Tarih: 20.06.2013 18:22

NAMUS TÜCCARLARI

Facebook Twitter Linked-in

 Doğudan batıya, kuzeyden güneye, evliyalarıyla, şeyhleriyle, mollalarıyla, kaleleriyle, medreseleriyle, kiliseleriyle, medeniyetlerin bütün varlıklarıyla bir arada,

Dil, din, ırk ayrımı gözetilmeksizin Kürdüyle, Alevisiyle, Şiilerle, Sünnilerle bir arada yaşandığı varlık içinde garip kalan Anadolu? m,

Sen bu hallere düşecek miydin?

Nedir bu Türk, Kürt kavgası kendilerini Kürtlerin sözcüsü olduğunu iddia edenlerinde gerçi Kürtlükle alakası yok ama hangi dine mensup oldukları da aşikâr.

Günümüzde doğu Anadolu bölgesi kürdün yuvası olarak görülse de tarihte bu bölge evliyalarıyla mollalarıyla meşhurdu.

Diyarbakır a baktığımızda bugün Kürdistan olarak görülmeye başlandı. Türk bayrağının indirilip yerine çaput (siz ne derseniz deyin ben bez parçası diyorum) asılarak.

Sokak yön levhaları da bu gelişmeye ayak uydurmuş. Ermeni kökenli kelimelerle;

Oysa bu şehrimiz birçok peygambere ev sahipliği yapmış bizce de peygamberler şehri olarak biliniyorken.

Birkaç örnek de vereyim:

??Diyarbakır da 7 peygamber mezarı 2 peygamber makamı (Hz. Yunus ve Hz. Züilkifl) bulunmaktadır.

Fisk kayası Hz. Yunus`un makamıdır. Hz. Zülkifl peygamber makamı da Ergani?dedir.

Ve daha nice sahabeler var.

Diyarbakır Türkiye?de inanç turizminin emsalsiz birinci merkezidir. Ortadoğu açısından da en önemli merkezlerdendir. Ülkemiz ve tüm dünya Müslümanlarının hacdan sonra ziyaret edeceği en önemli mekânlardan birisi Diyarbakır?dır:??

Maalesef Kürdistan olma yolunda ilerliyor.

Anaların sırtına yapışmış açlıktan ağlayan çocuklar;  ümidini yitirmemiş tüm gücüyle bağrına basan cefakâr analar.

Hayatın tüm acı ve tuzsuz duygularını içimize sevincimizi mutluluğumuzu, hüznümüzü, doya do ya yaşamayıp en taze,

Saf masum bakışlarımızı tozlu yollarda, kirli çamurlu ellerle, yaptığımız mutluluk resimleri anamızın babamızın görmedikleri ama duydukları sevgiyle

Yokluk içinde büyüyen bir neslin torunlarıyız o yüzden kaybettiklerimizin de kazandıklarımızın da değerini iyi biliriz.

 Şanlı tarihimizin bize bahşettiklerini görmezden gelmek için ya duyarsız, saygısız nankör ya da tabir- i caizse yediği kaba işeyen, hayvanı aratan insanlar değiliz.

Anamıza, babamıza, memleketimize,  vatanımıza sırtımızı dönelim, kahpece satalım.

Askerlik hizmetine ilk adım olarak ??Kara Kuvvetlerinin kuruluş tarihi olarak, Büyük Hun İmparatoru Mete Han?ın tahta çıkış tarihi olan M.Ö. 209 yılı esas alınmıştır??

(Deli kanlılığın ilk yılları da diye biliriz buna çünkü: Hiç bir kaçış arayışı içine girmeden meydanlara koşanlar onlardı.)

Yani asırlardır askerlik hizmeti dededen torun, babadan oğul, demeden yapılmış;

 Zenginin parası, fakirin dua sı, kiminin gözyaşı, birilerinin kahkahası eşliğinde, yapılmaya devam etse de.

Toplumda huzur arayışına giriyoruz.

Aklımız beynimize tavan yapmış aheste aheste sallanıyor.

Hani derler ya askerliğini yapmayana kız bile vermezler diye, bu söz artık eskide kaldı hatta unutuluyor da diyebilirim.

Bahaneler, bahaneler kimi T.C devleti vatandaşlığından çıkarak dinini satıyor.

Kimileri bin bir fırıldak çeviriyor. On beş ay cık için!

Ya yan, kül ol tozunu rüzgâr alsın. Ya da topaç ol hevesini çocuklar alsın.

Ama asla yanardöner olma, yoksa su serpeninde dön derenin de belli olmaz.

Anneannem; anlatırdı bazen gözleri yaşarırdı eskiden bir giderlerdi askere, üç dört sene gelmezlerdi oğul öldü mü kaldı mı?

 Haberimiz olmazdı ama hep gözümüz yoldaydı. Kendi gelmese de belki; şehit haberini getirirler diye.

Aradan yıllar geçer kundak da ki, çocuk büyür babasını sorar annesi ümidini kesmemiş inşallah sağ salim gelecek olum.

Tam dört yıl dile kolay,  sonra karanlık bir gecede çıkar gelir; ne eşi bıraktığı gibi genç ve güzel nede çocuğu kundakta sarılı;

Hır hız var diye silahı anlına dayamış kim olduğunun ne önemi var.

Gece geç saatte evine girmiş tanımadığı bir adam anası yüzüne bakarak ağlıyor; kim inanır?

Babası olduğuna ama o zamanlar: VATAN demek namus demekti. Kim olsa inanır.

Mübalağa yaptığımı düşünüyor ola bilirsiniz. Ama öyle yiğit bir baba ya böyle aslan gibi bir evlat vermez mi?  Mevlam!..

Düşünüyorum, da dedelerimizin suçu neydi vatanı namusu için neden dört sene askere gittiler?

O zamanlar bedel yok muydu? Vereydiniz bir tane koyun koç dana?

O zamanlar vatanın namusun bir bedeli yoktu değil mi? Tek bedel ölmek miydi?

ALLAH ALLAH nidalarıyla kazanılan zaferler...

15 ay askerliği çok görüp onu da geçtik,  kısa dönem askerliği bile yapmak istemeyip fakiri hor, hakir, reva görenler;

O garip anaların oğlu olmasa, kıçınızı kim koruyacak yat bakalım paranın üstüne,  bir fakirin evi kadar sıcak mı?

VATANA üç beş ayı reva gören NAMUSU? nu elin koynuna atan bir varlıktan söz etmeğe bile değmez ama,

[Peygamber efendimiz (s.a.s)  hadis-i Şerif?inde Hakkın söylenmesi gereken bir yerde susan bizden değildir buyuruyor.]

Baba oğul a bir bağı bağışlamışta, oğul babaya bir salkım üzümü reva görmüş, ne beklene bilirdi ki satarsan sen atanı vatanı, oğlunda satacaktır elbet anasını atasını.

Şöyle bir bakalım, gerçekten Vatanının güzel Anadolu?nun kıymetini bilen, özüne sahip çıkan;

Belki yokluktan imkânsızlıktan okuyamamış; modern, dediğimiz sözde bu çağda şu insan köylü dediğin zaman burnunu kıvırtanlar?

Hiç gördünüz mü bu gençleri halkın huzurunu bozan meydan eylemlerin de ne işleri var.

Siz ATATÜRKÇÜ, onlar apocu, mu?  Yazıklar olsun sizin gibi gençlere?

??Tüm Ümidim Gençliktedir.?? Diyen Mustafa Kemal Atatürk? ün bahsettiği gençlik sizler olamazsınız.

Sizler birçoğunuz yüksek lisanslı, diplomalı, cahil ahmaklarsınız.

??cahilin yanında yağ bal yemektense âlimin yanında kuru soğan yemeyi tercih ederim??

Ağaç sevdalıları sizin atanız değil miydi? Cahiliye döneminde İsa peygambere sırtında çarmıha gereceğiniz ağacı taşıtan;

Yine atamız olan İbrahim Peygamberi diri diri yakmak için ağaç komayıp yığan da sizin atalarınız değil miydi?

Ne zaman ağaç sevdalısı oldunuz.?

Anasının kucağın da hoppada, ninna da, büyümüş ayol napçaz, bana dokunmayan bin yaşasın diyenler!.

Birçok bacılarımız sizden daha delikanlı cepheye koşan nine hatunların asıl asil torunları.

İsyanların, eylemlerin sokaklarda, pazarlarda, ardı arkası kesilmez; oğul babaya kız anaya baş kaldırır. Geçmiş olsun ??SATILDINIZ??!

Ana Baba ATA demek değil miydi bize yanlış öğretmişler demek ki!

??Geçme namert köprüsünden ko aparsın su seli, yatma tilki gölgesinden de ko aslan yesin seni.??




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —