Toplumun medenî olması, aslında toplumdaki tüm bireylerin medenî olması ile ilgilidir. Medenî olmak, birey ve toplumun akıl, ahlâk ve maneviyatla yükselerek insanî değerleri yüceltmesiyle mümkündür. Ancak ‘Ne kadar medeniyiz?’ diye hiç sorguluyor muyuz? Oysa okumanın, fikir ve düşüncenin zikir sayıldığı bir dinin bir medeniyetin de mensubu bir milletiz!..
Medeniyet kavramı bilimsel ilerleyiş, görgü kuralları, yol, park, köprü, teknoloji ve birçok alanda gelişmişlik olarak değerlendirilir. Oysa bunlar ve dahası medeniyetin bir parçasıdır, tamamı değildir. Medeniyet kavramının maddi boyutundan ziyade manevî, ahlakî boyutu da bulunmaktadır.
Teknolojik aletlerin kullanılması, marka kıyafetler, lüks bir hayat medeniyet değil bir değişim şeklidir. Modern insan yaşadığı çağa ve o çağın yaşam şartlarına ayak uyduran kimsedir. O halde görünüş olarak son derece modern olmasına rağmen fikri, ahlakî ve insanî yapısını değiştirmeyen insanların modern ancak medenî olmadığını ifade edersek yanlış bir ifade kullanmış olmayız sanırım.
Medeniyet, insanlığın ilerlemesi ve gelişmesiyle birlikte ortaya çıkan bir olgu olup medeniyet sahibi olmak, yaşam tarzında olumlu değişiklikler yapmayı gerektirmektedir.
Medenî toplumlarda din kuralları, ahlak kuralları, görgü kuralları ve hukuk kuralları vardır ve bu kurallara uygun şekilde hayat sürdürülür.
Ancak medeniyiz demekle de medeni olunamıyor. İnsanlar, her ne kadar medeniyiz deseler de asırlar boyu süregelen cins, ırk, renk, soy ve sınıf ayırımı hiç bitmemekte, hâlâ devam etmektedir.
Bir insanın bir başkasını küçük görmesi, kendini başkalarından üstün görmesi, sosyal hayatta insanlar arasında kin ve nefret tohumlarının ekilmesi bir medeniyet midir? Medenî bir toplum insanları cinsiyete, tercihlere, dine, ideolojiye, ten rengine göre asla ayırmaz... Güce, kişiye, ırka, paraya göre değişen hükümlerin olduğu bir adalet sistemi medeni olamaz!
Sadece televizyon izleyerek, internetten haber okuyarak her şeyi bildiğini zanneden, yüklü paralar ödeyerek çocuklarının elline verdiği tam donanımlı, teknoloji harikası bilgisayarları ve cep telefonlarını kullandıkları için çocuklarını takdir eden, gelişmişlik düzeyi zanneden ancak çocuklarına büyük zararlar veren aileler ne kadar medenîdir diyebiliriz?
Güzel dilindeki harfleri yuvarlayarak, lastik gibi uzatarak konuşarak, Türkçe karşılığı olan kelimelerin yerine yabancı kelimeleri kullanarak, son model cep telefonlarından ne dediği doğru anlaşılmayan sadece sessiz harflerle kısaltılarak yazılan mesajlarla kendi kültürünü küçümseyerek kendi medeniyetini oluşturabilir mi bir topum?
Şehrin caddelerinde yere atılmış sigara izmaritleri ve çöpler ne kadar medeniyiz sorusunu sormaya yetiyor da artıyor bile!.. Oysa yolların ve caddelerin temizliği, bir şehrin kültürünü ve medeniyetini gösterir.
Özellikle şehrin en işlek yerlerinde, yerli ve yabancı turistlerin gezdiği alanlarda çöp kovaları olmasına rağmen çeşitli atıklar, çöpler ve sigara izmaritleri ne kadar duyarsız ne kadar medeni olunduğunu göstermektedir.
Ancak vatandaş içtiği sigaranın izmaritini, elindeki çöpü atılması gereken yere değil de gelişigüzel bir şekilde yere atmayı tercih ediyor.
Hangi medenî ülkede cenazesi olan evlere, hasta yatan insanlara, uyutulan bir bebeğe saygı duymak yerine huzuru bozacak şekilde araçta aşırı yüksek sesle müzik çalmak, frene basmak yerine kornaya basmak tercih edilmekte ses ve görüntü kirliliğine neden olunmaktadır?
Cadde ve sokaklara atılan çöpler, izmaritler, yalnızca kötü bir görüntü oluşturmakla kalmayıp, bitkiler, hayvanlar ve hatta yer altı suları için bile tehdit oluştururken arabalardan yükselen müzik ve korna sesleri, son model arabaların camından fırlatılan kâğıt mendiller, atılan sigara izmaritleri ile orman yangınına sebep olduğunun bilincinde olmayan bireyler çağdaş medeniyetten uzaklaştığını göstermiyor mu?
Medenî insan toplum kurallarına uyan, uyumlu, saygılı ve anlayışlı bir bireydir ve her şeyden önce toplumunu ve toplumunun geleceğini düşünür. Bildiklerine yeni şeyler eklemek için sürekli okur, duygusaldır, cesurdur, görgülüdür, küfür, argo türü kelimeler asla kullanmaz, kimsenin hakkını yemez, uluorta yere çöp atmaz, açık sözlüdür, mütevazıdır…
Medenî bir millet olmak da çok önemlidir. Medenî bir millet kendine hâkim olan, düzeni koruyan ve gelenek ve göreneklerine saygı duyan, geçmişte bir arada yaşamış, şimdi de bir arada yaşayan, gelecekte de bir arada yaşama inancında ve kararında olan, aynı vatana sahip çıkan, aralarında dil, kültür ve duygu birliği olan, milletini seven, milletini yüceltme amacını benimseyen ve o yolda azimli ve kararlı bir şekilde yürüyen insan topluluğudur.
“Yaratılanı severiz, yaratandan ötürü” felsefesinin yerini, anlam veremediğimiz olumsuzluk içeren duydular almış bulunuyor. Her gün birbirini döven, öldüren, vuran, bıçaklayan, yakan, yıkan, sürekli şiddet uygulayan bir toplum ne kadar medenî olabilir?
Bir medeniyetin ne kadar mükemmel olduğunu insana verdiği değerle ölçebiliriz. Medeniyet, kendisi için istediğini herkes için istemektir. Kendisine lâyık görmediğini başkasına da lâyık görmemektir. Medeniyet insan olmaktır. İnsan olabilmek, hep insan kalabilmek ve bunun için mücadele etmek dileğimle...