum yazılarımda. Bu nedenle de yazdıklarımı olabildiğince çok kişi okusun istiyorum. Düşündüklerimi kâğıda dökme arzum, düşüncelerimi ifade etme isteğim ile daha çok kişiye ulaşmayı arzu ediyor; okuyanların yargılarını ve görüşlerini paylaşmalarını istiyorum. Özellikle beni tanımayan insanların fikirlerini almayı çok istiyorum çünkü daha dürüst bir sonucun ortaya çıkacağını düşünüyorum.

Daha akıllı bir toplum olmanın yegâne yolu, gazete, dergi, kitap ya da web kaynaklı bilgilendirme siteleri de dahil olmak üzere ciddi haber kaynaklarını okumaktan geçer. Bilgisiz bir toplumun, konular hakkında bilgi eksikliği nedeniyle özgürlüklerinden istemeden vazgeçme ihtimali de her zaman için daha yüksektir. İnsanları haberleri okuyarak daha fazla dikkat etmeye teşvik etmek, makaleniz için değerli bir konu olacaktır.

Gazetelerdeki köşe yazıları, haberler, sosyal medyadaki haberlerden veya küçük ayrıntılardan çok daha içerikli, nitelikli ve daha kapsamlı bilgiler sunmaktadır. Ama ne var ki çoğu insan okuma alışkanlığı olmadığı ya da okuma alışkanlığını kaybettiği için yeterince bilgilendirilmemekte, yaşanan gerçeklerden uzak kalmaktadır.

Bir gazetenin büyük bir sosyal ve eğitici değeri, eğitici yönü vardır. Gazete eleştirel düşünmeyi zenginleştirir, okuyucunun bilgilendirir. Ayrıca gazete okumak kişiliğin gelişmesine, dil becerilerinin artmasına da yardımcı olur. Köşe yazıları aracılığıyla da farklı görüşlere sahip geniş haber ve bilgi aktarır.

Daha gelişmiş, kalkınmış bir ülke olabilmek ve daha mutlu, huzurlu, başarılı bir hayat yaşayabilmek için okuyanların bol olması dileğimle…
*
(Sizler de yorum kısmına, okuma sebeplerinizi yazabilirseniz çok mutlu olurum.)



Anahtar Kelimeler: NEDEN YAZIYORUM?