Tarih: 04.03.2013 10:36

MİLLİ EĞİTİMDE ÇALIŞMAMA DÜZENİ

Facebook Twitter Linked-in

Sivas?ın son on yılının,  eğitim anlamında parlak olduğu söylenemez. Dünyada ve Türkiye?deki olumlu gelişmeleri Sivas tam anlamıyla maalesef algılayamadı.

Şehrin son yıllarına damgasını vuran eğitim yöneticileri, başarılı bir vizyon belirlemede insiyatif alıp, şehrin eğitimdeki yerini, ülkenin ilk on sırasına yükseltemediler. Hantal bir eğitim bakışını devam ettirmeden öteye geçilmedi. Altmışlı yılların, ?derse gir çık eğitimi? haricinde, bir yeniliğe imza atamadılar.

Büyük başarılarla, bu güzel şehri önemli yerlere getirmek şöyle dursun, adeta çalışmama üzerine kurulu bir düzenin kökleşmesini sağladılar.

Milli Eğitim ileri bir ufuk perspektifi gerçekleştirmediğinden dolayı, şehir beyin göçü vermeye devam etti.

İdealist eğitimciler, yeni fikirlerle eğitime yenilik getirme gayreti ile göreve ilk başladıklarında, eskiden oluşmuş kalın tortu ile karşı karşıya kaldılar.

Çalışmama üzerine kurulu düzeni delmeye kalkışsalar da, bunda başarı sağlayamadılar. Zira eski eğitimciler ve okul idarecileri yeniliklere o kadar uzaktılar ki.

Sivas eğitiminde, son yıllarda en önemli atılım, sanırım Vali Yardımcısı Veysel ÇİFTÇİ?nin titiz takibi ile başlayan SEKAP oldu.

ÇİFTÇİ, bunun zor olduğunu belki de biliyordu. Karnından konuşan, yan gelip yatmacı birçok idarecinin morali yerle bir oldu. Zira en büyük korkuları çalışmaktı.

Eğitimin kıyısında köşesinde olan herkes bilir ki, Sivas?ta çalışmama üzerine kurulu eğitim düzenini yarmak, bir delik açmak, Efsane Vali Halil Rıfat Paşa?nın Zara?dan Şerefiye?ye yol açmak için milim milim kayaları parçalaması gibi bir şeydi.

Sekap, bu bağlamda son on yılın en önemli adımı olarak, çalışmayan hantal eğitim düzenine, bir hareketlilik getirdi.

Homurtular da peşi sıra tabi. Bir elin parmaklarını geçmeyecek bazı idareciler haricinde, birçok okul müdürü çaktırmadan mukavemet gösterdiler. Çünkü yenilik demek çalışmak demekti. Yeni şeyler çoğunun rahatını kaçırıp, mevcut yatma düzenini bertaraf etmeyi hedefliyordu.

Sivas?ta Eğitimin Kalitesinin Artırılması (SEKAP), iki yıldır güzel çalışmalara imza attı. Kurumlar arası ilişki, müzeye gitme mecburiyeti, sinema tiyatro etkinliği, kültürel çalışmalar olmak üzere yeni şeyler hedeflendi.

Eğitimde bir değişim elzemken, bu değişimin birkaç boyutunun hakkaniyet ve liyakat esasına göre düzenlenmesi icap ederken, bunda maalesef eksiklikler oluştu.

Bir sendikanın her şeye burnunu sokup, kendi çekirdek kadrosunu Milli Eğitim bünyesinde üst görevlere getirme ihtirası, hakkaniyet ve liyakate halel getirir mahiyette oldu.

Ne gariptir ki sıkıntılı zamanlarda kırk elli kişi ancak sendikada iken, demokratik hakların gelişmesi ile, ikbal ve makam arayan niceleri o sendikaya koştular. Dar zamanda sıkıntılara göğüs gerenler ise kenara itildiler?

Son şube müdürleri görevlendirmesinde etkin olan sendika, gece gündüz kulis yapıp isim belirledi. Tabi ki, bu görevlendirmeye giremeyen birçok sendika üyesinin, ?neden biz tercih edilmedik diye? adeta kafayı yeme seansları, ne kadar gülünç ve acınacak bir tablo.

**

Üzülerek belirtmek gerekir ki, Sivas eğitiminde çalışmama üzerine kurulu bir düzen var sevgili okurlar.

Son yıllarda bu çalışmama düzenini, bir ?huruç harekâtı ile delmeye çalışan? idealist eğitimci ve idareciler de olmasa, Sivas atmışlı yılların eğitiminden kurtulamayacak.

Emekliliği gelmiş, çağı algılamada sıkıntı çeken birçok okul müdürü, bırakın yeni şeyler yapmayı, güçleri yetse yeni şeyleri engellemenin yolunu bulacaklar.

Okullarda salon var kirlenir diye kullandırılmaz. Bilgisayar aman arızalanmasın denir. Bir tiyatro veya sinemaya çocukları götürmek gerekse, bir ortam hazırlayıp işi kolaylaştırmazlar. Bir seminer veya konuşmacı için asla harekete geçmezler. Lakin kâğıt üzerinde onca hayali şey yazarlar; şunu yaptık bunu yaptık diye.

Emekliliği gelmiş, ununu eleyip eleğini asmış bu tür idareciler, odalarında akşam sabah televizyon izleyip, öğleleri ?etli pide? ziyafeti haricinde kıllarını kıpırdatmazlar.

Bu hantallık mutlaka aşılmalı. Okumadan, yazmadan, sinema, tiyatro, sanattan habersiz çalışmama üzerine kurulu düzen ile Sivas bir yere varamaz.

Eğitimde yenilenme şart. Eski eğitimcilerin, bu şehrin eğitim geleceğine katkıları minimum düzeydedir. Onlar, bunca yıldır yapmak istediklerini, şimdiye kadar yapmaları gerekirdi.

Ülkemizin dünyada artık başa güreşmesi gerekmektedir. Bunda en önemli güç eğitim gücüdür. Bunu engellemeye kimsenin ama kimsenin hakkı yok.

Memleketimiz, ileri medeniyetler seviyesine ancak ve ancak iyi yetişmiş birey ve bunların oluşturduğu toplumla yükselebilir.




Orjinal Habere Git
— HABER SONU —